"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/45 E., 2022/186 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar; davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; Ankara ili, Bala ilçesi, Afşar Mahallesi ... mevkiinde bulunan kendisine ait 2759 parsel sayılı taşınmazın batısı ve kuzeyinde bulunan tarıma elverişsiz araziyi 25 yıldan bu yana davasız ve aralıksız olarak malik sıfatıyla ve emek ve beden gücü ile taşlarını ayıklayarak imar ve ihya ettiğini, zilyetliğinde bulundurduğunu, 2759 parsel sayılı taşınmazın babasından kendisine kaldığını ileri sürerek adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; davacının iddiasının yasal dayanaktan uzak, haksız ve yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş ve taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ...; 3402 sayılı Kanun’un 17. maddesinde il, ilçe ve kasabaların imar planlarının kapsadığı alanlarda bu hüküm uygulanmaz denildiğini, 3194 sayılı İmar Kanunu'nda imar planı kavramının açıklığa kavuşturulduğunu, hem nâzım imar planı hem de uygulama imar planının imar planı kapsamında kullanıldığını, tescili istenen yerin Büyükşehir sınırları içerisinde kaldığını, davaya konu edilen tescil harici taşınmazların, planlama tekniği ve uygulama açısından kamu elinde kalmasının uygun olacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Belediyesi Başkanlığı; kazandırıcı zamanaşımı süresinin geçmediğini, taşınmazın taşlarının temizlenmesinin imar-ihya nedenine dayalı iktisap için yeterli olmadığını, Belediye tarafından yapılmış veya yapılmakta olan imar çalışması olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuş ve taşınmazın Bala Belediyesi adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 31.05.2016 tarih ve 2015/232 Esas, 2016/281 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmaz bölümlerinde davacı ... yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin 31.05.2016 tarihli kararının süresi içinde davalı ... Belediyesi Başkanlığı vekili ve Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 14.09.2020 tarihli ve 2017/2586 Esas, 2020/2988 Karar sayılı kararı ile; taşınmazın tarım arazisi olup olmadığı, imar-ihya edilip edilmediği, edilmişse imar-ihyanın hangi tarihte gerçekleştiği gibi hususların kuşku bırakmayacak şekilde açıklanması gerektiği, ziraat bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazların imar-ihya edildikleri tarihin belirlenmediği, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi tarafından 1991 tarihli tek hava fotoğrafının incelenmesinin de uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için yeterli olmadığı, hava fotoğraflarından yöntemine uygun yararlanılmadığı ve bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmaz bölümlerinde imar-ihya çalışmasının tamamlanıp tamamlanmadığının açıklanmadığı, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verildiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; TMK’nın 713. ve 3402 sayılı Kanun’un 14. maddesi hükümleri uyarınca, dava konusu edilen ve keşifte davacı, tanık ve mahalli bilirkişilerin gösterimleri doğrultusunda fen bilirkişisi tarafından ölçülen ekli krokide (A) ve (B) harfi ile gösterilen kısım açısından kanunda belirtilen "davasız" ve "malik sıfatıyla" davacı tarafından imar-ihya şartlarının sağlandığı, bozma ilamındaki hususların ikmal edildiği, 28.02.2022 tarihli denetime elverişli bilirkişi raporunun hükme esas alındığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı ... temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle;
a. Kazanma koşullarının oluşup oluşmadığını net olarak belirtilmesi gerektiğini, hava fotosunda sürülmüş ve nadasa bırakılmış olmasının ancak imar-ihyanın tamamlandığını gösterdiğini, tarımsal amaçlı zilyetliğin başladığını göstermediğini,
b. Raporda keşif tarihine göre değerlendirme yapıldığını, imar-ihyanın ne kadar zamanda tamamlanmış olacağı konusunda değerlendirme yapılmadığını, taşınmazın nâzım imar planı içerisinde kaldığını, tescilinin mümkün olmadığını,
c. Davacının iddialarını ispatlayamadığını taşınmazın Hazine adına tescilinin gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki dava, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldıktan sonra idari yoldan Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazların tapu kaydının 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. 17. ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddeleri uyarınca iptali ile tescili istemine ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 hükmünün yollamasıyla uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Somut olayda; bozma kararı öncesi alınan 05.10.2015 tarihli bilirkişi raporunda yer verilen fotoğraflarda (A) ve (B) harfi ile gösterilen dava konusu yerlerin bazı kısımlarının kumtaşı ve kiltaşı olarak belirtildiği, nitekim dosyada yer alan fotoğraflardan da anılan yerlerin kullanılmadığının aşikar olduğu ancak raporda bu kısımlar yönünden herhangi bir ayrıma gidilmeksizin çekişmeli taşınmazların bütünü yönünden değerlendirme yapıldığı, bozma sonrası alınan 17.01.2022 tarihli bilirkişi raporunda yer alan hava fotoğraflarında da bahsi geçen bu kumtaşı ve kiltaşından oluşan kısımların çıplak gözle dahi ayırt edilebilmesine rağmen bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı ve bu kısımları da içerisine alır şekilde kabul kararı verildiği görülmüştür.
Hal böyle olunca, Mahkemece mahallinde yeniden yapılacak keşif ile davacı tarafından ekonomik amaca uygun zilyetlik sürdürülen ve kazanım şartları oluşan yerlerin konum ve yüz ölçümünün net olarak belirlenmesi ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Kabule göre de, 2018 yılında yapılan toplulaştırma çalışmaları sonucunda dava konusu edilen yerlerin 612 ada 5 ve 662 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar içerisinde kaldığı ve Hazine adına tescil edildiği gözetilerek davanın kabulü halinde tapu iptali ve tescil davasına dönüştüğü göz ardı edilerek tescile karar verilmiş olması da isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... temsilcisinin temyiz itirazlarının değinilen yön itibariyle kabulü ile hükmün, (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı ... harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Bala Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440/III-1 hükmü gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.