Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5325 E. 2024/6975 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın bir bölümünün kendisine ait olduğunu iddia ederek tapu iptali ve tescil talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı, taşınmaz üzerindeki zilyetliğini ve Hazinenin kötü niyetini ispatlayamadığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/948 E., 2024/437 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Pervari Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/280 E., 2022/297 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu 137 ada 14 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tespit ve tescil edildiğini, oysa taşınmazın nizalı bölümü müvekkiline ait olup 40-50 yılı aşkın zamandır müvekkili tarafından zilyet edildiğini, kaldı ki bu bölümün müvekkilinin murisine ait dava dışı 136 ada 15 parsel sayılı taşınmazın da doğal uzantısı vasfında olduğunu ileri sürerek taşınmazın nizalı bölümünün tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine tarafından davaya cevap verilmemiştir.

2. İhbar olunan ..., mahallinde yapılan keşifte; dava konusu taşınmazın kendisine ait olduğunu, taşınmazı Pervari Kaymakamlığına bağışladığını, okul ve lojmanın bulunduğu yerde davacının hakkının bulunmadığını, zeminde gösterdiği yerde ise hakkının bulunduğunu beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Pervari Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.11.2020 tarihli ve 2015/554 Esas, 2020/488 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre dava konusu taşınmazın dava tarihiden önce tapu maliki tarafından davalı Hazineye bağış yoluyla devredildiği, o halde Hazinenin karine olarak iyi niyetli olduğunun kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 25.05.2021 tarihli ve 2021/278 Esas, 2021/561 Karar sayılı kararıyla; somut olayda davacı tarafça üçüncü kişiye karşı hak iddia edilebilmesi için öncelikle davacının dava konusu taşınmazın nizalı bölümünün kendisine ait olduğunu ve bundan sonra son kayıt maliki olan davalı Hazinenin ediniminde kötüniyetli olduğunu ispat etmesi gerektiği, Mahkemece bu hususlarda yeterli araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın yalnızca son kayıt maliki Hazinenin taşınmazı ediniminde iyi niyetli olup olmadığı hususunun tartışıldığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, Mahkemece öncelikle davacının tespit tarihi itibariyle dava konusu taşınmazda herhangi bir hakkı bulunup bulunmadığı üzerinde durulması, davacının haklılığına kanaat getirilmesi halinde, bu defa son kayıt maliki olan davalı Hazinenin ediniminde iyi niyetli olup olmadığı hususunun tartışılması gereğine değinilerek dosyanın açıklanan hususlarda inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Pervari Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.03.2022 tarihli ve 2021/280 Esas, 2022/297 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşifte, dava konusu taşınmazın davacıya ait olduğu iddia edilen bölümünün ihbar olunan ... ile davacının kardeşi .... tarafından zeminde gösterildiği, bu yerin teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile işaretlendiği, taşınmazda uzun yıllardır tarımsal faaliyet yapılmadığı, ayrıca dava konusu taşınmazın çevresinde davacı adına kayıtlı taşınmaz da bulunmadığı, ancak her ne kadar davacının taşınmazda ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunduğu ispat edilememiş ise de keşifteki beyanlardan davacının nizalı taşınmaz bölümünde hakkının bulunduğunun anlaşıldığı, ne var ki davalı Hazinenin kötüniyetli olduğunun davacı tarafça kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahallinde dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından dava konusu taşınmazın nizalı bölümünün müvekkiline ait olduğunun beyan edildiğini, kaldı ki taşınmazın 136 ada 15 parsel sayılı taşınmazın doğal uzantısı şeklinde olduğunu, nizalı bölümün sehven malik olmayan ... tarafından Hazineye bağışlandığını, bu durumda Hazinenin iyi niyetli olduğunun kabul edilemeyeceğini ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.03.2024 tarihli ve 2022/948 Esas, 2024/437 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen bölümünün uzun yıllardır tarımsal faaliyete konu olmadığı, komşu taşınmazlarda da tarımsal faaliyet bulunmadığı, imar ve ihya da edilmediği, dosya kapsamına göre dava konusu taşınmazda tespit tarihi itibariyle davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı, Hazinenin kötüniyetinin de ispatlanamadığı, neticede Mahkemece varılan sonucun isabetli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek istinaf dilekçesini tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi.

3. Değerlendirme

1. Kadastro çalışmaları sonucunda Siirt ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 137 ada 14 parsel sayılı 7.915,39 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla vasfıyla ... adına tespit ve tescil edilmiş; bilahare bağış suretiyle vasfı arsa olarak değiştirilerek Hazine adına tescil edilmiştir.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.