"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1030 E., 2022/1649 K.
DAVA TARİHİ : 04.08.2016-27.09.2016
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen değer artış payı ve katılma alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili ve ... erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. ... erkek vekili dava dilekçesinde; davalı-davacı kadın adına kayıtlı taşınmazlar ve davalı-davacı kadının hesabına SGK tarafından yatırılan para yönünden mal rejiminin tasfiye ile, tasfiye sonucunda ortaya çıkacak her türlü alacağın boşanma dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
2. ... erkek vekili 02.09.2018 tarihli dilekçesinde; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, taşınmazlar yönünden talep miktarını toplam 187.500,00 TL'ye yükseltmiştir.
3. ... erkek vekili 20.09.2022 tarihli dilekçesinde; SGK tarafından yatırılan para yönünden talep miktarını artırarak SGK tarafından yatırılan para yönünden toplam 217.065,03 TL alacağın faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
4. ... erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.
II. CEVAP
1. Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; ... adına kayıtlı taşınmaz yönünden mal rejiminin tasfiye ile, tasfiye sonucunda ortaya çıkacak her türlü alacağın boşanma dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
3. Davalı-davacı kadın vekili 02.09.2018 tarihli dilekçesinde; taşınmaz yönünden talep miktarını toplam 140.000,00 TL'ye yükseltmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 19.11.2019 tarih ve 2016/802 Esas, 2019/537 Karar sayılı kararı ile, asıl dava yönünden; asıl davada tasfiye konusu taşınmazların toplam güncel değerinin 1/2'si olan 187.500,00 TL davacı-davalının katılma alacağı olduğu gerekçesiyle; asıl davanın kabulü ile, 187.500,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
2. Birleşen dava yönünden; birleşen davada tasfiye konusu taşınmazın güncel değerinin 1/2'si olan 140.000,00 TL davalı-davacının katılma alacağı olduğu gerekçesiyle; birleşen davanın kabulü ile, 140.000,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... erkek vekili ve davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 28.01.2021 tarih ve 2021/90 Esas, 2021/97 Karar sayılı kararı ile, asıl dava ve birleşen davada tasfiye konusu taşınmazlar yönünden verilen kararın doğru olduğu; ancak asıl davada SGK tarafından davalı-davacı kadının hesabına yatırılan 69.386,10 TL'nin edinilmiş mal olduğu, tasfiyeye dahil edilmesi gerektiği gerekçesiyle; davalı-davacı kadın vekilinin başvurusunun esastan reddine, ... erkek vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün asıl dava yönünden kaldırılarak yeniden asıl dava yönünden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulü ile, 222.193,05 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... erkek vekili ve davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 21.02.2022 tarih ve 2021/5650 Esas, 2022/1585 Karar sayılı kararı ile, asıl davada SGK tarafından davalı-davacı kadının hesabına yatırılan ve mal rejimi sona erdiğinde mevcut 69.386,10 TL'nin tasfiye tarihi itibariyle değeri belirlenmeksizin katılma alacağının hesaplanmasının hatalı olduğu, Mahkemece paranın tasfiye tarihi (bozma ile güncelliğini yitireceğinden bozmadan sonra verilecek karara en yakın tarih) itibariyle sürüm (rayiç) değeri tespit edilerek ve talep miktarı gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek ... erkek vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, Bölge Adliye Mahkemesi kararının SGK tarafından yatırılan para yönünden bozulmasına; davalı-davacı kadın vekilinin tüm, ... erkek vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışındaki temyize konu diğer bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, asıl davada tasfiye konusu taşınmazlar yönünden ... erkeğin toplam 187.500,00 TL katılma alacağı olduğu; SGK tarafından davalı-davacı kadının hesabına yatırılan 69.386,10 TL güncel değeri için alınan rapor doğrultusunda 217.065,03 TL katılma alacağı olduğu, ... erkeğin toplam 404.565,03 TL katılma alacağının bulunduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile asıl davasının kabulü ile 404.565,03 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline (taşınmazlar yönünden verilen karar Yargıtay tarafından onanmak sureti ile kesinleşmekle 187.500,00 TL yönünden tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmemesine), yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı-davacı kadın aleyhine hükmedilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili ve ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepler
1. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; asıl dava ve birleşen davada tasfiye konusu taşınmazların arsasının ve üzerine yapılan binanın müvekkilinin kişisel parası ile alındığını, davacı-davalının katkısının olmadığını, kararın hatalı olduğunu; SGK tarafından ödenen paranın edinilmiş mal kabul edilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, paranın müvekkilinin kişisel birikimi olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. ... erkek vekili temyiz dilekçesinde; SGK tarafından yatırılan paranın tamamı üzerinden mi yoksa 1/2'si üzerinden mi alacağın belirlendiğinin gerekçede açıklanmadığını, taşınmazlar yönünden verilen 187.500,00 TL alacağın 19.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline yönelik kararın hükümde gösterilmesi gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, bozma üzerine Bölge Adliye Mahkemesinde tekrar duruşma açıldığından ayrıca en azından müvekkili lehine maktu vekâlet ücretine de hükmedilmesi gerektiğini, müvekkili lehine hükmedilen vekâlet ücretinin de az olduğunu, yargılama süresinin uzunluğu ve diğer hususlar gözetilerek daha yüksek vekâlet ücretinin belirlenmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kişisel mal savunması ve ispatı, tasfiyeye dahil edilmesi gereken mallar, infazda tereddüt, usuli kazanılmış hak, hükmün kuruluş şekli, vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır. Dava, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'un (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 297 nci maddesi, 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun (1136 sayılı Kanun) 164 üncü maddesi, 168 inci maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 3 üncü maddesi, 13 üncü maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 646 ncı maddesi; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un (4722 sayılı Kanun) 10 uncu maddesi; 4721 Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 186 ncı maddesinin üçüncü fıkrası, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davalı-davacı kadın vekilinin tüm, ... erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay’ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan hukuk mahkemesi, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Mahkeme, bozma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bu müesseseye usuli müktesep hak veya usule ilişkin kazanılmış hak denir. Usuli müktesep hak, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Açıkça bozmaya uyulmasına karar verilmesiyle, taraflardan birisi yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra mahkemenin yapacağı iş, bozma kararı uyarınca ve o doğrultuda işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir. Kural olarak, hakim ara kararından dönebilirse de, bozmaya uyulmasına ilişkin karar bunun istisnalarındandır. Farklı anlatımla; bozma kararına uyan Mahkeme, bununla bağlıdır.
4. Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak), Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, No 351, 1974, s. 395 vd.).
5. ... lehine lehine hükmedilen alacak, artık değere katılma alacağı niteliğindedir. 4721 sayılı Kanun'un 239 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında “…aksine anlaşma yoksa tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına ve değer artış payına faiz yürütülür…” hüküm altına alınmıştır. Yargıtay'ın ve Dairemizin kökleşmiş uygulamalarına göre tasfiye tarihi, karar tarihidir.
6. Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince 28.01.2021 tarihli kararla, tasfiyeye konu taşınmazlar yönünden tasfiyenin gerçekleştiği, Dairemizin 21.02.2022 tarihli bozma kararında sadece SGK tarafından ödenen para yönünden bozma yapıldığı taşınmazlar yönünden temyiz itirazlarının reddine karar verildiği, taşınmazlar yönünden belirlenen katılma alacağına işletilen faiz yönünden ... lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu anlaşılmaktadır. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, taşınmazlar yönünden belirlenen katılma alacağına tasfiye tarihi olan 28.01.2021 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, usuli kazanılmış hak göz ardı edilerek son karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı-davacı kadın vekilinin tüm, ... erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. ... erkek vekilinin temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının katılma alacağına işletilen faizin başlangıç tarihi yönünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) nolu bendinde yer alan “... 404.565,03 TL katılma alacağının ... ” ibaresinden sonra gelmek üzere “... 187.500,00 TL'sinin 28.01.2021, kalan 217.065,03 TL'sinin ...” ibaresinin eklenmesi suretiyle temyize konu kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...ye yükletilmesine,
İstek halinde temyiz karar harcının yatıran ...'a geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.