"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/812 E., 2022/1226 K.
MİRASÇILAR : 1-... vekili Avukat ... 2-...
DİĞER DAVALILAR : 1-... vekili Avukat ... 2-... vekili Avukat ... 3- ... Yapı Kooperatifi vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/9 E., 2022/24 K.
Taraflar arasındaki taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ve devrin geçersiz olduğunun tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 19.03.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ile karşı taraf davalı ... vekili Avukat ..., davalı ... vekili Avukat ..., davalı ... vekili Avukat ... ve ... Konut Yapı Koop. vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı ...'in evli olduklarını, aralarında boşanma davasının devam ettiğini, davalı ...'in kooperatif hissesini ...'a devrettiğini, ...'ın da diğer davalı ...'a devrettiğini, devirlerin muvazaalı olduğunu, müvekkilinin rızasının alınmadığını, davalı kooperatifin, buranın aile konutu olduğunu ve taraflar arasında boşanma davası olduğunu bildiğini, devri onaylamaması ve üyelik işlemlerini iptal etmesi gerektiğini belirterek taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına, kooperatif devir işlemlerinin iptal edilerek ... adına üyeliğin tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı vekili 20.04.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile taşınmazın aile konutu olduğunun tespitini, taşınmazın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesine göre devrinin geçersiz olduğunun, davacının taşınmazı aile konutu olarak 194, 240 ve 652 nci maddelerine uygun olarak kullanıldığının tespitini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, müvekkilinin edimlerini yerine getirerek noterden hisseyi aldığını, davacının iddiasının gerçek dışı olduğunu, tapunun kooperatif adına olduğunu, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin uygulanamayacağını, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı kooperatif vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, müvekkiline husumet düşmediğini, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin uygulanamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
3.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; bedelini vererek hisseyi davalı ...'den aldığını, daha sonra da bedelini almak suretiyle diğer davalı ...'a sattığını, davacının iddialarının doğru olmadığını, taşınmazın aile konutu olmadığını, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
4.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın aile konutu olmadığını, ihtiyaçları ve icra dosyaları nedeniyle taşınmazı bedelini almak suretiyle sattığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin 18.06.2020 tarih ve 2011/876 Esas, 2020/148 Karar sayılı kararı ile; davalı eş ...'in malik olmadığı, satışa konu edilenin ise taşınmaz olmadığı, satışa konu olan kooperatif hisse (üyelik hakkı) devri olduğu, davalı ...'in malik olmadığı, ayrı bir tüzel kişilik olan davalı koopeatifin mülkiyetinde olan taşınmaz hakkında, bir başka anlatımla başkasına ait taşınmaz hakkında aile konutu şerhi istenemeyeceği gerekçesiyle davacının aile konutu şerhi hakkındaki davasının reddine, tapunun 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi uyarınca davalı ... adına tescilinin istenemeyeceği, davalı ... adına tapu bulunmadığı, taşınmaz kendisine ait olmadığı gerekçesiyle davalılar kooperatif tüzel kişiliği, ... ve ... ile mirası reddeden ... ve ... hakkındaki davanın usulden reddine, dava dilekçesinde üyelik devirleri hakkındaki kayıtların değiştirilerek tüm işlemlerin iptali ile üyelik kaydının ... adına yapılması istenmişse de bu talebin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hükümlerinden kaynaklanmakta olduğu gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine, talep halinde dosyanın görevli Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin 03.09.2020 tarihli ek kararıyla davalılardan ... lehine vekâlet ücretine hükmedilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından görevsizlik kararının hukuka aykırı olduğu, davada aile mahkemesinin görevli olduğu, davalılardan müteveffa ...'in çocukları ... ve ...'in mirası reddetmeleri sebebiyle taraf sıfatına haiz olmadığı bir davada lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek davanın reddi ve vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 01.12.2020 tarih ve 2020/831 Esas, 2020/1476 Karar sayılı kararı ile; "temelde aile konutuna dayalı dava konusu uyuşmazlığın tümü hakkında aile mahkemesi görevlidir. Somut olayda, uyuşmazlık kooperatif ile üye arasında olmadığı gibi dava nispi ticari dava niteliğinde de değildir. Görev kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMKm.118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır. Dava konusu edilen uyuşmazlığın tümü yönünden Aile mahkemesi görevli olduğu halde üyelik kayıtlarının değiştirilerek tüm işlemlerin iptali ve üyelik kaydının davalı eş adına yapılmasına yönelik talep yönünden Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Diğer yandan, dava değerini 5.000,00 TL olarak gösterilerek bu miktar üzerinden nispi harç yatırmıştır. Kooperatif hissesinin devrine yönelik işlemin iptali isteği, değer ölçüsüne göre (nispi) harca tabidir. Nispi harçlarda karar ve ilam harcının dörtte biri işlem yapılmadan önce peşin ödenir (Harçlar Kanunu m.28/a). Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe yargılamaya devam edilemez (Harçlar Kanunu m.32). Dava dilekçesinde davanın değeri 5.000,00 TL olarak gösterilmiş getirtilen belgelerden davalı eşin üyesi bulunduğu kooperatif hissesini davalı ...'ya devrettiği, davalı ...'nın da 125.000,00 TL bedelle diğer davalı ...'ye devrettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece nispi peşin harç eksikliği giderilmeden dava eksik nispi harç ile görülerek sonuçlandırılmıştır. Davacı tarafından satış bedeli üzerinden hesaplanacak nispi peşin harç eksikliği giderilmeden yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru değildir. Mahkemece yapılacak iş, nispi peşin harç eksikliği giderilerek, dava konusu taşınmazın aile konutu olup olmadığının taraflar arasında ihtilaflı olduğu ve davacı tarafından 18.06.2020 tarihli celse tanık dinletme talebinden vazgeçildiği de gözetilerek, delil olarak sunulan davacı ve davalı eş arasındaki boşanma dava dosyalarının asılları da getirtilerek tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın aile konutu olup olmadığı öncelikle belirlenerek uyuşmazlığın esası hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesinden ibarettir." denilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 25.03.2021 tarih ve 2020/26 Esas, 2021/48 Karar sayılı kararı ile; davacının aile konutu şerhi konulması hakkındaki talebinin konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, davalı eşin dava konusu aile konutuna tahsisli kooperatif hissesini diğer davalı ...'a devir ederek kooperatif üyeliğini tescil ettirdiği, bu işlem sırasında davacı eşin açık rızasının alındığının ispatlanamadığı, davalı eş ... tarafından alıcı davalı ...'a yapılan kooperatif hissesi devrinin geçersiz olduğu, davalı ...'dan diğer davalı alıcı ...'a yapılan devre gelince; davalı ...'ın geçersiz işlemle devraldığı kooperatifi hissesini, diğer davalı ...'a devrettiği, hiç kimsenin sahibi olduğu haktan fazlasını veya sahibi olmadığı hakkı devredemeyeceği, bu durumda ...'a yapılan devirin de geçersiz olduğu, işlem geçersiz olduğundan satıcı ve alıcıların iyi niyetli olup olmadıklarının, işlemin muvazaalı olup olmadığının sonuca etkili görülmediği, iptalin konusu kooperatif hissesi olduğundan olayda 4721 sayılı Kanun'un 1023 üncü maddesinin uygulanmayacağı, açıklanan nedenlerle davalı eş ..., birinci alıcı ..., ikinci alıcı ... hakkındaki davanın kabulü ile ... adına kayıtlı hissenin iptali yoluna gidildiği, davalılar ..., ..., ... hakkındaki davanın kabulü ile davalı ... adına ... Kooperatifi nezdinde olan ve ... Yeni adresi: ... adresinde olan kooperatif hissesinin iptali ile davacı ... adına tesciline, kooperatif yönetiminin hisse devirlerini engelleme ya da ortaklık koşullarını taşıdığı halde hisse devralanları ortaklığa kabul etmeme gibi bir yetki ve yükümlülüğü bulunmadığından davalı kooperatif hakkındaki davanın reddine, dahili davalı ... ve ... mirası reddettiklerinden davada sıfatları olmadığından ... ve ... hakkındaki davanın usulden reddine karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesinin İkinci Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, davacı ...'in dava devam ederken davalılardan ...'in vefat etmesi nedeniyle mirasın reddi talebiyle Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesine dava ikame ettiği, Mahkemenin 05.01.2021 tarihli kararıyla davacının ...'in mirasının 4721 sayılı Kanun'un 609 uncu maddesi gereğince reddedildiğinin tespitine ve özel kütüğüne yazılmasına karar verildiği, davacının davada taraf sıfatının kalmadığı, yine dava konusu konutun aile konutu olduğu hususunun da ispatlanamadığı, mahkeme kararının kaldırılması gerektiği ileri sürülerek Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 26.01.2022 tarih ve 2021/763 Esas, 2022/174 Karar sayılı kararı ile; "İstinaf eden davalı ... vekili, davacının, davalı vefat eden eşi ...'e ait mirası reddettiğini, davacının mirasının reddetmesi nedeni ile davada hukuki yararının olmadığı ve davacı sıfatının bulunmadığı belirterek kararı istinaf etmiş ve istinaf dilekçesi ekine, Ankara Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/1966-2021/37 karar sayılı "Mirasın Gerçek Reddine" ilişkin kararın onaysız örneğini eklemiştir. Bu halde İlk Derece Mahkemesince söz konusu dava dosyası getirtilerek kararın kesinleşip kesinleşmediği denetlenerek ve eğer kesinleşmemiş ise sonucu beklenerek davanın değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-4 maddesi uyanınca davalının istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının esası incelenmeksizin kaldırılmasına, söz konusu dosya getirtilerek, davacının mirası reddedip etmediği belirlenerek , davacının dava açmakta hukuki yararının ve aktif dava ehliyetinin olup olmadığı değerlendirilerek sonucu uyarınca karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine" karar verilmiştir.
E. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının, Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/1966 Esas, 2021/37 Karar sayılı ve 05.01.2021 tarihli kararı ile miras bırakan ...'in mirasını reddettiği, kararın 13.01.2021 tarihinde kesinleştiği, davacı vekilinin 20.04.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile taşınmazın aile konutu olduğunun tespitini, taşınmazın 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesine göre devrinin geçersiz olduğunun, davacının taşınmazı aile konutu olarak 194 üncü, 240 ıncı ve 652 nci maddelerine uygun olarak kullanıldığının tespitini talep ettiği, davacı vekilinin 194 üncü maddeye dayalı talebinin evlilik ölümle sona erdiğinden kabulünün mümkün olmadığı, 652 nci maddeye dayalı talebinin mirası reddetmekle mirasçı olmadığından kabulünün mümkün olmadığı, aile konutu tespit talebinin 240 ıncı madde yönünden değerlendirildiğinde; mal rejiminin tasfiyesinde kural olarak ayni tasfiyenin yapılamayacağı, hak sahibinin kişisel hak kapsamında alacak hakkının olacağı, 240 ıncı maddenin sağ eş ile diğer mirasçılar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi davalarında uygulanabileceği, sağ eş ile üçüncü kişiler arasında uygulanamayacağı, dolayısıyla 240 ıncı maddenin koşullarının gerçekleşmediği, 241 inci maddede üçüncü kişilere karşı 229 uncu maddenin koşullarının gerçekleşmesi halinde dava imkanı düzenlenmiş ise de, burada da talebin alacak hakkına ilişkin olup aile konutu olup olmamasının sonuca bir etkisinin bulunmadığı, netice olarak tespit davasında da hukuki yarar bulunması gerektiği, davacının 194, 240 ve 652 inci maddelere dayalı olarak bu davada hukuki yararı bulunmadığı, yine mirasçı olmaması nedeniyle davacı sıfatının da bulunmadığı, davacı vekilinin devrin geçersizliğini tespitte, davacının taşınmazı aile konutu olarak 194, 240 ve 652 nci maddelerine uygun olarak kullandığının tespitinde de açıklandığı üzere hukuki yararı bulunmadığı, bu taleplerinin kabulünün, davada taraf olmayanların haklarını da etkileyeceğinden bu dava içinde görülmesinin hukuken olanaklı da bulunmadığı gerekçesiyle davanın 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin birinci (d), (h) bendi ve 115 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca usulden reddine, tüm davalılar yönünden ret sebebi aynı olduğundan tek vekâlet ücreti taktirine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, ecrimisil davalarına karşı müvekkilinin hukuki menfaatlerini korumak amacıyla taşınmazın aile konutu olduğunun, müvekkilinin taşınmazı aile konutu olarak 194, 240 ve 652 nci maddelerine uygun olarak kullandığının tespitinin istendiğini, Mahkemece 194 ve 652 nci maddesi kapsamında bir talebi bulunmadığı halde talep varmış gibi değerlendirme yapılarak karar verildiğini, Mahkemeden talebinin devrin geçersiz olduğu ile müvekkilinin taşınmazı aile konutu olarak 194, 240 ve 652 maddelerinin sağlamış olduğu koruma altında kullandığının tespitinden ibaret olduğunu, Mahkemece dava konusuyla ilgili herhangi bir ilgisi bulunmayan bir gerekçeye yer verildiğini ileri sürerek davanın reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın 20.06.2011 tarihinde açıldığı, dava devam ederken davalı eş ...'nın 10.12.2019 tarihinde vefat ettiği, geriye mirasçı olarak davacı ile davalının kızlarının kaldığı, davalı ...'nın kızları dahili davalı ... ve ...'un mirası reddettiği, davacının da 13.01.2021 tarihinde kesinleşen kararla mirası reddettiği bu halde; İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ve devrin geçersiz olduğunun tespiti istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda davanın reddine dair verilen kararın doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci (d) , (h) bendi, 115 inci maddesinin ikinci fıkrası, 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı, 194 üncü, 240 ıncı ve 652 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...