Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5865 E. 2025/1125 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydında isim düzeltme davasının, davacılardan birinin ölümü ve diğerlerinin davayı takip etmemeleri nedeniyle açılmamış sayılmasına ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların vekaletnameleri ve vekilin davayı takip etmediğine dair beyanı bulunmasına rağmen, davacılardan birinin ölümü halinde mirasçılarının davaya dahil edilmemesi ve diğer davacılar ile vekilleri arasındaki ilişkinin devam edip etmediğinin araştırılmaması, HMK 55. maddesine aykırı bulunarak karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/234 E., 2024/42 K.

Taraflar arasındaki tapu kaydında düzeltim davasından dolayı Mahkemece, bozma kararından sonra davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen karar davacılardan ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; Yumurtalık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/359 E sayılı dosyası ile 39, 122, 145, 150, 151, 153, 155, 157, 162 ve 170 parsel sayılı taşınmazlarda paydaş olarak yer alan "... kızı ..." nin kaydının, "... kızı ..." olarak düzeltilmesi için kendilerine yetki verildiğini, bu hususta Tapu Müdürlüğüne yaptıkları başvurunun 20.05.2015 tarih ve 1421 yevmiye numaralı işlem ile reddedildiğini, ayrıca Hatay 12. Bölge Müdürlüğüne yaptıkları itirazın da reddedilmesi üzerine eldeki davayı açtıklarını ileri sürerek tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun şekilde düzeltilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 10.03.2016 tarihli ve 2015/289 Esas, 2016/67 Karar sayılı kararı ile; davacının mahkemeye müracaat etmeden önce ilgili tapu müdürlüğüne başvurmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Dairenin 17.05.2018 tarihli ve 2016/17023 E- 2018/10330 K sayılı kararı ile ; " ... tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; dava dosyasında fiziken mevcut ıslak imzalı kararda "davacının mahkemeye müracaat etmeden önce ilgili tapu müdürlüğüne başvurmadığı" gerekçe gösterilmek suretiyle hüküm kurulduğu halde Uyap sisteminde kayıtlı elektronik imzalı kararın gerekçesinin "davacının mahkemeye müracaat etmeden önce ilgili tapu müdürlüğüne ve bölge müdürlüğüne başvurduğu, ancak Genel Müdürlüğe başvurmadığı " şeklinde açıklandığı ,böylece,dosya kapsamında gerekçeleri birbirinden farklı ve çelişkili iki kararın mevcut olduğu anlaşılmakta olup;mahkemelere güven ilkesini de zedeleyen bu durum karşısında ;anılan yasal düzenlemelere göre kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde Mahkemenin 12.03.2019 tarihli ve 2018/239 Esas, 2019/63 Karar sayılı kararı ile; yeni Tapu Sicili Tüzüğü'nün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihinden sonra, davacının mahkemeye müracaat etmeden, öncelikle ilgili tapu müdürlüğüne prosedüre uygun şekilde başvurması, eğer bu talebinde istediği sonucu alamazsa daha sonra mahkemeye başvurması gerektiği, somut olayda davacının mahkemeye müracaat etmeden önce ilgili Tapu Müdürlüğüne ve Bölge Müdürlüğüne başvurduğu, ancak Genel Müdürlüğe başvurmadığı ve idari başvuru yolunu tüketmeden dava açtığı anlaşıldığından Tapu Sicili Tüzüğü gereğince öncelikle tapu müdürlüğüne başvurma zorunluluğu getiren yasal prosedür izlenmeden doğrudan dava açıldığından, davanın usulden reddine karar verilmiş, söz konusu kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 26.02.2020 tarihli ve 2020/232 Esas, 2020/1353 Karar sayılı kararı ile bu kez; " ... Yukarıda anılan Tüzüğün 75/4. maddesinde düzenlendiği üzere tapu kaydında düzeltim istemli bir dava açmadan önce müdürlüklere başvuru yapılması zorunlu tutulmuş ise de, bu zorunluluğun müdürlüğün verdiği kararlara karşı itiraz yollarının tüketilmesi aşamasını kapsamadığı ortadadır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 23.11.2016 tarih 2015/1-3648 Esas, 2016/1073 Karar sayılı ilamı da bu yönde olup, dosyada mevcut red kararı bulunmasının yeterli olduğu kanaatine varılmıştır. Somut olaya gelince; davacının tüzük hükümleri gereğince Tapu Müdürlüğüne başvuru şartını yerine getirdiği, talebinin reddi üzerine Bölge Müdürlüğüne de başvurduğu, ancak yine talebinin reddedilmesi üzerine eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir." gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafın 26.09.2023 tarihli duruşmaya gelmediği, davasını takip etmediği anlaşılmakla, HMK'nın 150/1. maddesi gereğince dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, dosyanın inceleme tarihine kadar dolmuş olan 3 aylık yasal süresinde davanın yenilenmediği gerekçesiyle HMK'nın 150/5. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılması yönünde karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı ... temyiz dilekçesi ile; eldeki temyize konu dosyada ... mirasçısı olduğunu, dosyada ... ve ... mirasçıları ile birlikte daha önce vekiller tayin edilmiş olup Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/359 Esas sayılı dosyasında halen bu yetkilerin devam ettiğini, asliye hukuk dosyasında ... ve ... mirasçılarına taraf teşkili için tebligat işlemleri yapılmadığını, bir kısım tarafların dosyaya kaydının eklenmediğini, aynı hatanın yetki alınarak açılmış bulunan eldeki dosyada da yapıldığını, ayrıca vekalet vermiş oldukları Av. ... ve Av. ... tarafından dosyanın kasıtlı olarak takip edilmediğini, dosyada bulunan vekilin davayı takip etmiyorum diyerek karara çıkmasına sebebiyet verdiğini, taraflarınca avukatın azledildiğini, ancak azilnameyi dosyaya dahi sunmadığını, taraflarına asil olarak tebligat yapılmadığını, haricen yapılan araştırmalar sonucu dosyanın karara çıktığını öğrendiklerini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, tapu kaydında düzeltim istemine ilişkindir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; eldeki temyize konu davanın 16.12.2015 tarihinde davacılar ... - ... - ... - ... ve ... tarafından Av. ... ve Av. ... vekil tayin edilmek suretiyle açıldığı, aşamada davacıların Av. ... ve Av....'a vekalet vermek suretiyle davaya devam ettikleri, ikinci bozma kararı sonrası davacılardan İsmail'in 29.08.2022 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi ... ile çocukları ... - ...- ... - ... ve ...'ın kaldıkları, davacılar vekili olarak son duruşma olan 26.09.2023 tarihli celseye katılan Av. ...'in; "Bizim müvekkilimiz vefat etti, mirasçılardan vekalet alamadık, davayı takip etmiyoruz" şeklinde beyanda bulunması üzerine dosyanın işlemden kaldırıldığı ve 05.02.2024 tarihinde ise davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, öte yandan dosyaya dava dışı ... tarafından da davacılar vekili olarak Av.... ve ...'un vekil olarak tayin edildiği vekaletname ile dava dışı ...'nun vekaletnamesinin bulunduğu anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK'nın 55. maddesinde ''Taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir.'' hükmü düzenlenmiş olup dava sırasında taraflardan birinin ölümü halinde taraf teşkilinin sağlanması kamu düzenine ilişkin olup davanın her aşamasında hakim tarafından re’sen nazara alınması gereken bir olgudur ve temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re'sen gözetilmesi gereklidir.

Somut olayda, davacılardan ...'nun 29.08.2022 tarihinde öldüğü, eşi ve çocuklarının mirasçı olarak kaldığı anlaşılmaktadır. Ne var ki; mahkemece HMK'nın 55. maddesi gözetilmemiş ve bu mirasçılar davaya dahil edilmeden sonuca gidilmiştir.

Öte yandan; davacı ... yönünden ölüm halinde, ölüm tarihi itibarıyla vekalet görevinin son bulacağı açık olduğu gibi, diğer davacılar yönünden son celseye katılarak beyanda bulunan Av....'in vekillik ilişkisinin sona erdiğini gösteren bir durumun bulunmadığı (her ne kadar temyiz dilekçesinde azilden söz edilmiş ise de bu hususa ilişkin bir bilginin dosyada yer almadığı), bu nedenle diğer davacılarla ilgili olarak da davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu sabittir.

Hâl böyle olunca; yargılama sırasında ölen davacı ... mirasçılarına tebligat çıkarılarak taraf teşkilinin sağlanması, davacılar ile vekil olarak tayin ettikleri Av. ... ve Av. ... arasındaki vekalet ilişkisinin devam edip etmediğinin araştırılması ve taraf teşkili hususunun gözetilmesi, toplanan ve toplanacak delillerin bir arada değerlendirilmesi ve bundan sonra işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ...'nun temyiz itirazlarının değinilen yönler itibariyle kabulü ile 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek hâlinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın Yumurtalık Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-2. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

05.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.