Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10808 E. 2023/1002 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının azlığı nedeniyle yapılan temyiz başvurusunun incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, hakkaniyet ilkesi ve nafakanın niteliği değerlendirilerek, İlk Derece Mahkemesinin bozmaya uyarak verdiği ve yoksulluk nafakası miktarını artırdığı kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/260 E., 2022/570 K.

DAVA TARİHİ : 08.01.2016

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 2 Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına, bozma dışında kalan temyize konu bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; yoksulluk nafakasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının bazı geceler müvekkilini eve almadığını ve müvekkilinin arabasında uyumak zorunda kaldığını, aile içi sorunları, mahrem konuları üçüncü kişiler ile paylaştığını, müvekkilinin uyarılarına rağmen davacının davranışlarını sürdürdüğünü, müvekkilinin evliliğin devamı için çabaladığını ancak başarılı olamadığını, davalının müvekkilinin sosyal hayatına müdahale ettiğini, davalını ağır psikolojik sorunlar nedeniyle tedavi gördüğünü, buna ilişkin ilaç kullandığını, bu durumun müvekkilinden gizlendiğini, taraflar arasında sürekli tartışma ve kavgalar yaşandığını, evliliğin çekilmez hale geldiğini gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacının iddialarının soyut ve gerçek dışı olduğunu, tarafların ikinci evlilikleri olduğunu, davacının, müvekkilinin evden çıkmasını yasakladığını, kimseyle görüşmesini istemediğini, sonrasında sebepsiz yere yatağını ayırdığını, eve gece geç saatlerde gelmeye başladığını, müvekkili ile konuşmadığını, müvekkiline hakaret ettiğini, davacının trafik kazası geçirdiğini ve bir süre tedavi gördüğünü, bu süreçte müvekkilinin davacının yanında olduğunu, kişisel temizliği, bakımı ve her türlü ihtiyacı ile ilgilendiğini, davacının müvekkiline bir süre iyi davrandığını, sonrasında müvekkilinin ziynetlerini aldığını, ziynetleri geri istediğinde vermediğini, müvekkilinin evden gitmesi ve boşanması için eziyet ettiğini, şiddet uyguladığını, zorla ve farklı biçimde cinsel eylemlerde bulunduğunu, yaşanılanları kimseye anlatmaması için öldürmekle tehdit ettiğini, müvekkilinin gidecek yeri olmadığından yaşadıklarına katlanmak zorunda kaldığını, ekmek parası dahi bırakmadığını, aynı evde yaşamaya devam ederlerken davacının, müvekkilinin haberi olmadan boşanma davası açtığını, davacının kusurlu davranışları nedeniyle evliliğin müvekkili için çekilmez hale geldiğini iddia ederek asıl boşanma davasının reddine, boşanmaya karar verilmesi durumunda müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına , nafakanın her yıl %20 oranında arttırılmasına, 30.000,00 TL maddi ve 40.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davacıdan alınarak müvekkiline verilmesine, karşı dava kapsamında ziynetlerinin aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 14.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davacıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

2.Davacı kadın vekili 29.04.2022 tarihli dilekçesi ile müvekkili lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 4.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, hükmedilen nafakanın kararın kesinleşmesi ile birlikte yoksulluk nafakası olarak devamı ile davacıdan alınıp davalıya verilmesine, nafakanın her yıl kararın kesinleşmesini takip edecek ay itibarıyla TUİK in açıklayacağı ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 05/03/2020 tarih ve 2016/16 E., 2020/245 K. sayılı kararıyla; davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası gereğince tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davalı kadının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine, davalı kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve 400,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı vekili davanın reddine karar verilmesi gerektiğine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin 11.11.2021 tarih ve 2020/1435 E., 2021/2448 K. sayılı kararıyla; davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 25.01.2022 tarih ve 2021/10242 E., 2022/511 K. sayılı ilamı ile tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakasının az olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu yönlerinden hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı kadının çalışmadığı ve boşanma ile yoksulluğa düşeceğinin sabit olduğu kanaatine varılmakla davalının ihtiyaçları, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarında paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi gözetilerek davalının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü ile kadın yararına aylık 850,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın gelecek yıllarda TUİK'in açıklamış olduğu ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiş, kararın yoksulluk nafakası dışında kalan kısımlarının Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 25.01.2022 tarih ve 2021/10242 E., 2022/511 sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği gerekçesiyle kesinleşen hüküm kısımları yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu dava tarihinin 2016 tarihi olduğunu paranın alım gücünün son derece düştüğünü, talep ettikleri miktarın düşük kaldığını, ıslah talepleri ile ilgili olumlu veya olumsuz hüküm kurulmadığını, hükmedilen nafakanın çok düşük olduğunu, tedbir nafakası talepleri ile ilgili hüküm kurulmadığını, vekalet ücreti takdir edilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; yoksulluk nafakası miktarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 370 inci ve 371 inci maddesi ile 323 üncü vd. madde hükümleri.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.