Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11033 E. 2023/1900 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur durumu, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarının tespiti ve yoksulluk nafakasının irat şeklinde ödenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 9. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davaların kısmen kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları ile toptan yoksulluk nafakası yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak kadın yararına hükmolunan tazminatlar artırılmak ve kadın yararına irat şeklinde yoksulluk nafakası takdir edilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakaların miktarları ile istinaf vekâlet ücreti takdir edilmemesi yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakasının miktarı ve irat şeklinde hüküm altına alınması yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne dair karara karşı davacı-karşı davalı kadın tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı-karşı davalı kadının istinaf başvurusu tazminat miktarları ve yoksulluk nafakası bakımından kısmen kabul edilmiştir. Hâl böyle iken, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davalı-karşı davacı erkeğin, Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı kadının davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönünden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı-karşı davacı erkeğin; kadının davasının kabulü ve kusur belirlemesine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davacı-karşı davalı kadın vekilinin itirazları ile davalı-karşı davacı erkeğin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesi ile süresinde verdiği cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesi ile karşı davada ikinci cevap dilekçesinde; davalı erkek tarafından müvekkiline 2 yıldır düğün yapılmadığını ve aile konutu kurulmadığını, davalı erkeğin bir çok kez sadakat yükümlülüğünü aykırı davranışlarda bulunduğunu, davalı erkek ile müvekkili arasında 2 yıllık evlilik birlikteliğinde cinsel birleşmenin gerçekleşmediğini, davalı erkeğin aşırı kıskançlık gösterdiğini, müvekkilinin dışarı çıkmasına izin vermediğini, hatta kapı komşuları ile bile görüşmesine izin vermediğini, müvekkiline psikolojik ve fiziki şiddet uyguladığını, tehdit ve hakarette bulunduğunu, özel günleri hatırlamadığını, müvekkiline hediye dahi almadığını, müvekkilinin ve evin ihtiyaçlarını karşılamadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesi ile ikinci cevap ve karşı davada cevaba cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, davacı kadına görev yaptığı ...'da birlikte yaşamayı teklif ettiğini ancak davacı kadının, babasının da yönlendirmesi ile müvekkilinin birlikte yaşama talebini reddettiğini; davacı kadının, müvekkilinin abla diye hitap ettiği ... isimli kişiyi sevgilisi zannederek bir şekilde iletişime geçtiğini, ...'nin, ... benim kardeşim gibidir demesine rağmen, davacı kadının sahte hesaplar açarak ... isimli kişiyi bu hesaplardan attığı mesajlarla rahatsız etmeye başladığını, davacı kadın ve ailesinin, müvekkilini işten attıracaklarını söyleyerek tehdit ettiklerini; cinsel birlikteliğin gerçekleşmemesinin nedeninin davacı kadın olduğunu, davacı kadının ve kardeşinin sahte hesaplardan müvekkiline hakaret ve tehditte bulundukları savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile nikâh kıyıldıktan sonra erkeğin; kadını arayıp sormadığı, kadına harçlık göndermediği, kadının ihtiyaçlarını gidermediği, kadına ve ailesine sinkaflı küfürler ettiği, kadına "evden çıkma, odadan çıkma" diyerek kısıtlamalar getirdiği, kadının telefon kullanmasını dahi istemediği, kadının evden çıkmasını, düğüne gitmesini, birileriyle görüşmesini istemeyerek aşırı kıskanç davranışlarda bulunduğu, kadının ailesinin, erkeğin ailesini ziyaret etmek istediklerinde, erkeğin ailesinin kabul etmediği, buna rağmen erkeğin; kadını telefon ile arayarak "aileme s.ke, s.ke gideceksiniz" diyerek küfür ettiği, kadına "benim lafımın üzerine laf söyleyemezsin seni jandarma ile aldırırım", "seni öldürürsem bana kimse bir şey yapamaz, üzerimde üniforma var", "seni boşarım", "seni öldürürüm, ben askerim, devlet benden birşey soramaz, benden bir hak hukuk alamazsın" şeklinde tehditlerde bulunduğu, sosyal medyada başka kadınlarla yazışmalar yaparak güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu; kadının ise erkek ile aralarındaki anlaşmazlıklarda kendisini haklı göstermek maksatı ile kardeşiyle birlikte, erkeğin arkadaşı ... isimli kişiye sahte bir hesaptan ulaşarak, erkeğe karşı bir oyun yapması konusunda işbirliği teklif ettikleri, ...'nin bunu kabul etmemesi üzerine "bizimle işbirliği yapmazsan senin adını çıkartırız, eşinle aranı bozarız" diyerek kendisi lehine delil oluşturmak amacıyla görüşmeler yaptığı, bu şekilde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı belirtilerek evlilik birliğinin sona ermesinde erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir nafakasına; kadının çalışmadığı, sabit ve düzenli bir gelirinin bulunmadığı, tarafların evlilik birlikteliklerinde geçirdikleri süre, kadının yaşı gereği yeniden evlenme ihtimali gözetilerek kararın kesinleşmesinden itibaren kadın yararına aylık 800,00 TL'den 1 senelik olmak üzere toplam 9.600,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili; müvekkilinin kusursuz olduğunu, erkeğin kusurlu olduğunu, erkeğin davasının reddi gerektiğini, müvekkili lehine toptan yoksulluk nafakası verilmesinin hatalı olduğunu, tazminatların ve nafakaların az olduğunu belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları ile toptan yoksulluk nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre dikkate alındığında kadın yararına toptan yoksulluk nafakasına karar verilmesinin yerinde olmadığı, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesi kadının bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımlarının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm tesisine; kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş; kusur belirlemesi ve erkeğin davasının kabulünde isabetsizlik olmadığı, tedbir nafakası miktarının yerinde olduğu belirtilerek kadının sair istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; müvekkilinin istinaf başvurusunun kısmen esastan reddinin hatalı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince müvekkili lehine güncel tarifeye göre yeniden vekâlet ücreti verilmesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesince hüküm altına alınan tazminat ve nafakaların da az olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakaların miktarları ile istinaf vekâlet ücreti takdir edilmemesi yönünden bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; kadının istinaf başvurusunun kısmen kabul edilmesinin hatalı olduğunu, tazminatlara ve yoksulluk nafakasına ilişki kararın kaldırılması gerektiğini, yoksulluk nafakasına süresiz olarak hükmedilmesinin hatalı olduğunu, yoksulluk nafakası miktarının fazla olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminatlar, yoksulluk nafakasının miktarı ve irat şeklinde hüküm altına alınması yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü için gerekli şartların oluşup oluşmadığı, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile yoksulluk nafakasına irat şeklinde hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince boşanmanın fer'î niteliğindeki talepleri hakkında yeniden karar verilmesi nedeniyle vekâlet ücretine güncel olarak yeniden hükmedilmesinin gerekli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-karşı davacı erkeğin; kadının davasının kabulüne ve kusur belirlemesine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Tarafların diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacı-karşı davalıya yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı-karşı davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.