"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1597 E., 2022/1512 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çaycuma 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/190 E., 2022/279 K.
Taraflar arasındaki yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; ... ...'nin annesi ve babasının 2013 yılında Almanya'da boşandıklarını, küçüğün tüm bakım ve ihtiyaçlarının anne tarafından karşılanması nedeni ile iştirak nafakası talebiyle mahkemeye başvurulduğunu, Almanya Gelsenkirchen Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi)'nin 32 F 112/12 E. 17.07.2012 kesinleşme tarihli kararı ile aylık 225-Euro tutarındaki nafakanın ödenmesine karar verildiğini, davalı erkeğin mahkeme kararının gereğini yerine getirmediğini ve bu güne kadar herhangi bir ödeme yapmadığını, müvekkilinin ortak çocuğun bakımını davacı annesinin tek başına üstlendiğini, bu nedenlerle mahkeme kararının tanınarak tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin mahkeme kararıyla üzerine düşen tedbir nafakasını 2014 yılı Ağustos ayına kadar Almanya Sparkasse Bankası aracılığıyla ve elden davacıya ödediğini, boşanma kararında ... çocuk için herhangi bir nafakaya hükmedilmediğini, boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte çocuk için hükmedilen tedbir nafakasının son bulacağından müvekkilinin nafaka ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, Türk Hukuku'na uygun olmayan bu kararın tanınamayacağını, hükmolunan nafaka miktarının fahiş olduğunu, uyarlansa dahi uygulanmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 19.10.2021 tarih ve 2021/268 Esas, 2021/656 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından hükmün tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 09.03.2022 tarih, 2022/276 Esas ve 2022/399 Karar sayılı kararı ile; hükmün gerekçesinde boşanma kararının tanınmasına ilişkin gerekçe yazıldığı, hüküm kısmında ise tedbir nafakası davasına ilişkin yabancı mahkeme kararının tenfizine karar verilerek gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulması nedeni ile istinaf başvurusunun kabulüne, hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile nüfus aile kayıt tablosu, yabancı mahkeme ilâmı aslı ve onaylı tercümesi, apostil şerhi ile tüm dosya kapsamı çerçevesinde yapılan değerlendirmede dava konusu 17.07.2012 tarihli Gelsenkirchen Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesinin) 32 F 112/12 sayılı nafaka kararı olup, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku hakkındaki kanunda düzenlenen yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizine ilişkin koşulların gerçekleştiği ve yargılamada Türk hukukuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, taraflar arasındaki ortak çocuk ...'nin nafaka davasına ilişkin Gelsenkirchen Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Aile Mahkemesinin) 17/07/2012 Tarih ve 62 F 112/12 sayılı kararının 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu'nun(5718 sayılı Kanun) 54 üncü maddesi uyarınca tenfizine, karar kesinleştiğinde tanıma ve tenfize konu yabancı mahkeme ilamı üzerine bu hususta şerh verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararında hükmolunan tedbir nafakasını 2014 yılı Ağustos ayına kadar Almanya Sparkasse Bankası aracılığıyla ve elden davacıya ödediğini, boşanma kararında ... çocuk için herhangi bir nafakaya hükmedilmediğini, boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte çocuk için hükmedilen tedbir nafakasının son bulacağından müvekkilinin nafaka ödeme yükümlülüğünün de ortadan kalktığını, Türk Hukuku'na uygun olmayan bu kararın tanınamayacağını, hükmolunan nafaka miktarının fahiş olduğunu, uyarlansa dahi uygulanmasının mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yerel mahkemece, çıkartılan nüfus aile kayıt tablosu, yabancı mahkeme ilâmı aslı, onaylı tercümesi, apostil şerhi ile tüm dosya kapsamı çerçevesinde yapılan değerlendirmede dava konusu kararın 17.07.2012 tarihli Gelsenkirchen Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesi'nin 32 F 112/12 sayılı nafaka kararı olup, 5718 sayılı Kanun'a göre, yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizine ilişkin yasal koşulların gerçekleştiği, yargılamada Türk Hukukuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının tüm ödemeleri yaptığı, tarafların bir yıl sonra boşandıkları ve boşanma kararında nafaka hükmü olmadığından müvekkilinin de ödeme yükümlülüğünün ortadan kalktığı, Türk Hukuku'na uygun olmayan bu kararın tanınamayacağını, hükmolunan nafaka miktarının uyarlansa dahi fahiş olduğunu, ortak çocuğun 2016 dan bu yana Türkiye'de yaşadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; hükmün tümü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
5718 sayılı Kanun'un 50 nci, 52 nci, 54 üncü ve 58 ... maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi, 371 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.