Logo

1. Hukuk Dairesi2024/4903 E. 2024/6206 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 6360 sayılı Kanun kapsamında oluşturulan Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu kararıyla yapılan tapu devrinin yolsuz tescil oluşturduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında görevli mahkemenin hangisi olduğuna ve davanın değerinin nasıl belirleneceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın değerinin keşfen tespit edilerek dava değerinin belirlenmesi, akabinde davanın mülkiyet iddiasından kaynaklandığı ve uyuşmazlığın adli yargı görev alanında olduğu gözetilerek, delillerin değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle hüküm kurulduğu gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3031 E., 2022/2932 K.

HÜKÜM/KARAR : Usulden Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ünye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/101 E., 2022/263 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili; tapuda .... ilçesi, ..... Mahallesi 153 ada 73 parsel sayılı okul ve uygulama bahçesi cinsindeki taşınmazın davalı ... adına kayıtlı olduğunu, Çevre, Şehircilik Ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü Milli Emlak Müdürlüğünün 24.11.2021 tarihli yazısıyla Ordu ilinin Büyükşehir olmasıyla, 6360 sayılı Kanun kapsamında oluşturulan Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu tarafından kapatılan il özel idaresi ve köy tüzel kişiliklerine ait taşınmazların devri gerçekleştirilirken taşınmazın Hazine adına devrinin yapılması yerine sehven Ünye Belediyesi adına devredildiğini ve halen Ünye Belediyesi adına tescilli olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili; davanın görevsiz mahkemeye açıldığını, 6360 sayılı Yasa ile oluşturulan Ordu Valiliği Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonunca Yasa’da öngörülen hükümler kapsamında alınan kararların uygulanmasına yönelik işlemin idari işlem niteliğinde olduğunu, davanın konusunun Yasa gereğince kurulan komisyon kararının uygulanmasına ilişkin bulunduğunu, 6360 sayılı Yasa ve buna dayalı komisyon kararının yerine getirilmesine yönelik bulunan davada, yasal düzenlemelere uygunluğunun denetlenmesi gerektiğinden, davada 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi gereğince idari yargı yerinin görevli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ünye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.04.2022 tarihli ve 2022/101 Esas, 2022/263 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamı ve ilgili yasal düzenlemeler itibariyle dava konusu işlemin 6360 sayılı Yasa ile oluşturulan Ordu Valiliği Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonunca yasada öngörülen hükümler kapsamında alınan ilgili kararların uygulanmasına yönelik işlemin idari işlem niteliğinde olduğu, davada 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi gereğince idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle HMK'nın 114/1-b ve HMK'nın 115. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, karara gerekçe yapılan Uyuşmazlık Mahkemesi kararının hukuka uygun olmadığının açık olduğunu, davanın idari yargıda çözülmesi gerektiği düşünüldüğünde, (süre yönünden idari yargıda davanın reddedilmemesi halinde) idari yargı sadece işlemi iptal edecek olup esasa ilişkin bir karar veremeyeceğini, idari yargıda dava açma süresinin dolmuş olduğu hususu da dikkate alındığında dönemin konjektüründe hatalı alınan kararlar sonucu Ordu ili genelinde yaklaşık 600 adet kamu malı niteliğindeki taşınmazın, hatalı alınan bir karar nedeniyle Hazineden alınmış olması karşısında yargı yoluyla çözüm bulunamamasının hakkaniyete de aykırı olacağı kanaatinde olduklarını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 21.11.2022 tarihli ve 2022/3031 Esas, 2022/2932 Karar sayılı kararıyla; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespit ve değerlendirmesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına, Uyuşmazlık Mahkemesinin benzer bir olay nedeniyle vermiş olduğu 23.12.2019 tarih ve 2019/628 Esas, 2019/817 Karar sayılı kararına ve 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 28/2. maddesine göre "İlgili yargı mercileri ile bütün makam, kuruluş ve kişiler; mahkeme kararlarına uymak, geciktirmeksizin onları uygulamakla ödevli" olduklarına, benzer bir olay nedeni ile Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 07.10.2021 tarih ve 2020/3010 Esas, 2021/5322 Karar sayılı kararı ile de aynı yönde karar verildiğine göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığından davacı ... vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, seri dava olmasına karşın maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, mülkiyet iddiasından kaynaklanan yolsuz tescil nedenine dayalı tapu iptali-tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. ve 30.maddesi,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362.maddesi,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu′nun 705., 1022., 1024. ve 1025. maddeleri,

6360 sayılı Kanun′un geçici 1. maddesi.

3. Değerlendirme

1. Dosyanın incelenmesinden; yolsuz tescil iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasının, dava dilekçesinde 1.000,00 TL değer gösterilmek suretiyle açıldığı, aşamada davacı ... vekili sunduğu 22.03.2022 tarihli dilekçesinde dava değerinin 110.000,00 TL olduğunu beyan ettiği, yargılama sırasında davaya konu taşınmazın dava tarihindeki değerinin keşfen belirlenmediği anlaşılmıştır.

2. Hemen belirtilmelidir ki; 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca, gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda dava değerinin gayrimenkulün değerine göre belirleneceği öngörülmüştür. Dava değerinin belirlenmesinde taşınmazın dava tarihindeki keşfen saptanacak gerçek değerinin esas alınacağı kuşkusuzdur. Anayasa Mahkemesinin 2018/36896 Başvuru nolu kararı da bu yöndedir.

3. Harçlar Kanunu'nun uygulanması kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle hâkim tarafından re’sen gözetilmesi gereken bir husustur.

4. Öte yandan; miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

5. Diğer yandan; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde ″Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.″; 1022/1. maddesinde ″Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.″, 1024/2. maddesinde ″Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.″; 1025/1-2. maddesinde "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır." hükümleri düzenlenmiştir.

6. Yukarıda değinilen yasal düzenlemeler uyarınca, aynî haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de illîlik prensibinin bir sonucu olarak geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. O halde, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil nitelik taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceği açıktır.

7. Somut olayda, 6360 sayılı Kanun′un geçici 1. maddesine dayanılarak oluşturulan devir tasfiye ve paylaştırma komisyonu kararına dayanılarak dava konusu taşınmaz tapuda davalı adına tescil edilmiş; davacı ... tarafından 6360 sayılı Kanun uyarınca çekişmeli taşınmazın mülkiyetinin kendisine ait olması gerektiği, davalı adına oluşturulan tescilin yolsuz olduğu ileri sürülerek mülkiyet iddiasında bulunulmak suretiyle eldeki dava açılmıştır. Başka bir ifadeyle, idari işlem niteliğindeki devir tasfiye ve paylaştırma komisyonu kararının iptali dava konusu yapılmadığı gibi İdari Yargıda tapu iptali-tescil hükmü kurulamayacağı da kuşkusuzdur.

Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesinin 23.12.2019 tarihli ve 2019/628 Esas, 817 sayılı kararında da taşınmazın tapuya tescilinin geçerliliği ve mülkiyetin aidiyeti değil, devir tasfiye ve paylaştırma komisyonu kararının niteliği tartışma konusu yapılarak İdari Yargının görevli bulunduğu sonucuna varılmıştır.

8. Hal böyle olunca; öncelikle eldeki davada temyiz sınırının ve kanun yolunun açık olup olmadığının denetlenmesi bakımından Mahkemece taşınmazın değerinin keşfen belirlenerek, bundan sonra dava değerinin tespiti ve davanın mülkiyet iddiasından kaynaklandığı, uyuşmazlığın Adli Yargının görev alanında bulunduğu gözetilerek delillerin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Temyiz eden davacı ... harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.