Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10687 E. 2023/1404 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı, kusurun kimde olduğu, boşanmaya bağlı fer'i taleplerin kabul edilip edilmeyeceği ve miktarları uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verilen olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğuna dair yerel mahkeme kararını, deliller ve kusur değerlendirmesi doğru yapılarak hükme varıldığını gözeterek onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava, cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; davalı kadının evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmediğini, kendisine ve eve özen ve gereken temizliği göstermediğini, cinsel olarak birlikteliklerinde sorunları olduğunu, davalının cinsel birlikteliği istemediğini, müvekkilinin bu nedenle yatağını ayırdığını, sürekli intihar etmekle müvekkilini tehdit ettiğini, psikolojik sorunlarının olduğunu, bu nedenlerle kendisine zarar vererek müvekkilini suçlu durumuna koyacağı endişesi ile müvekilinin evi terk ettiğini, karşı tarafın iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, ağır kusurlu hareketleri nedeniyle ortak hayatın çekilmez hale geldiğini beyanla, karşı dava ve ziynet alacağı davasının reddine, açtıkları davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin bir mağazada satış elemanı olarak işe girdiğini, mesai saatleri 22:00 ye kadar sürdüğü için davacının bundan rahatsız olduğunu ve işten ayrılmasını istemesi ile işinden ayrıldığını, erkeğin müvekkiline karşı seninle olmak istemiyorum, seni canım çekmiyor beyanları ile uzaklaştığını, davacının rahatsız olduğu konularda doktora dahi gittiğini, hiç bir sorunun olmadığı ve üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, davacının koca olarak ekonomik sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkilinin hayatını ailesinin desteği ile idame ettirdiğini müvekkilinin, davacının psikolojik ve fiziki şiddetine, geri zekalı, şerefsiz, cahil, senin kadınlık gururun yok mu şeklinde hakaret ve küfürlerine maruz kaldığını, müvekilinin ailesine, kız kardeşine karşı saygısızlık yaptığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında müvekkiline atfedilecek bir kusur bulunmadığını, davacının ağır kusurlu hareketleri nedeniyle ortak hayatın davalı için çekilmez hale geldiğini beyanla asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, düğünde takılan altınlar evlilik birilği içerisinde davacı tarafından geri ödenmek şartı ile alınıp harcandığını, geri iade edilmediği beyanı ile 55.000,00 TL ziynet alacağının aynen iadesine, mümkün olmadığı taktirde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliği tesis edildikten sonra erkeğin kadını istemediği, ten uyumsuzluğu olduğunu söylediği, cinsel birliktelikte sorunlar yaşadığı, kadını aşağıladığı, hakaret ettiği, psikolojik şiddet uyguladığı, sorunlara çözüm üretmek yerine müşterek haneyi terk ettiği, evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusurunun ispat edilemediği gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 600,00 TL tedbir, kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın lehine 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasında taleple bağlı kalınarak 55.000,00 TL ziynet alacağının kabulü ile erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili; davalı karşı davacı kadının kusurlu olduğunu, erkeğin kusurlu davranışının ispat edilemediğini, açmış oldukları davanın kabulü ile kadının davasının reddinin gerektiğini, maddî ve manevî tazminat ile ziynet alacağı talebinin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu beyanla kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-davalı erkek tarafından kadına atfedilip ispat edilen herhangi bir kusurun bulunmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verilen olaylarda davacı-davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, kusur değerlendirmesi ile asıl davanın reddine ve karşı davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu, maddî ve manevî tazminat koşulları gerçekleştiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında, davalı karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat ve miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu, kadının ev hanımı olduğu, herhangi bir gelirinin olmadığı, üzerine kayıtlı mal varlığının bulunmadığı, böylece boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılmakla, kadın lehine yoksulluk nafakası şartları oluştuğu, takdir edilen miktarının uygun olduğu, ziynet eşyalarının kadının bilgisi dahilinde bozdurulup tasarrufta bulunulduğu iddia edilmiş ise de ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kendisine kadın tarafından hibe edildiği iddia edilmediği gibi ispatta edilmediğinin anlaşıldığı, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı-davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı vekili, kadının kusurlu olduğunu, kadının kişisel bakımını ihmali nedeniyle cinsel sorunların yaşandığını, kadının ilaç içmek suretiyle intihar girişimleri ile müvekkiline psikolojik baskı oluşturduğunu, asıl evi terk edenin kadın olduğunu, müvekkilinin kusurlu davranışının ispat edilemediğini, kusur yönünden hatalı niteleme nedeni ile boşanmanın fer'îleri yönünden verilen kararında hatalı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur tespiti, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, karşı davanın kabulü, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.