Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11214 E. 2023/2318 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve davanın kabul edilip edilmemesi, nafaka ve tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin ortak konutu terk ederek fiili ayrılığa sebep olması ve birlik görevlerini ihmal etmesine rağmen kadının tepkisel nitelikteki hakaretinin boşanmayı gerektirecek ağır kusur olarak değerlendirilemeyeceği gözetilerek, davanın kabulüne ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1205 E., 2022/2349 K.

DAVA TARİHİ : 16.04.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü - yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bucak 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/159 E., 2020/134 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kıraathane işlettiğini, davalı kadının ise evde büyükbaş hayvanları ile ilgilendiğini, müvekkilinin işi gereği akşam saat 22.00 sularında eve geldiğini, davalı kadının eve geç gelinen saatler nedeniyle büyükbaş hayvanların davacı müvekkili tarafından hiç bakılmadığını bahane ederek evde huzursuzluk çıkardığını, müvekkilini eve almadığını, müvekkiline silah doğrulttuğunu, ... düşürücü sözler söylediğini; müvekkilinin üç çocuğun eğitim ile diğer giderlerini karşılamak ve aileyi geçindirmek zorunda olduğunu, bu nedenle geçim kaynağı olarak geç saatlere kadar bu kıraathaneyi çalıştırmak zorunda olduğunu davalı kadına anlattığını, davalı kadının ise bu açıklamaları dikkate almaksızın her geçen zaman huzursuzluğun boyutunu arttırdığını, fiili ayrılığın başladığı bu tarihten sonra taraflar araya giren kişiler vasıtasıyla bir araya getirilerek boşanma durumunu görüştüklerini ve davalı kadının davacı müvekkiline ait malvarlığının kendisine devri talebi ile boşanma kararı alındığını, müvekkili tarafından kendi adına kayıtlı bulunan dört adet tarla tapusu, bir tane ev tapusu, 40.000,00 TL nakit para ve 38 adet büyükbaş hayvan kaydının davalıya aktarıldığını ve akabinde protokol hazırlanmak suretiyle anlaşmalı boşanma için başvuru yapıldığını, mahkeme tarafından verilen günde o dosyanın davacısı davalı tarafın yargılamaya katılmadığı için dosya takipsiz kalarak boşanmanın sağlanamadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı erkeğin 15-16 yıldır başka bir kadın ile birlikteliğinin bulunduğunu, bu durumu yakın zamanda öğrendiğini, aralarında çıkan anlaşmazlığa bu durumun sebep olduğunu, eşinin birlikte yaşadığı kadına gitmek için evde kavgalar çıkardığını, bu yaşananlara rağmen evlilik birliğini devam ettirmek için elinden geleni yaptığını, davacı erkeğin ortak haneyi kendi kusuru ve istediği ile terk ettiği ve kendisini aldatmakla ağır kusurlu olduğunu, eşinden boşanmak istemediğini savunarak ve iddia ederek davanın reddine, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, her yıl nafakanın ÜFE oranında artırılmasına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının; davacı erkeğe tanık Arif beyanına göre "niçin eve dönmüyorsun, neden benden ayrılmak istiyorsun, sen boynuzlusun" dediği, kadının eşine hakaret etmesinden ötürü evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında az kusurlu olduğu, davacı erkeğin ise evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında evi terk etmek ve toplum içerisinde başka bir kadınla anılmak durumları birlikte değerlendirildiğinde ağır kusurlu olduğu, dolayısıyla davacı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı kadının boşanmayı gerektirir şekilde ağır kusurlu olduğunu ispatlayamadığı, davalı kadının kusurlu davranışı olan davacı erkeğe hakaretinde dahi davalı erkeğin evi neden terk ettiğini sorarak eve dönmesini istediği göz önüne alındığında davalı kadının boşanmaya karşı çıkmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davanın kabulü gerektiğini belirterek; davanın reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine karar ve ilam harıca hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin tedbir nafakası talebinin değerlendirilmediğini belirterek; karar ve ilam harcı ile tedbir nafakası talebi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan delillere göre, eşler arasında yaşanan tartışmalar sonrasında davacı erkeğin; ortak konuttan ayrılarak birlikte yaşamaktan kaçındığı, bunun üzerine davalı kadının ise eşinin işyerine giderek eve dönmesini istediği ve konuşmalar esnasında eşine "sen boynuzlusun" demek suretiyle hakaret ettiği, söz konusu eylemler sonrasında eşlerin yeniden bir araya gelmedikleri, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle tarafların istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm tesisine, davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği göz önüne alınarak kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası ile aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, yoksulluk nafakasının takip eden yıllarda yıllık Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) oranında artırılarak devamına, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, davanın reddi gerektiğini, kusur kabul etmemekle birlikte müvekkiline yüklenen eylemin tepki niteliğinde olduğunu, nafakaların az olduğunu, tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini, ceza dosyasında erkeğin müvekkilini aldattığı kadının beyanının bulunduğunu, bu delili bu aşamada sunduklarını, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin erkeğe yükletilmesi gerektiğini belirterek; davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, nafaka miktarları, yargılama giderleri ile vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davanın kabulü için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesi, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, nafaka miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi, 176 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi, 371 nci maddesi.

3. Değerlendirme

Bölge Adliye Mahkemesince, evlilik birliğinin sarsılmasına yol açan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden; erkeğin ortak konuttan ayrılarak fiili ayrılığa sebep olduğu, fiili ayrılık süresinde eşi ve eviyle ilgilenmeyerek birlik görevlerini ihmal ettiği; kadının, erkeğin iş yerine giderek eve dönmesini istediği, erkeğin ise eve dönmemesi üzerine kadının erkeğe hakaret ettiği, kadının bu eyleminin tepkisel nitelikte olduğu ve gerçekleşen bu durum karşısında kadının boşanmayı gerektirir nitelikte kusurunun kanıtlanmadığı anlaşılmakla davacı erkeğin davasının reddi gerektiği halde hatalı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi ... olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.