"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2161 E., 2022/1374 K.
DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...
DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...
DAVA TARİHİ : 28.01.2016 - 09.02.2017
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında
hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2016/69 E., 2019/588 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve birleşen aile konutu şerhinin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının kabulüne, birleşen aile konutu şerhinin kaldırılması davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen reddi ve başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde ve süresinde verdiği cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı erkeğin müvekkiline ve çocuklara psikolojik şiddet ve baskı uyguladığını, sorumluluklarını yerine getirmediğini, cinsel yaşamları ve duygusal paylaşımlarının ikinci çocuğun doğumundan itibaren sona erdiğini, müvekkiline hakaret, küfür ve aşağılamada bulunduğunu, "seni boşarım para vermem" şeklinde tehdit ve baskıda bulunduğunu, çocuklara gereken ilgiyi göstermediğini, tek başına tatillere çıktığını, müvekkilini aldattığını, müvekkilinin annesine saygısız ve alaycı davrandığını, toplum önündeki konuşmalarında sık sık kadınları aşağılayıcı sözler sarf ettiğini, ailesi ve arkadaşları önünde müvekkilini ... düşürdüğünü, müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 1.250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; iddiaları kabul etmediklerini, kadının soğuk ve ilgisiz olduğunu, gece gündüz kendi arkadaşları ile gezdiğini, tatillere çıktığını, başka erkekler ile alkollü ortamlarda samimi pozlar verdiğini savunarak ve iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; aile konutu şerhinin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin; kadın ve ailesine ... düşürücü söylemlerde bulunduğu, ortak konut dışında kendisine başka bir ev tahsis ettiği ve haftanın bir kaç günü ailesinden ayrı orada kaldığı, eş ve çocuklarına karşı ilgili olmadığı, eşine karşı "sen kadınmısın, kadın kısmı böyle yapmaz, kadınlık bu mu" şeklinde söylemlerde bulunduğu belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusursuz olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Alpar ergin olduğundan velâyeti konusunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk Kaan'ın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, ortak çocuk Kaan yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına; tarafların mali ve sosyal durumları, birlikte yaşam sürecinde alışılagelmiş sosyal konum, günümüz ekonomik koşulları nazara alındığında kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceğinin aşikar olduğu, kadının gelirinin sosyo ekonomik şartlar dikkate alındığında yoksulluğu ortadan kaldıracak düzeyde olmadığı gerekçesiyle kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata; erkeğin birleşen aile konutu şerhinin kaldırılması davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tazminat miktarları, yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının az olduğunu belirterek; tazminat miktarları ile yoksulluk ve iştirak nafakası miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının boşanma davasının ve tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, kadının kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunu, tanıklarının beyanlarının yok sayıldığını, buna ilişkin gerekçeye gerekçeli kararda yer verilmediğini, delillerinin tartışılmadığını belirterek; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut veya beklenen menfaat, fiili evlilik süresi, hakkaniyet ilkesi uyarınca kadın yararına hükmedilen maddî manevî tazminatın miktarlarının az bulunduğu, kadın yararına toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin yerinde görülmediği belirtilerek kadının bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımları kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm tesisine, kadın yararına toptan 80.000,00 yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş; kadının sair istinaf talepleri ile erkeğin tüm istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin istinaf başvurusunun kısmen esastan reddinin hatalı olduğunu, toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince hükmolunan tazminatların az olduğunu belirterek; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat miktarları, yoksulluk ve iştirak nafakası miktarları ile toptan yoksulluk nafakası yönünden bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin istinaf başvurusunun esastan reddinin hatalı olduğunu, kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulünün hatalı olduğunu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen hususların tartışılmadığını, taraflarınca sunulan beyan ve delillerin neden yok sayıldığının karar yerinde gösterilmediğini, tazminatların fahiş olduğunu, toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, toptan yoksulluk nafakası yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadının boşanma davasının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, kusur belirlemesi, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, tazminatlar ile yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi, 176 ncı maddesi, 182 nci maddesi, 327 nci maddesi, 328 ... maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi, 371 nci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre her iki taraf vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 ... maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3.Davacı-davalı kadın, dava dilekçesinde aylık 2.500,00TL yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Davacı-davalı kadın yararına İlk Derece Mahkemesince aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiş, hükmün taraflarca istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince kadının, yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kabulüyle kadın yararına toptan 80.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmolunmuştur. Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücü ve isteklerinin göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmü gereği yoksulluk nafakasının, toptan veya durumun gereklerine göre aylık irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Somut olayda tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile toptan yoksulluk nafakasına yönelik taleplerinin bulunmadığı dikkate alındığında yoksulluk nafakası yükümlüsünün, yoksulluk nafakasını aylık irat şeklinde ödemesi yönünde hüküm kurulması gerekirken, yeterli gerekçe ve gerektirici sebepler gösterilmeksizin nafakanın toptan ödenmesine karar verilmesi somut olay bakımından isabetli bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî tazminat ile toptan yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA,
2.Tarafların sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, yoksulluk nafakasına yönelik bozma sebebine göre tarafların yoksulluk nafakası miktarlarına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.