Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10112 E. 2023/530 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurun belirlenmesi, kadın lehine maddi ve manevi tazminata, çocuklar lehine nafakaya hükmedilmesi ve bu miktarların belirlenmesinde usul ve yasaya uygunluk hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğe kusur olarak yüklenen hakaret vakıasının kadın tarafından dilekçeler aşamasında usulüne uygun olarak dayanılmamış olması ve bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenememesi, ancak mahkemece belirlenen ve boşanmaya sebebiyet veren diğer kusurlu davranışları ile erkeğin tam kusurlu olduğunun ve çocukların temyiz incelemesi tarihinde ergin olduklarının anlaşılması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; erkeğin ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, kazancını ailesine verdiğini, çocuklarla ilgilenmediğini, iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri için aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın lehine 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, kadının sürekli maddî koşullardan şikayetçi olduğunu, eşinin ailesi ile birlikte yaşamak istemediği için evi terk ettiğini, aile büyüklerinin araya girmesiyle eve döndüğünü, akabinde erkeğe danışmadan ev kiralayarak taşındığını, erkeğin de eşiyle birlikte gitmek zorunda kaldığını, aileyi ilgilendiren konularda eşine danışmadan kararlar verdiğini, en son bir tartışma sonrasında gönderdiği mesajda gelme yazdığını ve erkeğin eşyalarını poşete doldurup kapının önüne koyduğunu, aşağıladığını ve çocukları babaya karşı kışkırttığını iddia ederek davacının fer'î taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin eşine şiddet uyguladığı, hakaret ettiği ve birlik görevlerini yerine getirmediği ve bu suretle tam kusurlu olduğu, erkeğin kusurları karşısında kadının eşini evden kovmasının kendisine kusur olarak yüklenemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocukların her biri için aylık 100,00 TL tedbir ve 150,00 TL iştirak nafakasının babadan alınarak anneye verilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, 4.000,00 TL maddî ve 4.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tanık beyanları ile kadının kusurlarının kanıtlandığını ve erkeğe kusur yüklenmesinin yerinde olmadığını belirterek kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde, istinaf başvurusundaki itirazlarını tekrar ederek kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda kusurun hangi eşten kaynaklandığı, kadın lehine tazminatlara ve ortak çocuklar lehine nafakalar hükmedilmesi koşullarının bulunup bulunmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ve 182 nci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle erkeğe kusur olarak yüklenen hakaret vakıasının kadın tarafından dilekçeler aşamasında usulüne uygun olarak dayanılmamış olup erkeğe bu vakıa kusur olarak yüklenemez ise de mahkemece belirlenen ve gerçekleşen boşanmaya sebebiyet veren diğer kusurlu davranışlar nedeni ile de davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun ve ayrıca ortak çocuklar Semanur ve Kübra'nın temyiz inceleme tarihi itibariyle ergin olduğunun anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.