Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10206 E. 2023/683 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonucunda ortak çocukların velayetinin anneye verilmesinin çocukların menfaatine uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece alınan velayet raporları arasında çelişki bulunduğu ve bu çelişkinin giderilmesi için heyet raporu alınarak tarafların sosyal ve psikolojik durumlarının, çocukların sağlıklı gelişimi için velayeti üstlenmeye engel bir durumlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerekirken eksik inceleme ile velayet hakkında hüküm kurulması doğru görülmeyerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek dava dilekçesinde; kadının sürekli olarak hakaret ve onur kırıcı nitelikte sözler söylediğini, ortak çocuk .'ın rahatsız olduğunu ve çocuğun altını ıslattığı zamanlarda kadının .'ı dövdüğünü, kadının cinsel birliktelikten kaçındığını, ortak çocuklarla ilgilenmediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına ve ortak çocukların velâyetinin babaya bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edildiği halde davalı kadın davaya cevap vermemiş, 05.10.2017 tarihli duruşmada ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılması ile nafaka ve tazminat talebinde bulunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının ortak çocuklarını dövdüğü ve eşine küfür ettiği gerekçesiyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı erkeğin davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların annelerinin yanında kaldığı, her iki çocuğun da annelerinin yanında kalma konusunda istekli oldukları, babaları ile bir süredir iletişim kurmadıkları, ortak çocukların velâyetinin yargılama aşamasında tedbiren babaya bırakılmasına rağmen bu tedbir kararından sonra babanın çocukları almak için bir girişimde bulunmadığı, davacı erkek tarafından dosyaya ibraz edilen ve annenin çocuklara karşı bazı hareket ve sözlerinin bulunduğuna ilişkin görüntülerin erkeğin amacına yönelik sürdürüldüğü ve bu görüntüler neticesinde annenin davranışları hakkında bir kanaate varmanın mümkün olmadığı sonuç olarak sosyal inceleme raporu doğrultusunda küçüklerin velâyetinin anneye verilmesine engel teşkil edecek bir durumun tespit edilemediğinden bahisle ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuklardan her biri için 150,00 TL iştirak nafakası ile kadın lehine 150,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, kadının maddî-manevî tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın velâyet ve iştirak nafakası yönünden kaldırılmasına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile velâyet, dolayısıyla kişisel ilişki ve iştirak nafakası yönünden yapılan incelemede, kadının çocuğa karşı fiziksel şiddet uygulaması nedeniyle ceza yargılaması yapılmış ise de iddianame tarihinden sonraki uzman rapor içerikleri, ortak çocuk Sinan'ın duruşmadaki beyanı, kardeşlerin birbirinden ayrılmaması kıstası, velâyet hakkı tedbiren kendisine verilen babanın bu hakkını kullanma yönünde herhangi bir girişiminin olmaması ve velâyet konusundaki talebinin samimi bulunmaması nedenleri ile velâyetlerin anneye verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir durum olmadığı, kişisel ilişkinin yeterli düzeyde tesis edildiği ve iştirak nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun olarak verildiği gerekçesi ile davacı erkek vekilinin istinaf itirazının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davalı kadının çocuklarına ve erkeğe fiziksel şiddet uyguladığını, bu durumun video kayıtlarıyla sabit olduğunu, aynı zamanda kadının çocuğa fiziksel şiddet uygulamaktan dolayı ceza aldığını, kararın velâyet ve iştirak nafakası yönünden usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan ve istinaf edilmeyerek kesinleşen boşanma davası neticesinde ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin ortak çocukların menfaatine uygun olup olmadığı, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve iştirak nafakası miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 182 nci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkrası, 323 üncü maddesinin birinci fıkrası ile 330 uncu maddesi ve 336 ncı maddesinin ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 12 nci maddesi; Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Velâyet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Çocuğun bu konulardaki üstün yararını belirlerken; çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verebilecekti ise, çocuk için karar veren makamındaki kişinin de aynı yönde karar vermesi gerekir; yani çocuğun farazi düşüncesi esas alınacaktır.

2.Velâyet kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir.

3.Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12 nci maddesi ile Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi’nin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Velâyet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir.

4.Yukarıdaki açıklamalar ve tüm dosya kapsamından; Mahkemece yargılama sürecinde 18.11.2016, 30.06.2017, 26.03.2018 ve ve 03.08.2018 tarihlerinde dört ayrı rapor alındığı görülmektedir. İlk iki raporda, çocukların velâyetinin babaya verilmesinin uygun olduğu, son iki raporda ise velâyetlerin anneye verilmesinin uygun olduğu yönünde değerlendirme yapılmış olup, raporlar arasında çelişkinin mevcut olduğu anlaşılmaktadır. O halde İlk Derece Mahkemesince raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan, heyeti raporu alınarak her iki ebeveyn ile görüşmek ve idrak çağındaki çocukların da görüşlerine başvurmak suretiyle tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocukların sağlıklı gelişimi için velâyeti üstlenmeye engel bir durumlarının bulunup bulunmadığının araştırılması ve raporlar arasındaki çelişki giderildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile velâyet yönünden yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1)Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının velâyet düzenlemesi yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2) İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıdaki paragraflarda belirtildiği üzere velâyet düzenlemesi yönünden davalı-karşı davacı erkek yararına BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre, velâyet düzenlemesi hakkında yeniden hüküm kurulması gerekli hale geldiğinden davacı erkek vekilinin iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.