"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/220 E., 2022/2542 K.
HÜKÜM/KARAR : Asıl Dava Usulden Ret - Karar Verilmesine Yer Olmadığına-Birleştirilen Davalar Kabul / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölbaşı (Ankara) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/255 E., 2021/329 K.
Taraflar arasındaki birleştirilerek görülen asıl tapu iptali ve tescil, birleştirilen tapu kaydında düzeltim davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davada pasif husumetten ret ve karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davaların ise kabulüne karar verilmiştir.
Kararın bir kısım davalılar ..., ..., ... ve ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra
dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacı ...; imar uygulaması ile oluşan 1635 ada 1 parselde paydaş olduğunu ancak imar dağıtım cetvelinde belirlenen payların tapu kütüğüne hatalı işlendiğini, hatalı pay tescilinin düzeltilmesi için Gölbaşı Tapu Müdürlüğüne yapılan başvurudan sonuç alınamadığını, bu hatalı işlemler sonucunda adına fazladan pay tescili yapılan davalı ...'ın payını diğer davalı ...'a satış yoluyla temlik ettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Birleştirilen Gölbaşı (Ankara) Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 2019/378 Esas (eski 2016/219 Esas) sayılı dosyasında davacı ... vekili; Ankara ili, Gölbaşı ilçesi, Karşıyaka Mahallesinde yer alan 1635 ada 1 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet hükümlerine göre kayıtlı olduğunu, taşınmazın beyanlar hanesinde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Daire Başkanlığının 06.05.2015 tarih ve 351905 sayılı talimatınca, 29.05.2015 tarih 10862 yevmiye ile beyanlar hanesinde "09.12.2013 tarih ve 6419 yevmiyeli imar tescilinin hatalı yapıldığına" ilişkin durumu açıklayıcı belirtme yapıldığını, ilgililerine bildirilmesi konusunda şerh düşüldüğünü, Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 1027. maddesi ve Tapu Sicil Tüzüğü'nün 74/4. maddesi uyarınca düzeltme yapılması gerektiğini, ilgili Tapu Müdürlüğü ve itirazen 1. Bölge Müdürlüğüne başvurulduğunu, Gölbaşı Tapu Müdürlüğünce tüm taşınmaz paydaşlarına tebligat yapıldığını ancak Tüzük'te aranan muvafakatin sağlanamadığını ileri sürerek ...'ın payının 308/3000, ...'ın 1161/3000, ...'un 387/3000, ...'ın 194/3000, Hazinenin 25/3000, ...'un 308/3000, ...'nın 262/3000, ...'nun 355/3000 olarak düzeltilmesi gerektiğini bildirip imar uygulamasına dayalı dağıtım cetvelindeki paylar oranında tapu kaydının düzeltilmesini istemiş, yargılama sırasında Hazinenin payı yönünden davanın ihbar edilmesini talep etmiştir.
Gölbaşı (Ankara) Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 2019/466 Esas sayılı dosyasında ise davacı ... vekili; birleştirilen davadaki sebeplerle dava konusu taşınmazdaki Hazinenin 4712/460312 olan payının 25/3000 olarak düzeltilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; TMK'nın 1023. maddesine dayalı olarak taşınmazdaki payını ...'dan satın alma yoluyla iktisap ettiğini, mülkiyet hakkının korunması gerektiğini, iddia edildiği şekilde hatalı tescil ve bundan dolayı bir hak kaybı varsa ilgili tapu müdürlüğü aleyhine tapu sicilinin yanlış tutulmasından dolayı tazminat davası açılması gerektiğini, usul ve yasaya aykırı açılan eldeki davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ...; yolsuz tescilden dolayı bir kusurunun bulunmadığını, adına kayıtlı taşınmaz olmadığını, husumet yöneltilemeyeceğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... Tapu Müdürlüğü vekili; kendilerine iptal ve tescil davasının yöneltilemeyeceğini, başka paydaşlar da olduğunu, taraf teşkilinin sağlanması gerektiğini, adına fazla pay tescil edilen davalı ... ve ... Şirketi'nin bu durumu bilmelerine rağmen kötüniyetli olarak temlik ettiklerini, Şirket'e de davanın ihbar edilmesi gerektiğini bildirmiştir.
İhbar olunan ...; 2003 yılında Tapu Müdürü olduğunu, tüm paydaşların taraf olduğu dava ile payların düzeltilmesi gerektiğini, paylarını satanların kötüniyetli olduğunu, uygulamadan dolayı hataların oluştuğunu, kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleştirilen davada davalı ...; taşınmazdaki payını önceki paydaşlardan ...'dan satın alma yoluyla iktisap ettiğini, iyi niyetli iktisabının korunması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleştirilen davada davalı ... Kayabaşı, taşınmazdaki payını paydaş ...'ndan trampa yoluyla edindiğini, daha öncesinde yapıldığı iddia edilen hatalı pay tescilinde kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, iyi niyetli iktisabının korunması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... ve ...; iyi niyetli olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Birleştirilen Gölbaşı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.07.2017 tarihli ve 2016/219 Esas, 2017/383 Karar sayılı kararı ile; tüm hissedarların bazılarının hisselerinin eksik bazılarının da fazla olarak hatalı tespit edildiği, TMK'nın 1027. maddesi uyarınca Tapu Sicil Tüzüğü'nün 74/4. maddesinde belirtildiği şekilde düzeltme yoluna gidilmesi gerektiği, harita mühendisi ...'un raporları ile hissedarların olması gereken hisse miktarlarının hesaplandığı, kayıtlardaki hatanın dağıtım cetvelinin eksik uygulanmasından kaynaklandığı, ilgililerin tazminat için dava hakları saklı tutulmak üzere rapor doğrultusunda hisse miktarlarının düzeltilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin verilen kararın ..., ..., ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2018/42 Esas, 2019/737 Karar sayılı kararı ile paydaşlardan Hazinenin davada taraf olmadığı gerekçesiyle Mahkemesine gönderildiği, Mahkemece bu ve Hazine aleyhine açılan davanın eldeki dava ile birleştirildiği, Gölbaşı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.06.2021 tarihli ve 2015/255 Esas, 2021/329 Karar sayılı asıl davada Tapu Müdürlüğü ve ... yönünden husumetten reddine, davalı ... yönünden birleştirilen davada karar verildiğinden karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen 2019/378 Esas sayılı davanın kabulüne, Hazine payı yönünden pasif husumetten davanın reddine, birleştirilen 2019/466 Esas sayılı davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı birleştirilen davada davalılar ..., ..., ... ve ... tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Birleştirilen Gölbaşı (Ankara) 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/378 Esas sayılı dosyasında davalı ...; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla tapu kaydına güven ilkesine dayalı olarak olarak taşınmazı satın aldığını, husumet yöneltilmesinin doğru olmadığını, tapu kayıtlarının doğru tutulmamasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Birleştirilen Gölbaşı (Ankara) 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/378 Esas sayılı dosyasında davalı ...; eldeki davada imar sonrası oluşan 1635 ada 1 sayılı parseldeki pay dağılımlarının hatalı olduğundan bahisle yeniden pay dağıtımı yapılamayacağını, yapılan yargılama neticesinde payının azaltıldığını, hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Birleştirilen Gölbaşı (Ankara) Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 2019/378 Esas sayılı dosyasında davalı ... ve ...; tapuya güven ilkesine dayalı olarak çekişme konusu 1635 ada 1 sayılı parselde pay satın aldığını, iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
C. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 29.12.2022 tarihli ve 2022/220 Esas, 2022/2542 Karar sayılı kararı ile; Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca İdare tarafından dava açılmasında hukuki isabetsizlik bulunmadığı, uzman bilirkişiden alınan 05.01.2017 havale tarihli raporda "...dağıtım cetvelinin kütüğe tam olarak doğru şekilde yansıtılmadığı, dağıtım cetvelindeki gibi tapuya aksettirilmediği, hatalı pay tescilinin imar dağıtım cetvelinin hatalı ve eksik uygulamasından kaynaklandığı" saptaması yapılmakla birlikte paydaşlar adına tescili gereken payların da belirlendiği, bilirkişi raporunun bilimsel verilere uygun, hükme esas almaya ve denetime elverişli olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 353/1-b-1. maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ile davalılar ... ve ... temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili ile davalılar... ve ... temyiz dilekçelerinde; istinaf dilekçelerindeki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil; birleştirilen davalar ise TMK'nın 1027. maddesi uyarınca tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007 ve 1027. maddeleri,
Tapu Sicil Tüzüğü'nün 85. maddesi.
3. Değerlendirme
Dava konusu eski 635 ve 636 parsel sayılı taşınmazların 09.12.2003 tarihinde imar işlemi ile 1635 ada 1 parsel sayılı 3.000 m2 miktarlı arsaya gittiği, imar cetveline göre 308/3000 pay ..., 463/3000 pay ... ... Gıda Ltd. Şti., 462/3000 pay ..., 1161/3000 pay ..., 387/3000 pay ..., 194/3000 pay..., 25/3000 pay Hazine adına tescil edilmesi gerekirken ... adına 103298/460312 (673,23 m2), ... adına 28272/460312 (184,26 m2), ... adına 9424/460312 (61,42m2), ... adına - 4712/460312 (30,71m2), Hazine adına 4712/460312 (30.71 m2), ... Şirketi ve ... adına 154947/460312 (1009,84 m2)’şer pay tescil edildiği, Şirket ve ...’in adlarına kayıtlı payları satış suretiyle temlik ettikleri, trampa ve satış işlemleri sonrası ... adına 51649/460312 (673,23 m2), ... adına 1489209/460312 (776,45 m2) ve ... adına 19/100 (570 m2) payın kayıtlı olduğu, alınan bilirkişi raporunda dağıtım cetvelinin kütüğe doğru şekilde tescil edilmesi durumunda, ..., ..., ..., Hazine payı imar cetvelinde belirtildiği gibi, alım satımlar hisse oranında dikkate alındığında ... adına 355/3000, ... adına 262/3000 ve ... 308/3000 adına olması gerektiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekili ile davalılar ... ve ...'ın birleştirilen davada yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70'er TL bakiye onama harçlarının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.