"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2018/1588 E., 2021/951 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Iğdır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/276 E., 2018/409 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili ile Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ...; irsen intikal eden zilyetliğe dayalı olarak çekişmeli 107 ada 56, 57, 80, 124, 126 ve 388 parsel sayılı taşınmazlar hakkında tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde mülkiyetin tespitini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar, çekişmeli taşınmazların kanal vasfıyla kamu emlaki niteliğinde olduğunu ve özel mülkiyete konu edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde oluştuğu, ancak taşınmazların kanal vasfıyla kamu emlakı niteliğini aldıkları gerekçesiyle 12.12.2017 tarihli bilirkişi raporunun ekinde yer alan krokide 107 ada 82 parselin ifrazı sonucu oluşan 107 ada 388 nolu parselde (A) ile gösterilen 567,77 metrekare, 107 ada 80 parselde (C) ile gösterilen 2.377,90 metrekare, 107 ada 56 parselde (E) ile gösterilen 553,56 metrekare, 107 ada 57 parselde (G) ile gösterilen 214,55 metrekare, 109 ada 124 parselde (L) ile gösterilen 809,36 metrekare ve 109 ada 126 parselde (R) ile gösterilen 1.310,22 metrekarelik taşınmaz bölümlerinin özel mülkiyet şeklinde tapuya tescili mümkün olmadığından mülkiyetlerinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 107 ada 56, 80 ve 388 parsel ile 109 ada 124 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu, taşınmazların kanal niteliğini alması nedeniyle mülkiyetinin tespitine hükmedilmesinin de isabetli olduğu gerekçesiyle 107 ada 56, 80 ve 388 parsel ile 109 ada 124 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, öte yandan 107 ada 57 parsel sayılı taşınmazın dava açıldığı tarih itibariyle dava dışı 3. kişi adına tapuda kayıtlı olduğu halde bu yön üzerinde durulmadığı, 109 ada 126 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının yöntemine uygun biçimde belirlenmediği gerekçesiyle 107 ada 57 ve 109 ada 126 parseller yönünden davalı Hazine vekilinin istinaf isteminin kabulüne, Iğdır 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.07.2018 tarih, 2018/276 Esas, 2018/409 Karar sayılı kararının bahsi geçen taşınmazlar yönünden kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; eldeki davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, çekişmeli taşınmazların kadim tarım arazisi niteliğinde olmadığını, bilakis çok yakın zamanda işlenmeye başladığını, taşınmazların kanal vasfında olmaları sebebiyle zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, bilirkişi raporlarında aleyhe olan hususları kabul etmediklerini belirterek 107 ada 56, 80 ve 388 parsel ile 109 ada 124 parsel sayılı taşınmazlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili temyiz dilekçesinde; kanal geçmeden önce çekişmeli taşınmazlar üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğuna dair dosyada somut kanıt bulunmadığını, kanal inşa edilmeden önce dahi taşınmazın evveliyatı itibariyle Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığını; öte yandan eldeki davanın açılması hususunda 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek 107 ada 56, 80 ve 388 parsel ile 109 ada 124 parsel sayılı taşınmazlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde mülkiyetin tespiti istemine ilişkindir.
Kadastro sonucunda; Iğdır ili, Merkez ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro tespiti sırasında dava konusu 109 ada 124 ve 126 parsel sayılı taşınmazlar kanal vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, 107 ada 56 ve 80 parsel sayılı taşınmazlar askı ilan süresi içerisinde açılan dava nedeniyle hükmen kanal vasfıyla Hazine adına tescil edilmiş, 107 ada 388 parsel sayılı taşınmaz kök 107 ada 82 parselden hükmen ifrazen tesis edilerek kanal vasfıyla Hazine adına tapuya tescil edilmiştir. 107 ada 57 parsel sayılı taşınmaz ise kanal vasfıyla Hazine adına tespit edildikten sonra, hükmen tescil suretiyle dava dışı ... Karapınar adına tescil edilmiştir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili ile davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekili ile davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin "j" bendi gereğince temyiz eden davalı Hazineden, 6200 sayılı Yasa'nın 49/1. maddesi uyarınca ise temyiz eden davalı DSİ Genel Müdürlüğünden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.