Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10387 E. 2023/3353 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından düğünde takıldığı iddia edilen ziynet eşyalarının davalı tarafından alıkonulduğu iddiasıyla açılan ziynet eşyalarının iadesi davasının kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarının miktarı ve akıbeti konusunda ispat yükünü yerine getiremediği, davalı tanık beyanlarının da davacı iddialarını desteklemediği ve evlilik birliği devam ettiği için 4721 sayılı TMK’nın 222. maddesi gereği ziynet eşyalarının edinilmiş mal sayılacağı gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1750 E., 2022/1727 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çay Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/332 E., 2022/326 K.

Taraflar arasındaki ziynet eşyasının iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; özetle taraflar evlenirken müvekkiline 10 adet cumhuriyet altını, 1 adet 2.5 gremse, 1 adet kalın halkalı 14 ayar zincir kolye, 1 adet ince halkalı 14 ayar zincir kolye, 8 adet 25'er gram 22 ayar burma bilezik, 2 adet yarım reşat küpe, 1 adet reşat beşi bir yerde, 1 adet 14 ayar alyans takıldığını, bu ziynet eşyalarından bilezik haricindeki ziynetlerin davalı tarafça şahsi borç ve giderler için bozdurulduğunu, bilezikleri ise davalının müşterek konutu terk ederken beraberinde götürdüğünü iddia ederek ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde şimdilik 1.000,00 TL'nin faiziyle birlikte karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; özetle davacıya iddia ettiği miktarda ziynet eşyasının düğünde takılmadığını, sadece 1 tane cumhuriyet altını takıldığını, evlilik birliği içinde birikim amaçlı 6 adet 19'ar gram 22 ayar bilezik ile 8 adet cumhuriyet altını daha alındığını, ziynet eşyalarının davacıdan hiçbir zaman alınmadığını, davacının bilezik dışındaki ziynetleri bozdurup kendi adına Lada marka araç aldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının 2021 temmuz ayında evden ayrıldığı, tarafların ayrı yaşamakta olduğu, davacı tarafın, bilezik dışındaki ziynet eşyalarının davalının şahsi borçları için harcadığı, bilezikleri de evden ayrılırken habersiz şekilde beraberinde götürdüğünü iddia ettiği, davalı tarafın dava konusu yapılan ziynet takılarının tamamını kabul etmediği, düğünde bir adet cumhuriyet altını takıldığı ve bununla da davacı adına araç alındığını, 8 adet bileziğin ise kendi şahsi birikimi olduğunu iddia ettiği, dosyaya dava konusu yapılan takıların düğünde kadına takılan takılar olduğuna ilişkin görüntü, fotoğraf ya da kayıt sunulmadığı, uyuşmazlığın ziynet eşyalarının cins, adet ve sonrasında ne yapıldığı hususunda toplandığı, davacı tarafın dava konusu yaptığı takıların düğünde kendisine takılan ziynet eşyaları olduğu ve bilezik dışındaki ziynet eşyalarının davalının şahsi borçları için harcadığı, bilezikleri de evden ayrılırken habersiz şekilde beraberinde götürdüğü iddiasını ispatla yükümlü olduğu, dinlenen tanık beyanlarından duyuma dayalı, görgü sahibi olmayan, çelişkili ve taraflara yakınlığı itibariyle ihtiyatla yaklaşılan beyanlar nazara alındığında, davacının ziynet eşyalarının varlığı ile bilezik dışındaki ziynet eşyalarının davalının şahsi borçları için harcadığı, bilezikleri de evden ayrılırken habersiz şekilde beraberinde götürdüğü iddiasını ispatlayamadığı, iddiasını tanık beyanları ve dosya kapsamı ile ispatlayamayan davacının yemin deliline de dayandığı, yemin delilini kullanıp kullanmayacağının hatırlatıldığı, yemin delilini kullanmayacağını belirten davacı tarafın başkaca da delil göstermediği, davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili, tanıklardan ... ile ...'ın yeniden dinlenilmesi talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davanın kabulü gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı, tanıklar Zeynep ve Emrah'ın talepleri doğrultusunda yeniden dinlenilmeleri taleplerinin reddinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf ettiği ancak tanıkların ilk beyanlarından sonra yeniden dinlenme taleplerini içerir dilekçede belirttikleri hususun tanıkların yeniden dinlenmesi için geçerli bir neden olmadığı, bu nedenle tanıkların yeniden dinlenme taleplerinin reddinin isabetli olduğu, davacının dava dilekçesinde belirttiği ziynet eşyalarının düğünde takılan ziynet eşyaları olduğunu iddia ettiği, bu konudaki ispat külfetinin davacıya ait olduğu, davacının düğüne dair herhangi bir görsel materyali dosyaya ibraz edemediği, davacı tanıklarının düğünde takılan altınlar ile ilgili beyanlarının soyut olduğu, her ne kadar tanık Dudu düğünde takılan altınlarla ilgili beyanda bulunmuş ise de, tarafların evlilik tarihi (1985) itibariyle aradan geçen sürede tanığın düğünde takıldığını söylediği ziynet eşyalarını bu kadar net hatırlamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu nedenle tanığın beyanına itibar edilemeyeceği, davacının yemin delilini de kullanmadığı bu nedenle dilekçede talep edilen ziynetlerin tamamının düğünde takıldığının davacı tarafça ispatlanamadığı, ancak bu konudaki davalı tanık beyanlarının davacı lehine değerlendirilmesi gerektiği, buna göre, tanık Nurettin'in düğünde davacıya 5 adet cumhuriyet altını, 1 adet zincir, 1 adet beşi birlik ve 3-4 adet bilezik takıldığını söylediği, hal böyle olunca tanığın düğünde takıldığını söylediği işbu ziynetlerin davacının kişisel malı olacağı, bilezik dışındaki altınlarla davacı adına Lada marka araç alındığı, bu durumun davacının Sed raporunda da sabit olduğu, dolayısıyla bu ziynetler için davacının talep hakkı olmadığı, her ne kadar tanık Nurettin araç alımında kullanılan ziynetler dışında kalanların (bileziklerin) bir kısmının çocuklar okurken bozdurulduğunu söylemiş ise de, davacının dava dilekçesindeki iddiasının bilezikler dışındaki ziynetlerin davalı tarafından harcandığı, bileziklerin ise davalı tarafın en son ortak haneden giderken beraberinde götürdüğü yönünde olup, bu nedenle davacının iddiasının aksine olan davacı tanık beyanına itibar edilemeyeceği, davalının evden ayrılırken beraberinde götürdüğü iddia edilen bileziklerin ise düğünde davacıya takıldığının ispat edilemediği, zira 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 222 nci maddesinin üçüncü fıkrasına göre, aksi ispat edilinceye kadar bir eşin bütün mallarının edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerekeceği kuralından hareketle ancak mal rejiminin tasfiyesi davasına konu edilebileceği, tarafların halen evli olup, aralarında açılmış bir boşanma davası olmadığı anlaşılmakla kişisel mal olduğu iddiası ile aynı Kanun'un 226 ncı maddesine göre açılan davada bilezikler yönünden de davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; tanıklardan ... ile ...'ın yeniden dinlenilmesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesinin yanlı davrandığını, tanık beyanlarının bir kısmına gerekçede değinilmediğini, kararın kendi içinde çelişkilerle dolu olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen ziynetlerin varlığının ve davalı tarafça bozdurulup harcandığının sabit olduğunu, davanın kabulü gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ziynet eşyasının iadesi davası olup, uyuşmazlık davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 222 nci ve 226 ncı maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 109 uncu, 341 inci maddenin üçüncü fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.