Logo

1. Hukuk Dairesi2024/527 E. 2024/2143 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil davasında, bozma ilamına rağmen mahkemenin komisyon kararına aykırı şekilde hüküm kurması.

Gerekçe ve Sonuç: Tespite itiraz davasının reddinin, aleyhine dava açılan komisyon kararının kesinleşmesi sonucunu doğurduğu ve tapu müdürlüğünün mahkeme kararının gerekçe kısmını yorumlayarak yaptığı tescilin yolsuz olduğu gözetilerek, davacının miras payı dışında kalan ve davalıya ait olması gereken paylar yönünden de iptal-tescil kararı verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/134 E., 2023/209 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali- tescil ve bedel davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; çekişmeli eski 102 (yeni 109 ada 23) parsel sayılı taşınmazın davalının babası ... adına yapılan tespitine itiraz üzerine Kadastro Komisyonunca taşınmaz 8 hisse kabul edilmek suretiyle 4 hissenin ... oğlu ... adına, kalan 4 hissenin ise eşit paylarla davacı ... ile dava dışı ... mirasçıları ..., ... ve ... adlarına tapuya tescil edilmesi gerektiğine karar verildiğini, bunun üzerine davacının Mucur Tapuluma Mahkemesine dava açtığını, Mucur Tapulama Mahkemesinin ise 06.11.1968 tarih, 1968/100 Esas ve 1968/ 73 Karar sayılı ilamıyla "davanın reddine" karar verdiğini, ancak taşınmazın kimin adına tescil edileceğine dair hüküm kurulmadığını, buna rağmen Tapu Müdürlüğü tarafından kararın gerekçesinin yorumlanması suretiyle taşınmazın davalının mirasbırakanı ... adına tescil edildiğini, şu halde davalının babası adına "yolsuz tescil" sebebiyle oluşturulan, ardından intikal suretiyle davalı adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile öncelikle kadastro tespiti doğrultusunda taşınmazın 1/2 payının davacı adına, 1/2 payının ise davalı adına tapuya kayıt ve tesciline, bu talep kabul edilmediği takdirde çekişmeli taşınmazın Kırşehir Bölgesi Tapulama Müdürlüğü Tapulama Komisyonunun 08.05.1968 tarih ve 612 sayılı kararında belirtildiği şekilde tapuya tesciline ya da olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle taşınmazın davacı adına tesciline, olmadığı takdirde 102 parsel sayılı taşınmazda davacıya ve mirasbırakanına ait payın, yapılacak keşif neticesinde belirlenecek değerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; çekişmeli taşınmaz hakkında 31.01.1969 yılında kesinleşen, Mucur Tapulama (Kadastro) Mahkemesinin 06.11.1968 tarih ve 1968/73 Karar sayılı hükmünün bulunduğunu, ilgili mahkeme dosyası incelendiğinde davacının eldeki dosya davacısı ..., davalısının eldeki dosya davalısı ...'ın mirasbırakanı ..., davanın konusunun ise eldeki davaya konu 102 parsel olduğu, dava konusu taşınmaz ile ilgili olarak konusu ve tarafları aynı olan kesin hüküm bulunduğundan eldeki davanın öncelikle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114 /1.(i) maddesi uyarında dava şartı yokluğundan usulden reddini, Mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mucur Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.11.2019 tarih ve 2018/92 E- 2019/175 K sayılı kararıyla; davacı tarafın dava dilekçesindeki iddialarını ispat edememesi ve dilekçeler aşamasında yemin deliline açıkça dayanması sebebiyle davacı tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılmasına rağmen verilen kesin süre içerisinde karşı tarafa yemin telif etmemesi sebebiyle sübuta ermeyen asıl ve terditli talepler yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 13.04.2022 tarihli ve 2021/277 Esas, 2022/536 Karar sayılı kararıyla;

1- Davacı tespitten sonraki kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmış ise de, dosya içinde bulunan tapu kayıtlarına göre dava konusu parselin 22/01/1969 tarihinde tapuya hükmen tescil edildikten sonra tapu maliki ...'ın 05/08/1984 tarihinde vefat ettiği, mirasçılarının 08/08/1984 tarihinde intikal yaptırdıkları halen tapunun sağ olan ... mirasçısı ... adına kayıtlı olduğu, şu halde TMK'nın 713/2 nci maddesinde öngörülen şartların davacı adına gerçekleşmediği,

2- Davacının yolsuz tescile yönelik iddiası incelendiğinde ise Tapulama Mahkemesinde görülen davada yürürlükte bulunan 766 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinin; "Hakim, tarafların delillerini topladıktan sonra resen tahkikatı genişletmek, lüzumlu gördüğü diğer delilleri toplama ve delilleri serbestçe takdir etmek yetkisini haizdir. Tahkikattan elde edeceği kanaate göre 5 inci bölümde yazılı esaslar dairesinde karar vermek ve gayrimenkulün kimin adına tescil edileceğini belirtmekle mükelleftir." hükmü gereğince tahkikatın sonucuna göre maliki değiştirilebileceği, Tapulama Mahkemesi tarafından 766 sayılı Kanun'un 54 üncü maddesi hükmü gereğince kararın gerekçesinde "taşınmazın tarafların müşterek mirasbırakanı ile ilgisinin olmadığı, ... isimli şahıstan satın alma suretiyle davalı ...'a ait bulunduğu'' kabul edilerek davanın reddine karar verildiği, böylece kesinleşen bu ilamda taraf olan davacı yönünden kesin hükmün oluştuğu, diğer davada taraf olmayan komisyon maliklerinin iş bu davaya karşı itirazının bulunmadığı anlaşılmakla, Yerel Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 06.06.2023 tarihli ve 2022/6865 E., 2023/3214 K. sayılı kararıyla; "... Kırşehir ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında 1963 yılında yapılan tesis kadastrosu sırasında çekişmeli 102 parsel sayılı ve 21.250 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/2 pay ile davalı murisi ... 1/2 pay ile davacı murisi ... adına tespit edilmiştir. Kadastro tespitine davacı ... tarafından taksim iddiası ile itiraz edilmesi üzerine Tapulama Komisyonu tarafından taşınmazın 4/8 pay ile ... oğlu ..., 1/8'er pay ile ... evlatları davacı ... ile müşterekleri ..., ... ve ... adına tesciline karar verilmiştir. Komisyon kararına karşı süresi içerisinde ...'ın davalı ... aleyhine taksim iddiasıyla dava açması üzerine Mucur Tapulama Mahkemesinin 1968/100 Esas, 1968/73 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararın kesinleşmesi üzerine 102 sayılı parsel hükmen 22/01/1969 tarihinde ... oğlu ... adına tescil edilmiştir. Tapu malikinin 05/08/1984 tarihinde ölümü üzerine 08/08/1984 tarihinde mirasçıları adlarına intikal yaptırmış, bilahare satış ve ipka suretiyle çekişmeli taşınmaz ... mirasçısı ...'ın oğlu ... adına tescil edilmiş, 26/05/2015 tarihinde ise temlik ve trampa suretiyle ... oğlu davalı ... adına tapuya tescil edilmiştir. Dosya içinde bulunan taşınmazın hükmen tesciline esas teşkil eden, Mucur Tapulama Mahkemesinin 1968/100 Esas-1968/73 Karar sayılı ilamı incelendiğinde; davacı ... tarafından komisyon kararına karşı tespit maliki olan amcası ... ile babası ...'nin aralarında yaptığı taksimde taşınmazın babasına düştüğü iddiasına dayanarak dava açtığı, yapılan yargılama sonunda, mahkemece "davalı ... tarafından taşınmazın dava dışı 3. kişi ...'dan satın alındığı taşınmazın tarafların müşterek murisi ile ilgisinin olmadığı anlaşıldığı'' gerekçesiyle hüküm bölümünde davanın reddine karar verildiğinin yazıldığı anlaşılmıştır. Hükmen tescil kararı incelendiğinde yalnızca davanın reddine karar verildiği, ne var ki tescilin nasıl yapılacağı hususunun kararda belirtilmediği, taşınmazın kimler adına hangi paylarla tescil edileceğine dair hüküm kurulmadığı anlaşılmaktadır. Tespite itiraz davasından önceki süreç incelendiğinde ise çekişmeli taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/2 pay ile davacının amcası olan ... 1/2 pay ile davacı murisi ... adına tespit edildiği, kadastro tespitine davacı ... tarafından taksim iddiası ile itiraz edilmesi üzerine Tapulama Komisyonu tarafından taşınmazın 4/8 pay ile ... oğlu ..., 1/8'er pay ile ... evlatları olan davacı ..., dava dışı ..., ... ve ... adına tesciline karar verildiği görülmektedir. Bilindiği üzere kadastro tespitine itiraz davaları sonucunda, kadastro hakimi doğru, infaz sırasında duraksamaya neden olmayacak biçimde ve infaz edilebilir sicil oluşturmakla yükümlüdür. Sicil oluştururken taşınmazın kim veya kimler adına hangi paylar oranında tescil edileceğinin kararın hüküm fıkrasında açıkça belirtilmesi zorunludur. Somut uyuşmazlıkta Mucur Tapulama Mahkemesinin 1968/100 Esas-1968/73 Karar sayılı kararı ile tespite itiraz davasının reddine hükmedildiği, ne var ki taşınmazın tapu siciline kimler adına ve hangi paylarla tescil edileceğine dair bir belirleme yapılmadığı, buna rağmen Mucur Tapu Müdürlüğünce 21/01/1969 tarih ve 118 yevmiye numarası ile mahkemeden yeniden görüş sorulmaksızın, mahkeme kararının açıklama kısmında "nizalı taşınmazın davalı murisi ... tarafından tereke dışı ... adlı şahıstan alındığı, taşınmazın muristen intikal etmediği" ifadelerine yer verildiği, hüküm kısmında ise "ihtilaflı 102 parsel sayılı gayrimenkulün davalı tarafından mahkeme sonucu ... isimli şahıstan aldığı ve bu yerin tarafların müşterek murisleri ile bir ilgisi olmadığının anlaşılmasına göre" şeklinde hüküm kurulduğu belirtilerek, kararın yorumlanması suretiyle taşınmazın tamamının davalı ... oğlu ... adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki tespite itiraz davasının reddine karar verildiğine ve hüküm yerinde başkaca bir belirtme yer almadığına göre davanın reddi sonucunda kadastro komisyon kararının kesinleştiği tereddütsüzdür. Şu halde aleyhine dava açılan komisyon kararı gibi taşınmazın tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken tapu müdürlüğü tarafından mahkemenin gerekçe bölümünde yer alan ifadelerin yorumlanması suretiyle tapulama tekniğine aykırı ve mülkiyetin nakli sonucunu doğuracak şekilde yapılan tescil yolsuzdur. Hal böyle olunca yukarıda anlatılan gerekçelerle davacının payına münhasıran, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile, Kırşehir Bölgesi Tapulama Müdürlüğü Tapulama Komisyonunun 08/05/1968 tarih ve 612 sayılı kararında belirtilen payı oranında davacı adına tapuya tesciline dair talep yönünden davanın kabulü gerekirken isabetsiz gerekçelerle davanın reddi cihetine gidilmesi bozmayı gerektirmiştir" gerekçesi ile karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında toplanan tüm delillerin Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 2022/6865 E., 2023/3214 K. sayılı ve 06.06.2023 tarihli ilamı ışığında değerlendirilmesi suretiyle, davacının asli talebi olan tapu iptali ve tescil açısından davanın kabulüne Kırşehir ili ... ilçesi ... Köyü'nde kain 109 ada 23 parsel (eski 102 parsel) sayılı 21.524,20 m2 büyüklüğündeki tarla vasıflı taşınmazın davalı ... adına olan tapusunun İPTALİ ile taşınmaz tapusunun 1/2 hisse ile davacı ... ve 1/2 hisse ile davalı ... adına kayıt ve TESCİLİNE karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı temyiz dilekçesinde özetle; davanın kabulü yönünde verilen kararın hatalı olduğunu, aynı konuda davacının mirasbırakanı tarafından açılan dava dosyası kapsamında davaya konu taşınmazın tamamının davalının babası ...'a ait olduğu gerekçesiyle davanın reddedildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, kesinleşen bu karar ile davacının çekişme konusu taşınmazda herhangi bir hakkının bulunmadığı sabit olmasına rağmen gerçek durum ile uyuşmayan 08.05.1968 tarih ve 62 sayılı Komisyon Kararına göre hüküm kurulmuş olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, yine Yargıtay bozma ilamını kabul anlamına gelmemekle birlikte Mahkemece, bozma ilamında belirtildiği üzere bahsi geçen komisyon kararı gereğince taşınmazın 1/8 payının davacı adına tesciline karar vermesi gerekirken davacının diğer kardeşlerine düşecek hisseler yönünden de kabul kararı verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705 inci maddesi, 1022 nci maddesinin birinci fıkrası,1025 inci maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Hemen belirtilmelidir ki; Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. "Usulü kazanılmış hak" olarak tanımlayacağımız bu müessese Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (09.05.1960 günlü 21/9 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı).

2. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; Kırşehir ili, Mucur ilçesi, Seyfe köyü çalışma alanında 1963 yılında yapılan tesis kadastrosu sırasında çekişmeli 102 parsel sayılı ve 21.250 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/2 pay ile davalının mirasbırakanı ..., 1/2 pay ile davacının mirasbırakanı ... adına tespit edildiği, kadastro tespitine davacı ... tarafından taksim iddiası ile itiraz edilmesi üzerine Tapulama Komisyonu tarafından taşınmazın 4/8 pay ile ... oğlu ..., 1/8'er pay ile ... evlatları davacı ... ile müşterekleri ..., ... ve ... adına tesciline karar verildiği, komisyon kararına karşı süresi içerisinde ...'ın davalı ... aleyhine taksim iddiasıyla dava açması üzerine Mucur Tapulama Mahkemesinin 1968/100 Esas, 1968/73 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, kararın kesinleşmesi üzerine 102 sayılı parselin hükmen 22.01.1969 tarihinde ... oğlu ... adına tescil edildiği, tapu malikinin 05.08.1984 tarihinde ölümü üzerine 08.08.1984 tarihinde mirasçıları adlarına intikal yaptırıldığı, bilahare satış ve ipka suretiyle çekişmeli taşınmazın ... mirasçısı ...'ın oğlu ... adına tescil edildiği, 26.05.2015 tarihinde ise temlik ve trampa suretiyle ... oğlu davalı ... adına tapuya tescil edildiği;

Hükmen tescile esas Mucur Tapulama Mahkemesinin 1968/100 Esas-1968/73 Karar sayılı ilamı incelendiğinde; davacı ... tarafından komisyon kararına karşı tespit maliki olan amcası ... ile babası ...'nin aralarında yaptığı taksimde taşınmazın babasına düştüğü iddiasına dayanarak dava açtığı, yapılan yargılama sonunda, Mahkemece "davalı ... tarafından taşınmazın dava dışı 3. kişi ...'dan satın alındığı taşınmazın tarafların müşterek murisi ile ilgisinin olmadığı anlaşıldığı'' gerekçesiyle hüküm bölümünde davanın reddine karar verildiği, ne var ki tescilin nasıl yapılacağı hususunun kararda belirtilmediği, taşınmazın kimler adına hangi paylarla tescil edileceğine dair hüküm kurulmadığı; anlaşılmaktadır.

3. Somut olayda, Dairenin önceki 06.06.2023 tarihli ve 2022/6865 E., 2023/3214 K. sayılı bozma ilamında; tespite itiraz davasının reddine karar verildiğine ve hüküm yerinde başkaca bir belirtme yer almadığına göre davanın reddi sonucunda kadastro komisyon kararının kesinleştiğinin açık olduğu, o halde aleyhine dava açılan komisyon kararındaki gibi taşınmazın tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken; tapu müdürlüğü tarafından Mahkemenin gerekçe bölümünde yer alan ifadelerin yorumlanması suretiyle tapulama tekniğine aykırı ve mülkiyetin nakli sonucunu doğuracak şekilde yapılan tescilin yolsuz olduğu, bu gerekçelerle davacının payına münhasıran çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile, Kırşehir Bölgesi Tapulama Müdürlüğü Tapulama Komisyonunun 08.05.1968 tarih ve 612 sayılı kararında belirtilen payı oranında (1/8) davacı adına tapuya tesciline dair talep yönünden davanın kabulü gerektiği belirtilmesine rağmen mahkemece bozma kararının yanlış yorumlanması suretiyle davacının mirasbırakanı olan ...'ın dava açmayan mirasçılarına ait payların da davacı ... adına tesciline karar verilmesi isabetsiz olduğundan bozmayı gerektirmiştir.

Kabule göre de; sadece davacının payı yönünden iptal - tescil kararı verilmekle yetinilmesi, kalan payın davalı üzerinde bırakılması gerekirken davalının üzerinde kalması gereken pay yönünden de tescil nedeni değiştirilecek şekilde iptal - tescil kararı verilmesi doğru olmamıştır.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple,

Davalının değinilen yönler itibariyle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile;

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.