Logo

1. Hukuk Dairesi2024/562 E. 2024/2144 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Elektronik yolla yapılan tebligat üzerine istinaf başvuru süresinin hesaplanmasında, tebligatın muhatabın adresine ulaştığı tarih mi yoksa Tebligat Kanunu'nun 7/a maddesi uyarınca 5 günlük süre sonunda tebellüğ edilmiş sayıldığı tarih mi esas alınacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tebligat Kanunu'nun 7/a maddesinin dördüncü fıkrasındaki "Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır." hükmü gözetilerek, istinaf başvuru süresinin hesaplanmasında tebligatın muhatabın adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün esas alınması gerektiği, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi'nin istinaf başvurularını süre aşımı nedeniyle reddetmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1832 E., 2023/2224 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul / Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/327 E., 2022/281 K.

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın birleştirilen davada davacı ... vekili ve asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının süresinde olmadığından reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı birleştirilen davada davacı ... vekili ve asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacılar, 1099 ada 119 parsel sayılı taşınmazdaki 10 nolu bağımsız bölümün paydaşları olduklarını, taşınmazın kök mirasbırakanları ... ve ...'dan intikal ettiğini, ... ve ...'ın için Üsküdar 2. Sulh Hukuk Mahkemesince düzenlenen 1985/521 Esas, 1985/397 Karar sayılı veraset ilamında davacıların babaları ...'ın hataen mirasçı olarak gösterilmediğini, bu sebepler de bu veraset ilamına istinaden davaya konu 10 nolu bağımsız bölümün davalılara intikalinin yapıldığını, hatalı veraset ilamının iptali için açılan davada İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 08.07.2009 tarihli ve 2007/432 Esas, 2009/791 Karar sayılı kararı ile bahsi geçen veraset ilamının iptal edildiğini ve miras paylarının yeniden düzenlendiğini, kararın 07.06.2016 tarihinde kesinleştiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 08.07.2009 tarihli veraset ilamına göre payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir.

2.Birleştirilen davada davacı ..., dava konusu 1099 ada, 119 parsel sayılı taşınmazdaki 10 nolu bağımsız bölümde kendisi ile davalının, babaları ...'dan ve amcaları ...'dan intikal ederek gelen mülkiyet hakkı bulunduğunu, dava konusu bağımsız bölümde davacı ve davalı ...'ın 1/8'er paylarının babaları ...'dan miras yolu ile intikalen oluşturulduğunu, Kadıköy .... Noterliğinin 29.04.2004 tarih ve 13981 yevmiye sayılı "Düzenleme Şeklinde Rızai Taksim Sözleşmesi" ile mirasbırakanları ...'dan intikal eden mirasın paylaşımı konusunda anlaştıklarını ve belirtilen sözleşmenin 4 üncü maddesi ile dava konusu bağımsız bölümde mirasbırakan ...'a ait payın tamamının kendisine( davacıya) ait olması konusunda davalı ile anlaşmaya vardıklarını, sözleşmenin 5 inci maddesinde sözleşmenin tarafların tek taraflı müracaatı ile tescil edileceği hüküm altına alınmış ise de; dava konusu bağımsız bölümde tüm tapu maliklerinin paylarının el birliği halinde mülkiyet şeklinde olduğundan ve tek taraflı başvuru ile tapu müdürlüğü işlem yapmadığından belirtilen sözleşmenin tapuya tescil edilemediğini ileri sürerek dava konusu bağımsız bölümün davalı ... ve kendisine (davacıya) babaları ...'dan intikal eden 1/8 oranındaki miras payına ilişkin tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Asıl davada davalı ve birleştirilen davada davacı ... asıl davayı kayıtsız ve şartsız olarak kabul ettiğini bildirmiştir.

2. Birleştirilen davada davalı ..., sözleşmenin imzalanması sırasında iradesinin fesada uğratıldığını, diğer yandan davacının sözleşmeyi tek taraflı olarak tapuya tescil hakkının bulunduğunu ve davanın zamanaşımına uğradığını belirterek, birleştirilen davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.04.2022 tarihli ve 2020/327 Esas, 2022/281 Karar sayılı kararıyla; asıl davada davacıların kayıt maliki ... mirasçıları oldukları konusunda uyuşmazlık olmadığı, Yargılama sırasında davalılardan Simon'un da öldüğü dikkate alınarak esas davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın miras payları oranında davacı ve davalılar adına tapuya tesciline, birleştirilen davada ise davacı ... ile Dalida arasında miras taksimine ilişkin Kadıköy .... Noterliğinde 29 Nisan 2004 tarihinde düzenleme şeklinde rızai taksim sözleşmesi yapıldığı, davalı tarafın iradesinin sakatlandığını ileri sürmesine rağmen süresinde iptal için dava açılmadığı, yine miras taksim sözleşmelerinde mirasçılar arasında zamanaşımının söz konusu olmadığı dikkate alınarak, birleştirilen

davanın da kabulü ile dava konusu taşınmazda Dalida'ya mirasbırakanı Pilo'dan intikal eden payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili ile birleştirilen davada davacı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; birleştirilen dava bakımından hatalı karar verildiğini, taksim sözleşmesi gereği tapuda işlem yapılmadığını, işlemin yapıldığı tarihte davalının iradesinin fesada uğratıldığını, bu sebeple sözleşmenin geçersiz olduğunu, birleştirilen davanın davacısı ile kardeş olduklarını ve davalının bilgisizliğinden ve tecrübesizliğinden faydalandığını, davacı yanca dürüstlük kuralına aykırı hareket edildiğini, miras taksim sözleşmesinin yerine getirilmediğini ve zamanaşımına uğradığını, asıl dava bakımından davanın kabulü gerektiğinin belirtildiğini ve davalının kusuru olmadığını, bu sebeple aleyhe hükmedilen vekalet ücretinin yerinde olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Birleştirilen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; birleştirilen davada dava değerinin dava değerinin 380.000,00 TL olduğunu, tamamlama harcının ikmal edildiğini, harcın ve vekalet ücretinin de anılan değere göre hükmolunması gerektiğini, belirterek ilk derece mahkemesi kararının bu yönden kaldırılması talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 06.12.2023 tarihli ve 2022/1832 Esas, 2023/2224 Karar sayılı kararıyla; asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekiline gerekçeli kararın e-tebligat ile yapıldığı, tebligatın ilgilisi vekil tarafından 26.05.2022 tarihinde açıldığı, bu tarih itibariyle adı geçen davalı vekiline tebliğin usulüne uygun yapıldığı, yasal olarak tebliğden itibaren iki hafta içerisinde istinaf dilekçesinin verilmesi gerektiği, bu sürenin 09.06.2022 tarihinin mesai saati bitimine kadar olduğu, adı geçen davalı vekilinin kararı istinaf ettiği tarihin 13.06.2022 olduğu nazara alındığında davalı ... vekili tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulmadığından istinaf başvuru dilekçesinin reddedilmesi gerektiği; asıl davada davalı ve birleştirilen davada davacı ... tarafından davalı ...'ın istinaf başvurusuna katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunulduğu, ve birleştirilen davada davalı ...'ın istinaf başvurusunun süresinde olmaması sebebiyle asıl davada davalı ve birleştirilen davada davacı vekilinin de istinaf başvurusunun dinlenemeyeceği; asıl davada davalı ve birleştirilen davada davacının da istinaf başvuru dilekçesinin reddedilmesi gerektiği gerekçesiyle; taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurma dilekçelerinin HMK'nın 345, 346/2 ve 352/1 maddeleri uyarınca süre yönünden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde birleştirilen davada davacı ... vekili ve asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Birleştirilen davada davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde esasa ilişkin olarak ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, istinaf dilekçesinin süreden reddine ilişkin olarak verilen kararın hatalı olduğunu, HMK'nun 345 inci maddesi gereğince istinaf yoluna başvurma süresinin iki hafta olduğunu, bu sürenin ilamın usulen taraflardan her birine tebliği ile başlayacağını, yine Tebligat Kanunu 7/a maddesinin 4 üncü fıkrasında ise; elektronik yolla tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağını anılan maddede e tebligatın ilgilisi ya da vekili tarafından açılması gibi fiili bir duruma ve bu durumda elektronik tebligatın açıldığı tarihin tebliğ tarihi sayılması gerektiğine dair bir ifadeye yer verilmediğini, Yargıtay kararlarının da aynı yönde olduğunu, bu durumda ilk derece mahkemesi kararının 29.05.2022 tarihinde davalı vekiline tebliğ edildiğini ve 13.06.2022 tarihinde yani süresinde istinaf yoluna başvurulduğunu, dolayısıyla kendileri tarafından katılma yoluyla yapılan istinaf başvurusunun da süresinde olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Asıl ve birleştirilen davalarda davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; esasa ilişkin olarak istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, istinaf dilekçelerinin HMK 345 inci ve Tebligat Kanunu 7/a maddesinin 4 üncü fıkrasına göre süresinde sunulmuş olmasına rağmen yasa ve içtihatlara aykırı olarak süresinde olmadığı yönünde verilen kararın hatalı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl dava, ketmi verese hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 7/a maddesinin dördüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bilindiği üzere; 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinin birinci fıkrasında baro levhasına yazılı avukatlara tebligatın elektronik yolla yapılmasının zorunlu olduğu, dördüncü fıkrasında ise elektronik yolla tebligatın, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı düzenlenmiştir. (...) Görüldüğü üzere, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinde muhatabın elektronik tebligatı tebellüğ etmiş sayılacağı tarihe ilişkin özel bir düzenleme yer almaktadır. Bu düzenlemeye göre “Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır”. Bunun sonucu olarak elektronik tebligatta tebellüğ tarihi elektronik tebligatın muhatabın elektronik posta hesabına ulaştığı veya okunduğu tarih olmayıp tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonu olmaktadır. Böylelikle, muhatabın kayıtlı elektronik posta hesabını kontrol etmemek suretiyle tebliğin sonuçlarını geciktirmesi ihtimali söz konusu olmayacaktır." (Hukuk Genel Kurulunun 29.06.2022 tarihli ve 2022/10-663 Esas, 2022/1071 Karar sayılı kararı, § 10 ve 15 )

2.Somut olayda; İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararı davalı ... vekilinin elektronik posta adresine 24.05.2022 tarihinde ulaşmış, değinilen mevzuat hükümleri çerçevesinde 29.05.2022 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmıştır. İki haftalık istinaf başvuru süresinin son günü 13.06.2022 Pazartesi günü ( 12.06.2022 günü Pazar günü olduğundan) olup, davalı vekili tarafından 13.06.2022 günü istinaf dilekçesi sunulmuştur.

Yine birleştirilen davada davacı ... vekiline davalı ... vekilinin istinaf dilekçesi 19.06.2022 tarihinde tebliğ edilmiş olup, katılma yoluyla istinaf dilekçesi 23.06.2022 tarihinde sunulmuştutr.

Hal böyle olunca, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun ve davacı ... vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun süresinde olduğu kabul edilerek istinaf itirazlarının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Asıl ve birleştirilen davada davalı ... ile birleştirilen davada davacı ... vekillerinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile;

Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Davalı ... ile davacı ...'in istinaf başvurularının esastan incelenmesi için dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.