Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10358 E. 2023/851 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur durumu, nafaka ve tazminat miktarları ile kadının çeyiz ve düğün masrafları için açtığı davanın niteliği uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Kadının dava dilekçesinin açıklanmasına ilişkin beyanında boşanmanın eki niteliğindeki maddi ve manevi tazminat talebi dışında maddi tazminat talebi olmadığını belirtmesi ve bu nedenle çeyiz ve düğün masrafları için harç yatırılarak usulüne uygun dava açılmadığından bahisle Bölge Adliye Mahkemesince bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmasının yerinde olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tarafların boşanma davalarının kabulüne ve fer'îlerine, kadının alacak talebinin açılmamış sayılmasına, erkeğin ziynet alacağı davasının ise tefrikine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin fiziki şiddet uyguladığı, ağır küfür, hakaret ve tehdit ettiği, ailesi dahil eve misafir kabul etmediğini, önceki evliliklerinden olan iki çocuğu ile birlikte yaşamak zorunda kaldığını, yükümlülüklerini yerine getirmediğini, çocuklar arasında ayrım yaptıını, eşi olarak görmediğini, ekonomik özgürlüğünü aşırı biçimde sınırlandırdığını, cinsel birliktelikten kaçındığını, yatak odasını ayırdığını iddia ederek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata evlilik sırasında harcanan yaklaşık 50.000,00 TL çeyiz, düğün vs. masrafı ile kadının abisi Şükrü'den alındığı iddia edilen 40.000,00 TL maddî desteğe yönelik alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş olup Mahkemece davacıdan açıklama istenmesi üzerine davacı tarafça boşanmanın eki niteliğindeki maddî ve manevî tazminat talebi dışında alacak talebi olmadığının beyan edildiği görülmüştür.

II. CEVAP

Davalı- davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların yersiz olduğunu, daha önce açtığı ve feragat ettiği dosyada da aynı iddiaları ileri sürdüğünü, feragat ettiğine göre artık bu kusurların yüklenilemeyeceğini, kadının sürekli sen kimsin ki bana ailem bakıyor sen bana karışamazsın, seni bu evden attıracağım diyerek hakaret ettiğini, kız kardeşinin evlendiklerinden itibaren her yıl kış aylarında 3 ay boyunca ortak konutta kaldığını ve abisinin eşinin de gün aşırı ortak konuta davacı ile muhabbet etmeye geldiğini, erkeğin birikimlerini ağabeyine verdiğini, evi sürekli terk ettiğini, kardeşlerini ekonomik sıkıntıya soktuğunu ileri sürerek kadının davasının reddi ile karşılık davalarının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince kabulüne, tarafların boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, kadına saklanması için verilen dilekçede belirttiği ziynet ve paranın iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşine hizmetçi gibi davrandığı, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, sosyal hayatını kısıtladığı, çocuklar arasında ayrım yaptığı, bu nedenle ağır kusurlu olduğu, kadının ise eşini evden attırmakla tehdit ettiği, erkeğin çocuklarının anneleri hakkında kötüleyici sözler söylediği ve çocukları arasında ayrım yaptığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğinde her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 425,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadın yararına 25.000,00 TL maddî 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının evlilik hazırlığı sırasında yaklaşık olarak 50.000,00 TL çeyiz, düğün vs. masrafı ile kadının abisi Şükrü'den aldığını iddia ettiği 40.000,00 TL maddî desteğe ilişkin tazminat talebi hakkında harcı yatırılarak usulünce açılmış davası olmadığından açılmamış sayılmasına, erkeğin ziynet ve para alacağı davasının 6100 sayılı Kanun'un 167 inci maddesi uyarınca tefrikine ve ara karar ile kadının adli yardım talebinin de kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ile erkeğin davasının kabulünün hatalı olduğu, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının az olduğu, çeyiz ve düğün masrafları yönünden verilen açılmamış sayılmama kararının hatalı olduğunu, ceza davasına konu eylemlerin kusur olarak yüklenilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ile kadının davasının kabulünün hatalı olduğu, kadın yararına tazminata hükmedilmesinin ve kendi tazminat taleplerinin reddinin doğru olmadığı, aynı dosyada karar verilebilecek iken tefrik kararı verilmesinin hatalı olduğu ile vekâlet ücreti yönünden kararın kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının, kusur belirlemesinin buna bağlı olarak kusurun derecesi, davaların kabulü ile tazminat ve nafaka şartları ile tefrik kararı yönünden usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davaların kabulü, kusur belirlemesi, tefrik kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, kadın ve çocuklar yararına belirlenen nafaka miktarlarının, günün ekonomik koşulları, nafakanın niteliğine 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarının az olduğu, kadın, Mahkemenin açıklama istemi üzerine 01.10.2021 tarihli dilekçesinde boşanmanın eki niteliğindeki maddî ve manevî tazminat dışında tazminat talebi olmadığını açıkladığı halde, Mahkemece harç yatırılmadığından bahisle çeyiz ve düğün masraflarına ilişkin tazminat yönünden açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk yararına ayrı ayrı aylık 350,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 425,00 TL tedbir ve 800,00 TL yoksulluk nafakasına, davalı kadının çeyiz ve düğün masraflarına ilişkin usulüne uygun açılmış bir davası bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı - davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin kusur belirlemesinin hatalı olduğu, erkeğin tam kusurlu olduğu, tam kusurlu erkeğin davasının kabulünün hatalı olduğu, günün ekonomik koşullarına göre belirlenen nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğu, ceza dosyalarının kusur belirlemesinde dikkate alınmamasının hatalı olduğu, tanık beyanlarından bazılarına itibar edilmeme gerekçesinin açıklanmamasının doğru olmadığını ileri sürerek usul ve kanuna aykırı kararın, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafakalar ile kadının maddî tazminat talepleri ile eşyaların iadesine ilişkin davası nedeniyle vekâlet ücretinin verilmemesi ile kendi ziynet ve para alacağı davasında tefrik kararı verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, sonrasında birlikte yaşama devam edilmesi nedeniyle ceza davasına konu olan vakıaların taraflara kusur olarak yüklenip yüklenemeyeceği, erkeğin davasının kabulü, kadın yararına tazminat ve nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminat ve nafaka miktarının uygun olup olmadığı ve kadının boşanmanın eki niteliğinde olmayan alacak talebi olup olmadığı, bu yönden Bölge Adliye Mahkemesince karar verilmesine yer olmadığına şeklinde kurulan hükmün yerinde olup olmadığı ve erkek lehine buna bağlı vekâlet ücreti verilip verilmeyeceği ile erkeğin ziynet ve para alacağı davasında tefrik kararının hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkra, 169 uncu madde 174 üncü maddesinin ikinci fıkra, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 167 inci madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkra, 370 inci madde ile 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci madde hükümleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle kadın tarafından dava dilekçesinin açıklanmasına yönelik beyanında boşanmanın eki niteliğindeki maddî ve manevî tazminat talebi dışında maddî tazminat talebi olmadığının ifade edilmesi nedeniyle harçlandırılarak usulüne uygun şekilde açılmış bir tazminat davası bulunmadığından bu konada karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesinin ve bu nedenle erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Gülsüm'e yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin Yılmaz'a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.