"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin kararının maddî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakası ve maddî tazminat yönünden karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli hakaret ettiğini, aşağıladığını, kadının ailesinin eve gelmelerini istemediğini, kadının da ailesine gitmesini kısıtladığını, kadının ailesine soğuk ve ilgisiz davrandığını, sürekli psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, söz hakkı olmadığını, eş ve çocuklarıyla ilgilenmediğini, soğuk davrandığını, onları gezmeye, alışverişe götürmediğini, doğum günü kutlaması yapmadığını, eş ve çocukların ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, para vermediğini, birlik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, tüfeği alıp mermileri koymaya başladığını, kadını korkuttuğunu, olayın akşamında kayın babanın üzerine yürüdüğünü, bıçak gösterdiğini, taşınır, tanışmaz mallarını devrederek mal kaçırdığını, seni istemiyorum artık mallarıma da ortak olamayacaksın dediğini, kadının ailesine hakaret ettiğini, kadının telefonunu elinden alıp ailesiyle iletişimi kestiğini, kadının ailesiyle konuşmak için aşağıya inmek istediğinde kapıyı kilitlediğini, eline bıçak alıp gidersen bir daha giremezsin bu eve o baban da dört teker altında kalsın inşallah dediğini, tehdit ettiğini, bıçakla ve tüfekle yatmaya başladığını, evden kovduğunu, çocuklarını göstermediğini, erkeğin ailesinin hakaret ettiğini, erkeğin mal varlığı üzerinde hiç bir hak iddia etmeyeceğine ilişkin noterden imza atması için zorladığını, tüm bu nedenlerle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, çocukların tedbirin ve kesin velâyetlerinin anneye verilmesine, kadın için aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuklar için aylık 600,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, yıllık Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) oranında artırılmasına, yasal faiziyle 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının ailesinin evliliğe sürekli müdahale ettiğini, kadının ailesinin etkisiyle hareket ettiğini, kadının ailesinin eşiyle görüşmesini engellediğini, ilk iki yıllık dönemde ailesine yakın bir yerden ev alıp oturmaları konusunda baskı yaptığını, manevî anlamda bağımsız konut sağlamadığını, kadının ailesinin sürekli müşterek haneye gelip gittiğini, erkeğin eşi ve çocuklarıyla yalnız kalmasına, birlikte vakit geçirmelerine müsade etmediklerini, intihar teşebbüsünde bulunduğunu, kadının ailesinin erkeği hor gördüğünü, adam yerine koymadığını, hoş geldin dahi demediklerini, başka bir eve taşınma mevzusu geçince kadının erkeği tehdit ettiğini, kadının ailesinin erkeğe şiddet uyguladığını, kadının boşanma davasından feragat ettiğinde kadının babasının tarafları tehdit ettiğini, kadının babasının evliliğin devamını tarafların 1/2 hisse aldıkları meskene ait tapunun erkeğe ait hissesinin kendisine devir edilmesini şartına ve bono verilmesi şartına bağladıklarını, bu konuda tehdit ettiklerini, erkek işteyken kadının çocukları da alarak ailesi eşliğinde evi tek ettiklerini, ev eşyalarını da toparlayıp götürdüklerini, üç dört gün sonra kadının çocukları erkeğin teyzesi aracılığıyla erkeğe bırakıp gittiğini, kadının evi terk ederek gittiğinde evin anahtarını da yanında götürerek erkeğin kapıda kalmasına sebep olduğunu, kadının babasının erkeğin iş yerine giderek erkeğin işten çıkartmak için girişimde bulunduğunu, tüm bu nedenlerle tarafların 1/2 hisse ile sahip oldukları evin ya da kirada oturdukları evin erkeğe tahsisini, davanının reddine, ortak çocukların geçici ve kesin velâyetinin erkeğe verilmesine, koruma kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.10.2020 tarihli ve 2018/1067
Esas, 2020/365 Karar sayılı kararıyla erkeğin düzenli olarak kadına para vermediği, kadının çocukların ihtiyaçlarını karşılamak için ailesinden ve komşusundan para aldığı, bulaşık makinasını satarak ihtiyaçlarını gidermeye çalıştığı, bu nedenle erkeğin birlik yükümlülüklerini yerine getirmediğinin kabul edildiği, erkeğin kadının ailesiyle görüşmesine izin vermediği, telefonuna engel koyduğu, kendi üzerine kayıtlı aracı başkasına devrederek güven sarsıcı davranışta bulunduğu, erkeğin, kadını evden kovduğu, kadına hakaret ettiği, kadını birleşmek için mallarını devretmeye zorladığı ve kusurlu olduğu, dosya kapsamında dinlenen erkek tanıkları her ne kadar kadın ve tanık ... H,.nin erkekten tapu ve senet istemek için birkaç kez iş yerine geldikleri yönünde beyanda bulunmuş iseler de erkeğin cevap dilekçesinde bu vakıaya dayanmadığı, kadının babasının tapu ve senet istediği vakıasına dayandığı, kadının babasının da erkeğin yaptığı devirler nedeni ile parasını kendisi ödediği için tapunun yarısını istediğini kabul ettiği ancak kadının bu yönde babasını yönlendirdiğinin sabit olmadığı, tanık ...'nın kadının ailesinin senet istemediği bu fikrin kendisine ait olduğu yönündeki beyanı nedeni ile de atılı vakıanın ve erkeği haklı çıkarmaya yönelik diğer tanık anlatımlarının kadına kusur olarak yüklenilemeyeceği, taraflar arasında evlilik birliğini yürütmeye imkan vermeyecek şekilde geçimsizlik olduğu,erkeğin tam kusurlu hareketleriyle evlilik birliğinin sarsılmasına neden olduğu, kadına yüklenecek ispatlanan kusur bulunmadığı gerekçesiyle kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, velâyetlerin anneye verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların ÜFE oranında artırılarak devamına, kadın yararına yasal faiziyle 13.000,00 TL maddî ve 13.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 08.09.2021 tarihli ve 2021/277 Esas, 2021/1282 Karar sayılı kararıyla erkeğe verilen kusurlardan kadını evden kovduğu ve erkeğin ailesinin kadına hakaret ettiği hususunda ispat bulunmadığından kusur verilmemesi gerekirken verilmesinin hatalı olduğu, erkeğe verilen diğer kusurların sabit olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, verilen kusurların karşı tarafın kişilik haklarını zedelemesi, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesinin yerinde olduğu ancak miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilerek erkeğin kusur belirlemesi, kadının ise tazminat miktarları yönünde istinaf taleplerinin kabulüne, diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 16.03.2022 tarihli 2021/9092 Esas, 2022/2519 Karara sayılı kararıyla tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî tazminat miktarının az olduğu gibi tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının da az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verimiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alınarak davacı kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın ÜFE oranında arttırılarak devamına ve yasal faiziyle 20.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden kararı temyiz etmiştir.
2. Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; geçimini sağlamakta zorluk çektiğini, kadının çalışabilecek durumda olduğunu belirterek kararı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî tazminat miktarı yönünden temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî tazminat miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası ile 175 inci maddesi hükümleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.