Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10601 E. 2023/297 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı erkeğin akıl hastalığı nedeniyle boşanma davasının kabul edilip edilmeyeceği, fer'i talepler ve ziynet alacağı davasında hükmedilen hususların infaza elverişli olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının akıl hastalığına ilişkin sağlık kurulu raporunun Yargıtay denetimine elverişli bulunmaması ve ziynet alacağı davasında hükmedilen ziynetlerin değerlerinin ayrı ayrı belirtilmemesi nedeniyle infaza elverişli hüküm kurulmaması gözetilerek, mahkeme kararları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma ve ziynet alacağı davalarının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı katılma yoluyla iştirak nafakası miktarı yönünden davacı kadın vekili tarafından; boşanma ve ziynet alacağı davaları yönünden davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen boşanma ve ziynet alacağı davalarının kabulüne dair karara karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı erkek vekilinin istinaf başvurusu da esastan reddedilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davacı kadının, davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı kadın vekilinin iştirak nafakası miktarına yönelik katılma yoluyla temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı erkek vekili tarafından istenilmekle 21.09.2022 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davalı ... vasisi ... vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davacı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra ve davalı erkek vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya Bipolar Duygulanım Bozukluğu teşhisi konulduğunu, bu nedenle davalının vesayet altına alındığını, davalının düzenli ilaçlarını kullandığı ve tedavi olduğu takdirde iyileşme gösterebileceği için davalarını terditli açtıklarını, davalının sürekli borçlandığını bu nedenle icra takibi başladığını, söz konusu borçları müvekkilinin ziynet eşyalarını bozdurarak müvekkilinin ödemek zorunda kaldığını, davalının evliliğin ilerleyen dönemlerinde akıl ve mantık dışı hareketlerde bulunduğunu, davalının akıl hastalığı olduğu tespit edilerek 3 kez atak süreci yaşadığını, davalının gerçek dışı hikayeler anlattığını, davalının yaptıklarının önü alınmaz hale geldiğini iddia ederek tarafların akıl hastalığı sebebiyle boşanmalarına, bu mümkün olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına; çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, Tefe-Tüfe oranında artırılmak üzere çocuklar için ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata; ziynet eşyalarının aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili; 06.05.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile ziynet alacağı davasının 86.170,00 TL üzerinden ıslah ettiklerini belirtmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız ve yersiz olduğunu beyanlarını kabul etmediklerini, davacının lüks düşkünü ve savurgan kişiliğinin olduğunu, davacı ziynetlerini bozdurarak kendi babasının kredi kartı borçlarını ödediğini bu borçların müvekkil ve ailesine ait olmadığını, müvekkilinin akıl hastası olduğu dönemde yaptığı fiillere kusur yüklenemeyeceğini, davacının haksız ve hukuka aykırı açmış olduğu boşanma davasının reddine karar verilmesini, müşterek çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini aksi takdirde müvekkil ile müşterek çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasını, müvekkili lehine 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminat hükmedilmesini; davacının ziynetleri bir kısmını bozdurarak babasının kredi kartını ödemesi ve davacı işyeri kurması ve şirketin iflas etmesi ziynetlerin bir kısmının kurduğu şirketin borçlarına harcanması nedeni ile davacının ziynet eşyası talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 165 inci maddesine göre eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eşin boşanma davası açabileceği, davalı taraf hakkında düzenlenen ... Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin 16.03.2021 tarih ve 4270 sayılı sağlık kurulu raporunda davalıda "Bipolar Affektif Bozukluk" denilen hastalığın mevcut olduğu, hastalığın doğası gereği iyileşme ve ataklar halinde seyrettiği, mevcut hali ile iyilik döneminde olduğu, evliliği çekilmez hale getirmeyeceği ancak atak döneminde evliliği diğer eş için çekilmez hale getirebileceği, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığının ifade edildiği, ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2017/6 Esas ve 2017/829 Karar sayılı kararı ile davalının 4721 sayılı Kanun'un 405 inci maddesi gereğince kısıtlanmasına karar verildiği, kendisine vasi tayin edildiği, belirtilen rapor, kısıtlama kararı ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde davacının akıl hastalığı sebebine dayalı olarak açtığı boşanma davasını ispat ettiği belirtilerek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 165 inci maddesi uyarınca akıl hastalığı sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı 200,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, iştirak nafakalarının her yıl TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında arttırılmasına, davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların maddî tazminat ve manevî tazminat taleplerinin reddine; davacının akıl hastalığı sebebine dayalı boşanma talebinin kabulü yönünde karar verilmiş olması nedeni ile evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma davası hakkında karar verilmesini yer olmadığına karar verilmiş; davacı kadının ziynet eşyalarının düğünde kendisine takıldığını ve de davalı tarafından bozdurulup harcandığını, bir daha da kendisine geri verilmediğini ispat ettiği belirtilerek davacının ziynet eşyalarına ilişkin davasının kabulü ile, her biri 20'şer gram 22 ayar olan 6 adet burma bileziğin, her biri 20'şer gram 22 ayar olan 2 adet bileziğin, 65 gram 22 ayar olan bir adet setin, 30 adet çeyrek altının, 2 adet yarım altının, davalıdan alınarak, davacıya aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde 86.170,00 TL'nin 1.000,00 TL 'sinin dava tarihinden itibaren, 85.170,00 TL'sinin ıslah tarihi olan 06.05.2021 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili; İlk Derece Mahkemesince yeniden rapor alınması taleplerine rağmen yeniden rapor alınmaksızın ... Şehir Hastanesinden aldırılan çelişkili rapora dayanılarak akıl hastalığına dayalı boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, sağlık kurulu raporunda hastalığın atak döneminde evliliği diğer eş için çekilmez hale getirebileceğinden bahsedilmiş ise de atak döneminde evliliğin diğer eş için çekilme hale getirip getirmediği değerlendirilmeden sadece rapor ve vasilik kararından bahsedilerek karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, velâyetlerin babaya verilmesi gerektiğini, davacının tedbir ve iştirak nafakası taleplerinin reddi gerektiğini, miktarların yüksek olduğu, davacının evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma davasının da reddine karar verilmesinin gerektiğini, müvekkilinin tazminat taleplerinin doğru olmadığını, davacının tüm ziynet eşyalarının kendisi tarafından bozdurularak müvekkilinin borçlarını ödediğine dair iddiasını ispat edemediğini, davacının dava dilekçesinde kendi isteği ile geri iade talebi olmaksızın ziynet eşyalarının kendisinin bozdurduğunu açıkça ikrar ettiğini, ziynet alacağı davasının reddi gerektiğini belirterek; kadının kabul edilen akıl hastalığı sebebine dayalı boşanma davası, kadının evlilik birliğinin sarsılmasına sebebine dayalı boşanma davasının reddedilmemesi, boşanmanın fer'îleri, ziynet alacağı davasının kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı erkek vekili; istinaf başvurusunun reddi kararının hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının kabul edilen akıl hastalığı sebebine dayalı boşanma davası, kadının evlilik birliğinin sarsılmasına sebebine dayalı boşanma davasının reddedilmemesi, boşanmanın fer'îleri, ziynet alacağı davasının kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı kadın vekili katılma yoluyla; iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadın tarafından açılan davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, akıl hastalığı sebebine dayalı boşanma davası yönünden denetime elverişli sağlık kurulu raporu alınıp alınmadığı, fer'i talepler ile ziynet alacağı davasında infaza elverişli hüküm tesis edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 165 inci maddesi, 169 uncu maddesi, 220 inci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun’un 297 nci maddesi, 298 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.... 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2017/6 Esas ve 2017/829 Karar sayılı ilamı ile davalı erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 405 inci maddesi gereğince kısıtlanarak vesayet altına alındığı görülmüştür. Dosya kapsamında bulunan ve davalı erkek hakkında düzenlenen ... Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin 16.03.2021 tarih ve 4270 sayılı 3 erişkin ruh sağlığı uzmanından oluşan sağlık kurulu raporunda, davalı erkekte "Bipolar Affektif Bozukluk" denilen hastalığın mevcut olduğu, hastalığın doğası gereği iyileşme ve ataklar halinde seyrettiği, mevcut hali ile iyilik döneminde olduğu, evliliği çekilmez hale getirmeyeceği ancak atak döneminde evliliği diğer eş için çekilmez hale getirebileceği, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı belirtilmiştir. Alınan rapor Yargıtay denetimine elverişli ve yeterli görülmemiştir. Gerçekleşen bu duruma göre İlk Derece Mahkemesince eldeki dava dosyası, kısıtlama dosyası ve varsa daha önceki tedavi evrakları ile birlikte davalı erkeğin Adli Tıp Kurumuna sevki sağlanarak akıl hastası olup olmadığı, hastalığı var ise hastalığının geçmesine olanak bulunup bulunmadığı yönünde 4721 sayılı Kanun'un 165 inci maddesine uygun şekilde ilgili İhtisas Kurulundan rapor alınıp, sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3. 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinin ikinci fıkrasında; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği; aynı Kanunun 298 inci maddesinin ikinci fıkrasında da gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen kısa kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda; hüküm altına alınan ziynet eşyalarının ayar, cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden kadının ziynet alacağı davasında hükmedilen ziynetlerin değerleri ayrı ayrı gösterilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı kadın vekilinin iştirak nafakası miktarlarına yönelik katılma yoluyla temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

a) Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

b)Yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL' lik vekâlet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.