Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5500 E. 2025/598 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı belediyeye şarta bağlı bağışlanan taşınmazın amacı dışında kullanıldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında bağıştan rücu şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın imar planında "belediye hizmet alanı" olarak düzenlenmesinin bağış amacına uygun olduğu ve bağıştan rücu şartlarının oluşmadığı gözetilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1405 E., 2024/1621 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Orhangazi 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/495 E., 2019/58 K.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Bursa ili, Orhangazi ilçesi, ... Mahallesi 64 parselde kayıtlı, 103.964 m² alanı olan taşınmazın maliki olduğunu, ... Encümeninin 20.02.2017 tarihli ve 68 sayılı kararında açıklandığı gibi 64 parsel sayılı taşınmazda ifraz işlemleri yapılarak 87 ve 88 parsellerin davacı Şirketin mülkiyetinde kaldığını, 1.962,92 m²'lik bölümünün yola terk edildiğini ve 86 parsel sayılı 30.265,92 m²'lik kısmının "sosyal donatı alanı ve teknik alt yapı alanı olarak" kullanılmak üzere davalı ... Belediyesine bedelsiz verilerek tahsis edildiğini, tapu tescil işlemleri sırasında düzenlenen resmi senet ve eklerinde de 86 parsel sayılı taşınmazın davalı Belediyeye "sosyal donatı ve teknik altyapı alanı olarak kullanılmak üzere bedelsiz (hibe)" olarak (tahsis edildiği) yazıldığını, bu kayıttan da anlaşılacağı gibi davacı Şirket tarafından yapılan hibenin dava konusu gayrimenkulün sosyal donatı ve teknik altyapı alanı olarak kullanılması şartına bağlandığını, davalı Belediyeye açıklanan amaçla ve bedelsiz olarak verilen taşınmazın, geçen zaman içerisinde bu amaca uygun olarak kullanılmadığını, yapılan araştırmada söz konusu taşınmazın bir ticaret şirketine kiraya verildiğinin tespit edildiğini, bunun yanında imar planlarında değişiklik yapılıp yapılaşma izni verilerek satışa çıkarılacağı yolunda bilgiler alındığını, kural olarak Belediyeye şarta bağlı olarak hibe edilen gayrimenkulün bağışlama amacına uygun olarak kullanılması ve bunun sürdürülmesinin esas olduğunu, davalı Belediye tarafından kendisine bağış ile devredilen gayrimenkulün amacı dışında kullanılmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek dava konusu 86 parsel taşınmazın tapu kaydının iptali ile bedelsiz olarak adına tesciline (iadesine), üzerindeki şerhler ve diğer takyidatın silinmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Belediye; dava konusu 86 parsel sayılı taşınmazın %99 sermayesi davalı Belediyeye ait olan ... Gıda Turizm İnş. Ener. Doğal. Yay. ve Hayv. San. Tic. A.Ş.’ye kiralandığını, kiracı Şirketin 11.09.2017 tarihli yazısında son olarak 22.03.2017 tarihinde 3 yıllığına Orhangazi Belediyesinden kiralanan 86 parseldeki dava konusu taşınmazın 2.000 m²'sinin çöp transfer istasyonu olarak kullanıldığının ve çöp transfer istasyonunun kalıcı olmayıp sökülüp takılabilen özellikte olduğunun, 21.02.2020 tarihinde kiralandığı haliyle boş arazi olarak Orhangazi Belediyesine devredileceğinin belirtildiğini, ... şirketi yönetim kurulu başkanının hali hazırda Orhangazi Belediye Başkanı olup şirketin Belediye binasında faaliyet göstermekte olduğunu, ...'ın bir ticaret şirketi olmaktan çok kamu yararına kurulan ve yine kamu yararına faaliyet gösteren, Belediye için gelir kaynağı teşkil eden ve sermayesinin %99'u Belediyeye ait olan bir şirket olduğunu, dolayısıyla dava konusu taşınmazın kamu yararı güdülerek Şirkete kiraya verildiğini, yine Şirket tarafından da tahsis amacına uygun olarak kullanılmakta olduğunu, davacının iddia ettiği gibi hibe amacının dışında herhangi bir kullanım şeklinin söz konusu olmadığını, tüm bu açıklamalarla birlikte taşınmazın satılacağına ilişkin edinildiği belirtilen bilginin de gerçeğe aykırı olduğunu, davacının davasının hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı hususunun re'sen değerlendirilmesi gerektiğini, 6098 sayılı Kanun düzenlemesinden de anlaşılacağı üzere bağışlamanın geri alınması için gerekli şartların oluşmadığını, davacı tarafından bağıştan rücu koşullarının oluştuğuna ilişkin yeterli ispat aracı sunulmadığını, davacı tarafın soyut beyanlarını destekler nitelikte bilgi veya belgenin dosyada mevcut olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Orhangazi 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.01.2019 tarihli ve 2017/495 Esas, 2019/58 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaz başında yapılan keşif ve sonrasında uzman bilirkişilerden alınan bilirkişi raporu ile dava konusu taşınmazın 5.034,56 m² yüz ölçümlü kısmına hibe şartına uygun olarak katı atık (çöp) transfer merkezi yapıldığı, diğer kısımlarının ise boş durumda olduğu, bizzat bağışlanan Orhangazi Belediye Başkanlığınca olmasa dahi Belediyeye ait Şirket tarafından kullanıldığı, 14.06.2014 tarih ve 29030 sayılı Mekansal Planlar ve Yapım Yönetmeliği'nin mekansal kullanım tanımları ve esasları başlıklı 5. maddesinin (i) fıkrasında sosyal altyapı alanlarının, (k) fıkrasında teknik altyapı alanlarının tanımlandığı, "atık işleme tesisleri"nin teknik altyapı alanı tanımı içinde olduğu, somut olayda bağıştan rücu için yasada öngörülen "davalı bağışlananın haklı bir sebep olmaksızın bağışlamadaki yüklemeyi yerine getirmemesi" şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 16.12.2022 tarihli ve 2020/612 Esas, 2022/1901 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın hibe işleminden sonra davalı Belediye tarafından hibe amacına uygun olarak kullanılmadığı, davalı Belediye tarafından yapılan imar planı değişikliği nedeniyle de hibe amacına uygun kullanımının da mümkün olmadığı, davacı bakımından bağıştan rücu şartının gerçekleştiği anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken Mahkemece dosya kapsamına uygun düşmeyen ve yerinde olmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru görülmediği, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebeplerinin yerinde olduğu; öte yandan, davacı vekilinin dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında ayrıca taşınmaz üzerindeki şerhler ve diğer takyidatın silinmesine de karar verilmesini talep ettiği, tapu kaydının tetkikinden dava konusu taşınmazın tapu kaydının Taşınmaz Şerh/Beyan/İrtifak hanesinde 10.09.1986 tarih 1840 yevmiye ile; TEK lehine 379.522 m²'lik kısmı üzerinde daimi irtifak hakkı (başlama tarihi:10.09.1986, bitiş tarihi, 10.09.1986) ile 19.01.1988 tarih 149 yevmiye ile; TEK lehine 2.750 m²'lik kısım üzerinde daimi irtifak hakkı (başlama tarihi:19.01.1988, bitiş tarihi:19.01.1988) olmak üzere iki adet TEK lehine tesis edilmiş irtifak şerhinin bulunduğu, bunların dışında taşınmaz kaydında dava konusu taşınmazın davacı Şirket tarafından davalı Belediyeye hibe işlem tarihi olan 02.04.2002 tarihinden sonra konulan herhangi bir şerhin bulunmadığı, davacı tarafından lehine daimi irtifak hakkı tesis edilen Türkiye Elektrik Kurumu (TEK)'na daimi irtifak haklarının terkini talebiyle davanın yöneltilmediği de anlaşıldığından davacının taşınmaz kaydındaki şerhler ve takyidatların silinmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi ile davacının tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne, taşınmaz üzerindeki şerhler ve diğer takyidatların silinmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 16.12.2022 tarihli ve 2020/612 Esas, 2022/1901 Karar sayılı kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece; dava konusu taşınmazın sosyal donatı ve teknik altyapı alanı olarak kullanılmak şartıyla davalı Belediyeye bağışlandığı, davalı vekilince temyiz dilekçesinde 86 parsel sayılı taşınmazın "Sanayi Alanı" olarak düzenlenmesine ilişkin imar planının İdare Mahkemesince iptal edildiğinin ve Orhangazi Belediye Meclisinin 06.09.2022 tarihli ve 51 nolu Meclis Kararı ile söz konusu taşınmazın "Belediye Hizmet Alanı" olarak 1/1000 ölçekli uygulama imar planı dosyasının hazırlanarak onaya sunulmak üzere ilgili Bakanlığına iletilmek üzere karar alındığının bildirildiği, Dairece eksikliğin giderilmesi yolu ile dosya arasına alınan belgelerden dava konusu 86 parselin belediye hizmet alanı olarak düzenlenmesine yönelik planlama sürecinin neticelendiği, 1/5000 ölçekli nâzım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının Bakanlık makamının 06.10.2023 tarihli ve 7593183 sayılı olurları ile Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı hakkında 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 109. maddesi uyarınca onaylandığı, 06.11.2023-05.12.2023 tarihleri arasında ilan panosunda ve internet sitesinde 1 ay süre ile askıya çıkarıldığı ve belediye hizmet alanı olarak yapılan planın kesinleştiği hususlarının bildirildiği, bu durumda bağışlama amacına aykırı bir durumun ve kullanımın söz konusu olmadığı gibi davacı Şirketin çekişmeli taşınmazın evveliyatına uygulanan ifraz işlemi neticesinde oluşan parsellerden bir kısmını iradi olarak bağışladığı, hal böyle olunca; bağıştan rücu şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu 86 parselin belediye hizmet alanı olarak düzenlenmesine yönelik planlama sürecinin neticelendiği ve belediye hizmet alanı olarak yapılan planın kesinleştiği, bu durumda bağışlama amacına aykırı bir durumun ve kullanımın söz konusu olmadığı gibi davacı Şirketin çekişmeli taşınmazın evveliyatına uygulanan ifraz işlemi neticesinde oluşan parsellerden bir kısmını iradi olarak bağışladığı, bağıştan rücu şartları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bağış tarihinden dava tarihine geçen 15 yıl ve günümüze kadar geçen sürede bağışlama amacına aykırılığın devam ettirilmesine rağmen verilen bozma kararının 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına, YHGK’nın 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararına ve toplanan delillere aykırı olduğunu, anılan kararlara göre her davanın açıldığı tarihe kadar gerçekleşen vakalara göre sonuçlandırılması gerektiğini, bu hususta emsal birçok Yargı kararı bulunduğunu, davanın açılmasından yaklaşık 5 yıl sonra davalı Belediyenin bir organı olan Belediye Meclisinin lehine delil yarattığını ve aldığı 06.09.2022 tarihli imar planı değişikliği kararı ve bu kararın dayandığı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi kararından 15 ay sonra 06.12.2023 tarihinde kesinleşen plan değişikliğinin davada delil olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bozma ilamında bağışlama tarihinden 21 yıl ve dava tarihinden 6 yıl sonra taşınmazın imar planında “belediye alanı hizmet alanı” olarak düzenlendiği gerekçesine yer verildiğini ancak dosyada bulunan delillere göre davalı ... Belediyesinin 1/5000 ölçekli imar planı değiştirilerek taşınmazın “Sanayi Alanı”na alınması talebinin Büyükşehir Belediyesinin 02.06.2017 tarihli meclis kararı ile kabul edildiğini, bu delilin davalı Belediyenin taşınmazı bağışlama koşuluna uygun kullanmadığının delili olduğunu, taşınmazın bağış tarihinden 2017 yılına kadar 15 yıl süreyle bir ticaret şirketine kiraya verilerek bağışlama amacına aykırı kullanıldığını, kiralayan Şirketin sosyal donatı alanı konusunda faaliyet göstermediğini, bu Şirketin davalı Belediye için gelir kaynağı teşkil ettiğinin beyan edilmesinin de ikrar niteliğinde olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki dava, bağıştan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptali-tescil ve taşınmaz üzerindeki takyidatların kaldırılması istemine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.