Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5982 E. 2024/4212 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur oranlarının belirlenmesi, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tarafların beyanları değerlendirilerek, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğuna ve Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının usul ve yasaya uygun olduğuna kanaat getirilerek, temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/993 E., 2023/1008 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Niğde 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/1066 E., 2023/22 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin ailesinin kadına "yemek yapmıyor, sürekli telefonla konuşuyor" diye tepki gösterdiklerini, kadının hamilelik döneminde kendi yaptığı yemeği bile yiyemeyecek durumda olmasına rağmen eleştirildiğini, erkeğin bu duruma sessiz kaldığını, erkeğin hamilelik döneminde de kadına destek olmadığını, 7 aylık hamileyken kadını yalnız bırakıp arkadaşları ile tatile gittiğini, sürekli arkadaşlarına zaman ayırdığını, kadının ailesinin maddî durumunun iyi olmaması nedeniyle erkeğin ailesinin "seni çöplükten çıkardık, çocuğun babası Fatih, seni taşıyıcı anne yapacağız" dediklerini, kadının hakaret edici söylemler nedeniyle erkeğin ailesi ile arasına mesafe koyduğunu, erkeğin de kadına destek olmayıp kötü davrandığını, doğuma 15 gün kala kadını kadını ailesinin evine götürmek istediğini, "kıyafetlerini topla, çocuğun kıyafetlerini alma" şeklinde mesaj yazdığını, kadını resmen evden kovduğunu, kadını ailesinin evine götürmeye giderken yolun ortasında bırakıp gittiğini, sonra arayıp sormadığını, kadının kardeşine boşanma davası açacağına yönelik mesaj attığını, erkeğin ailesinin bir kaç kez gelip kadını kötülediklerini, erkeğin kadını eve tekrar götürmek için gelmediğini, bir kez geldiğini ve "yemin ettim, annesinin evinde doğum yapsın, kızınız da torununuz da sizin olsun" dediğini, kadının aynı gün sancılanması nedeniyle doğum yaptığını, erkeğin doğum esnasında ve doğumdan sonra kadına destek olmadığını, hatta kadın doğumdayken kafede canlı müzik dinlediğine dair sosyal medyada paylaşım yaptığını, kadının doğumdan bir hafta sonra erkeğin kendisini götürmesini istediğini ancak gelmeyeceğini söylediğini, doğumdan sonra da çocuğu görmeye hiç gelmediğini, çocuğun maddî ve manevî ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, erkeğin bir gün kadının babasını arayarak yurt dışına gideceğini ve boşanmak istediğini söylediğini, erkeğin babasının kadının babasına olan borcunu tarafların anlaşmalı boşanmaları halinde ödeyeceğini belirttiğini, erkeğin evlilik süresince sürekli telefonla oyun oynadığını, hep arkadaşlarına ve kendi ailesine öncelik verdiğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının temizlik, yemek gibi ev işlerini yapmadığını, sürekli dışarıdan yemek yediklerini, kadının hamile olması nedeniyle erkeğin kendi ailesinden kadına yardımda bulunmalarını istediğini, kadının yardıma gelen erkeğin ailesine devamlı olarak saygısızlık yaptığını, onların ortak konuta gelmelerini istemediğini söylediğini, sürekli telefonla konuştuğunu, erkek ile sohbet etmediğini, erkeğin eve geldiğinde akşamları yalnız başına oturduğunu, erkeğin bir arkadaşı ile şehir dışına bir kez gittiğini ve bu gidişinde de kadının yanında erkeğin kız kardeşinin kaldığını, kadın ve ailesinin doğacak çocuğun ismi konusunda hamileliğin 3. ayında tartışma çıkardığını, isim konusunda erkeğe fikrini sormadan karar aldıklarını, çocuğa ikinci ismi erkeğin koymak istemesi üzerine "ben istemiyorum, eğer koyarsan olacaklara bak sen" dediğini, erkeğin çalışamaması nedeniyle kadının özel hastanede doğumunu karşılayamayacağını belirtmesi üzerine kadının erkeği aşağıladığını, çıkan tartışmada kadını sakinleşmesi için ailesinin yanına götürmek istediğini, "kıyafetlerini topla, çocuğun kıyafetlerini alma" diye mesaj attığının doğru olduğunu çünkü kadını geri getirme niyetinde olduğunu, kadını götürdüğünde kadının abisinin erkeği tehdit ettiğini, kadının ailesinin özel hastanede doğum yapma konusunda ısrar ettiğini, eğer evde doğum yaparsa kadının da çocuğu da göndermeyeceklerini söylediklerini, doğum gerçekleştikten sonra erkek ailesi ile birlikte kadının dayısının evine gittiklerinde kadının abisinin silahla evi bastığını, jandarmaya haber verildiğini, abisinin "millet benim umurumda değil, buraya sakın gelme git boşanma davanı aç" dediğini, bunun üzerine erkeğin de kadının kardeşine boşanma davası açacağını belirten mesaj gönderdiğini, kadının evlilik süresince evde olan biteni ailesine anlattığını, kadının annesinin kadının ortak konuta dönmesine engel olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına karşı ilgisiz olduğunu, cep telefonu ile uzun süre vakit geçirdiği, hamilelik döneminde manevî destek sağlamadığı, 7 aylık hamile iken kadını yalnız başına bırakıp arkadaşları ile tatile gittiği, doğuma 15 gün kala ispatlanabilmiş haklı bir sebebi olmaksızın "kıyafetlerini topla çocuğun kıyafetlerini alma" şeklinde mesaj gönderdiği, bu sebeple kadının yanına bir kaç eşyasını alarak ve erkeğin sinirinin geçeceği düşüncesi ile ailesinin evine bırakılmayı kabul ettiği ve erkeğin kadını Niğde iline getirerek ailesinin evine teslim etmeksizin yolun ortasında bırakıp geri döndüğü, bu süreçte bir daha hiç arayıp sormadığı, kadının kardeşi ...'ye "bu iş burada bitti yarın gidip boşanma davası açacağım" şeklinde mesaj gönderdiği, erkeğin ailesinin gelip kadının ailesine kadını "yemek yapamıyor, temizlik yapmıyor, sürekli telefonda konuşuyor" şeklinde kötülediği ve "yemin ettim ailesinin evinde doğum yapsın, kızınız da torununuz da sizin olsun" şeklinde beyanlarda bulunarak oradan ayrılıkları, aynı gece kadının sancılanması üzerine doğuma alındığı, erkeğin aynı tarihte facebook hesabı üzerinden canlı yayın açarak cafede müzikli bir ortamda yayın yaptığı, erkeğin doğumun gerçekleştiğinden sonradan haberdar olduğu, doğumdan yaklaşık 1 hafta sonra kadının evliliği kurtarmak düşüncesiyle erkeğe "gel beni götür" şeklinde mesaj gönderdiği ancak erkeğin ispatlanabilmiş haklı bir sebebi olmaksızın teklifi kabul etmediği ve devamında yeni doğan bebeği dahi görmeye gitmediği, bu haliyle erkeğin hamileliğin son dönemleri, doğum ve lohusalık sürecinde maddî ve manevî yönden ilgisiz davrandığı; kadının ise ailesinin olumsuz müdahalelerine engel olmadığı, erkeğin ağır kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddî 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kusurunun bulunmadığını, erkeğin kusurlu olduğunu, hükmedilen tazminatların miktarının az olduğunu belirterek kusur belirlemesi ve hükmedilen tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kusurlu olduğunun ispatlandığını, süresiz nafakaya hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, hükmedilen tazminatların kaldırılması gerektiğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükledilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece tarafların kusur oranının doğru tespit edildiği ancak kusurlu vakıaların kısmen hatalı belirlendiği, erkeğin eşine karşı ilgisiz kaldığı ve sürekli cep telefonu ile vakit geçirdiği, eşi 7 aylık hamile iken arkadaşları ile tatile gittiği, hamile eşini doğumdan 15 gün önce çocuğu baba evinde doğum yapsın diye yolda bırakıp gittiği ve avukatla görüşeceğine dair eşine mesaj attığı, eşinin doğumu sonrasında yanında olmadığı, eşine mesajla hakaret ettiği, yeni doğan çocuğuna gereken ilgiyi göstermediği; kadının ise evliliğin devamı konusunda ailesinin olumsuz sözlerine tepkisiz kaldığı, çocuğun ismini kendisinin vereceğini söyleyerek tartışma yarattığı, mevcut kusur durumuna göre yine erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarının az olduğu, Mahkemece kadının kendisi talep ettiği tedbir ve yoksulluk nafakası miktarının çocuğa ve çocuk için talep ettiği tedbir ve iştirak nafakası miktarının da kadına hükmedildiğinin anlaşıldığı, kadın istinafa gelmediğinden kazanılmış hak ilkesi gözetilerek kadın yararına hükmedilen aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası miktarının artırılmadığı gerekçesiyle erkeğin kusurlu vakıa tespiti ve hükmedilen nafakalara, kadının tazminatların miktarına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın kusura ilişkin gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece gerekçeli kararda nafakaların miktarları yönünden maddî hata yapıldığını, aslında 07.12.2022 tarihli celsede kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve çocuk yararına aylık 750.00 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, bu durumun kadının hak kaybına neden olduğunu, buna ilişkin düzeltme kararı verilmesi gerekirken aleyhe karar verildiğini, tazminatların miktarının az olduğunu belirterek hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına ilişkin maddî hatanın düzeltilmemesi ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarına ek olarak tazminatların miktarının artırılmasının haksız olduğunu belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir, iştirak, yoksulluk nafakaları ile tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile kadın yararına tazminat ve nafaka, ortak çocuk yararına nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.