"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/518 E., 2025/4 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/239 E., 2024/5 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; kök muris ...'den intikal eden çekişmeli 4144 ada 11 parsel sayılı taşınmazın davacıların yakın miras bırakanları olan ...'e hibe edilerek zilyetliğin teslim edildiği ve irsen intikalen davacıların tasarrufuna geçtiği; tapu kayıt maliki ...'in ölü olduğu bu nedenle davacılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının da oluştuğunu beyan ederek tapu iptali-tescil isteğinde bulunmuştur.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacıların zilyetlik iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu, zilyetliğe ilişkin iddiaları kabul etmemekle birlikte taşınmaz kök muris tarafından davacıların miras bırakanına hibe edilmiş olsa bile tapu iptali ve tescil taleplerinin zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince davacı tarafın kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali-tescil talebi yönünden yapılan incelemede dava konusu 4114 ada 11 (eskisi 2469) parsel sayılı taşınmaza ilişkin tesis kadastrosunun 19.04.1966 tarihinde kesinleştiği, davanın 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra 22.07.2022 tarihinde açıldığı gerekçesiyle kadastro öncesi nedene dayalı davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, olağanüstü kazanıma dayalı (TMK 713/2) tapu iptali-tescil talebi yönünden ise davacı tarafça taşınmazın dava konusu edilen kısımlarının 1985 yılından beri davacılar murisi ... ve davacılar tarafından kullanıldığı iddia edilmiş olsa dahi dava konusu yerin tapulu taşınmaz niteliğinde olduğu ve 19.04.1966 tarihinde kesinleşen tesis kadastrosu ile ... adına tescil edildiği, taşınmaz maliki ...'in 28.07.1997 tarihinde vefat ettiği, vefat tarihinden Anayasa Mahkemesinin ilgili maddeyi iptal karar tarihine (17.03.2011) kadar 20 yıllık olağanüstü kazanım süresinin dolmadığı, buna göre olağanüstü kazanım şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil talebi yönünden dava konusu 4114 ada 11 (eskisi 2469) parsel sayılı taşınmaza ilişkin tesis kadastrosunun kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında hak düşürücü sürenin dolduğu, olağanüstü kazanıma dayalı (TMK 713/2) tapu iptali ve tescil talebi yönünden ise taşınmaz maliki ...'in 28.07.1997 tarihinde vefat ettiği, vefat tarihinden Anayasa Mahkemesinin ilgili maddeyi iptal karar tarihine (17.03.2011) kadar 20 yıllık olağanüstü kazanım süresinin dolmadığı, buna göre olağanüstü kazanım şartlarının oluşmadığı, davacılar vekilinin vekalet ücretine yönelen istinaf nedeni bakımından ise davalılar yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak değerlendirdiğini, bu yüzden 10 yıllık hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verildiğini; ancak kadastro öncesine dayalı olarak tescil talebinde bulunulmadığını, hata ile davalıların murisi ...'e hibe edilen 11 parselin gerçek malikinin kök muris ... olduğunu, dava konusu taşınmazın kök muris ...'e ait iken kadastro sırasında murisin kendi iradesi ile taşınmazı oğlu ... adına yazdırmak istediğini, murisin oğlu aynı zamanda davalıların miras bırakanı olan ...'e 12 parsel sayılı taşınmazı 1950'li yıllarında evlendiğinde hibe ettiğini, yine murisin oğlu aynı zamanda davacıların miras bırakanı olan ...'e ise çekişmeli 11 parselin verildiğini, tarafların murislerinin taşınmazları bu şekli ile kullandıklarını, dava dilekçesindeki iddialarının kök murisin aslında 12 parselde kayıtlı taşınmazı oğlu ...'ye bağışlamayı amaç edinirken 11 parselde kayıtlı taşınmazın davalıların murisi ... adına sehven tesciline ilişkin olduğunu, dinlenen tanıkların yapılan bu paylaşıma uygun biçimde taşınmazların kullanıldığı yönünde beyanda bulundukları, murisler ... ve ... vefat ettikten sonra tarafların taşınmazların bu haliyle kullanılması hususunda bir sorun yaşamadıklarını, taşınmazların mirasçılar üzerine tapuda intikali sırasında kadastro tespitinde yapılan hatanın ortaya çıktığını, tutanakların hatalı yazıldığı ve dolayısıyla bu hatanın tapuya intikal ettiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1. Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil ile tapu kayıt malikinin ölü olması nedeniyle olağanüstü kazanıma dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. Kadastro sonucunda Kayseri ili, Hacılar ilçesi, ... Mahallesi, 4144 ada 11 parsel (eski 2469) sayılı 7.411,95 metrekare yüz ölçümlü “bağ” vasıflı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalıların miras bırakanı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
3. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.