"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/14 E., 2023/877 K.
Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen karar davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 29.04.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davacılar vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen davalılar ... ve ... vekili ve diğer davalılar gelmediler. Yokluklarında duruşmaya başlandı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ...; çekişmeli 135 ada 1 parsel sayılı taşınmazın muris ...'tan mirasçılarına intikal ettiği, mirasçı kız kardeşlerinin paylarını davalı ile kendisine devrettikleri iddiasıyla taşınmazın yarı payının tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalı; çekişmeli taşınmazın babası ... terekesine dahil olmadığını, 3. kişiden senet ile satın aldığını savunmuş, bila tarihli satış senetlerine tutunarak davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, dava konusu taşınmazın tarafların babası ... terekesine dahil olmayıp davacı tarafından 3. kişiden satın alındığı ve halen davalının taşınmaza zilyet olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 14.05.2019 tarih, 2016/13592 Esas, 2019/3684 Karar sayılı kararıyla: " Mahkemece eksik araştırma ve inceleme sonucunda karar verildiği belirtilerek, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve HMK'nın 31. maddesi kapsamında tarafların gerektiğinde yeniden bildirecekleri tanıkları ile davalının tutunduğu 3 ayrı senette imzası bulunan muhtar, aza ve senet tanıklarının huzuruyla yeniden keşif yapılması, keşifte yerel bilirkişi ve tanıklara davalının tutunduğu 3 ayrı senet okunarak senetlerin kapsamlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tayin edilmesi, taşınmazın öncesinin muris ...’a mı ait olduğu yoksa 3. kişiden davalı tarafça mı satın alındığı, murise ait ise mirasçıları arasında paylaşım olup olmadığı, taşınmazın kim tarafından ne zamandan beri ne şekilde ve ne sıfatla kullanıldığı hususları maddi olaylara dayalı olarak sorulmak suretiyle kesin olarak belirlenmesi; bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli; fen bilirkişisine uygulanan senetlerin kapsamlarını kroki üzerinde gösterir, senetlerin taşınmazın bir bölümünü kapsaması halinde ifraza elverişli rapor hazırlattırılması; bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi’’ gereğine değinilerek kararın bozulmasına hükmedilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu; davalının dayanmış olduğu senetlerin sahte olduğuna ilişkin herhangi bir iddianın bulunmadığı, davacı her ne kadar taşınmazın ortak muristen intikal ettiğini beyan etmiş ise de taşınmazın senetlerin düzenlenme tarihinden itibaren davalı tarafından kullanıldığının tespit edildiği, senetlerin düzenlenme tarihinden itibaren malik sıfatıyla zilyet olan ve taşınmazları kullanan davalının taşınmazları 3. kişiden satın aldığının senet tanığı ve diğer tanık beyanlarından anlaşıldığı, davacının hem senede hem de dosya kapsamında dinlenen ve beyanları esas alınan tanıkların beyanlarının aksine taşınmazın babasından intikal ettiğine dair daha güçlü bir delil ibraz edemediği, bu durumda davacının taşınmazın babasından intikal ettiği hususunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V.TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın tarafların ortak miras bırakanı ...’a ait iken ölümüyle mirasçılarına intikal ettiğini, diğer mirasçıların yasal miras paylarını devri sonucunda taşınmazın ½ hisse ile davacı ..., ½ hisse ile davalı ...’na geçtiğini, bozma ilamından önce dosyaya kazandırılan bilirkişi raporuna göre davalının tutunduğu 22.11.1973 tarih ve 25.10.1973 tarihli senetlerin çekişmeli taşınmaza ait olmadığının belirlendiği, aynı raporda 07.10.1973 tarihli senedin çekişmeli taşınmaza ait olduğu yönünde kanaat belirtildiği; ancak bu senedin içeriğinde bahsi geçen taşınmazın dava konusu taşınmazın daha güneyinde yer alan bir parsele ait olduğu, bozma kararından sonra yapılan keşifte dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile davanın haklılığının ispat edildiğini, beyan içerikleri incelendiğinde taşınmazın müşterek muristen intikal ettiğinin tespit edileceği, bir kısım davalı tanığı aksi yönde anlatımda bulunmuş ise de, tanık beyanlarının gerçeğe aykırı olduğunu, senet tanığının dahi davacı lehine beyanda bulunduğunu, eksik inceleme sonucunda karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
1. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmadığı gibi bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamının gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmıştır. Bozma ilamına uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşacağından, bu hakkın ihlal edilmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir.
2. Toplanan deliller ve incelenen kayıtlara göre; kadastro sonucu Zonguldak ili, Çaycuma ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 135 ada 1 parsel sayılı 5.511,40 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli 135 ada 1 parsel sayılı taşınmazın babaları ...'tan mirasçılarına intikal ettiği, mirasçı kız kardeşlerinin miras paylarını davalı ile kendisine devrettikleri iddiasıyla taşınmazın yarı payının tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmış; davalı ise çekişmeli taşınmazın babası ... terekesine dahil olmadığını, 3. kişiden senet ile satın aldığını savunmuş, bila tarihli satış senetlerine tutunarak davanın reddini savunmuştur. Keşif sırasında beyanları alınan yerel bilirkişi ve tanıkların bir bölümü çekişmeli taşınmazın öncesinin "Erenler" isimli aileye ait iken muris ... tarafından satın alındığını beyan etmiş, bir bölümü ise taşınmazın terekeye dahil olmayıp dava dışı kişilerce müştereken zilyet edildiğini ve yine 3. kişiden davalı tarafından satın alındığını beyan etmiştir. Şu halde, taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, kim tarafından satın alındığı ve zilyetliğin kim adına sürdürüldüğü hususu çelişkilidir. Ne var ki, bozma ilamında da açıkça belirtilmesine karşın bu çelişki giderilmemiş, hangi beyana hangi nedenle üstünlük tanındığı hüküm yerinde gösterilmemiştir. Öte yandan, yine bozma ilamında açıkça belirtilmesine karşın davalının dayandığı senetlerin kapsamları tayin edilmemiş, taşınmazın öncesinin muris ...'a mı ait olduğu, yoksa ... terekesine karşı 3. kişi durumunda olan kişilerden davalı tarafından satın mı alındığı kesin şekilde açıklığa kavuşturulmamıştır.
3. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için taşınmaz başında yeniden yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı ve taraflar ile husumeti olmayan, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, aynı yöntemle tayin edilecek taraf tanıkları ile davalının tutunduğu tüm senetlerde imzası bulunan muhtar, aza ve senet tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklara davalının tutunduğu senetlerde yazılı hudut yerleri okunarak senetlerin kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tayin edilmeli, fen bilirkişisine uygulanan senetlerin kapsamlarını kroki üzerinde gösterir şekilde ve senetlerin taşınmazın bir bölümünü kapsaması halinde ifraza elverişli rapor hazırlattırılmalı; yerel bilirkişi ve tanıklara taşınmazın öncesinin muris ...’a mı ait olduğu yoksa 3. kişiden davalı tarafça mı satın alındığı, murise ait ise mirasçıları arasında taksim yahut pay temliki yapılıp yapılmadığı, taşınmazın kim tarafından ne zamandan beri hangi dayanakla ve kimin nam ve hesabına kullanıldığı hususları maddi olaylara dayalı olarak sorulmak suretiyle kesin olarak belirlenmeli; senet tanıkları ve senette imzası bulunan aza ile muhtarlara senet içeriği sorulmalı, özellikle senette yazılı satışın taraflarının kimler olduğu, çekişmeli taşınmazın muris ... tarafından mı yoksa davalı ... tarafından mı satın alındığı sorulup saptanmalı; bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli; çelişki giderilemediği takdirde hangi beyana ne gerekçe ile üstünlük tanındığı hüküm yerinde tartışılmalı; bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bozma kararının gereklerine riayet edilmeden yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırma sonucunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine,
03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz eden davacılar vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınmasına,
Dosyanın Çaycuma 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
29.04.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.