"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1939 E., 2022/911 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samandağ 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2014/305 E., 2017/22 K.
Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin yurt dışında çalışıp kazandığı, biriktirdiği parayla Türkiye'de 6317 parsel sayılı taşınmazı alarak o dönemde çok sevip güvendiği ev kadını olan davalı eşi adına tescil ettirdiğini, müvekkilinin yurt dışında çalıştığı zamanda davalının taşınmazı ablasına sözde satış suretiyle devrettiğini, müvekkilinin yurt dışından kesin dönüş yaptığında davalının evi terk ettiğini ve kendisine karşı boşanma davası açtığını, davalının hiç bir geliri olmayan bir ev kadını olduğunu belirterek; müvekkilinin katkı alacağının, taşınmazın dava tarihindeki bedelini şuan hesaplanmasının mümkün olması sebebiyle alacak miktarı Mahkemece yaptırılacak bilirkişi raporlarından sonra belli olacağından şimdilik 100.000,00 TL katkı payı alacağının tahsilini, taşınmazın gerçek değeri tespit edildikten sonra bedelin tamamının tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde belirtilen iddiaların asılsız olduğunu, müvekkilinin kendi çalışmaları ve ailesinin katkılarıyla taşınmazı edindiğini, taşınmazın edinilmesinde davacının hiç bir katkısı olmadığını, müvekkilinin davacının kumar borçları nedeniyle taşınmazı sattığını, davacının ayrıca evlilik birliği içerisinde edinilen 5017, 48 ve 4263 parsel sayılı taşınmazları da sattığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen taşınmazın davacının para ya da para ile ölçülebilen maddî veya hizmet değeri ile katkıda bulunduğunun ispat edilemediği ve taşınmazın satışı üzerinden uzunca bir zaman geçtiği, davacı tarafından tanık bildirilmediği, aksine davalı tanıkları tarafından taşınmazın satışının gerçek bir satış olduğu ve satış ile elde edilen paranın ailenin ihtiyaçları ve davalının kumar borçları için harcandığının ifade edildiği, dosya kapsamı ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafın iddialarını ispata yönelik yeterli delilinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tanık beyanlarının birbirleriyle çeliştiğini, davalı tanıklarının taşınmazın müvekkilinin gönderdiği parayla alındığını, davalının çalışmadığını beyan ettiklerini, davalı tanıklarının müvekkiline ithafen kumar borçlarının olduğu, kumar oynadığı ve bir çok borcu olduğu şeklindeki beyanlarının asılsız olduğunu, müvekkiline herhangi bir icra takibi yapılmadığını, müvekkilinin hayatının önemli bir kısmını yurt dışında çalışarak çok zor şartlarda geçirdiğini, taşınmazın devrinin davalının kardeşine yapıldığı tarihte davalının yurt dışında olduğunu, devirden hiçbir şekilde haberinin olmadığını, davacının kendisini terk edip boşanma sürecine girilmiş olduğu dönemde taşınmazın müvekkilinden kaçırıldığının öğrenildiğini, delillerin yeterince değerlendirilmediğini, davanın reddine karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Mahkemenin objektif, rasyonel ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki delillerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu İlk Derece Mahkemesinin olay ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tanık beyanlarının birbirleriyle çeliştiğini, davalı tanıklarının taşınmazın müvekkilinin gönderdiği parayla alındığını, davalının çalışmadığını beyan ettiklerini, davalı tanıklarının müvekkiline ithafen kumar borçlarının olduğu, kumar oynadığı ve bir çok borcu olduğu şeklindeki beyanlarının asılsız olduğunu, müvekkiline herhangi bir icra takibi yapılmadığını, müvekkilinin hayatının önemli bir kısmını yurt dışında çalışarak çok zor şartlarda geçirdiğini, taşınmazın devrinin davalının kardeşine yapıldığı tarihte davalının yurt dışında olduğunu, devirden hiçbir şekilde haberinin olmadığını, davacının kendisini terk edip boşanma sürecine girilmiş olduğu dönemde taşınmazın müvekkilinden kaçırıldığının öğrenildiğini, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, delillerin yeterince değerlendirilmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı adına edinilen taşınmazın satış parasının mevcut olup olmadığı, taşınmazın satışının mal kaçırma amacıyla yapılıp yapılmadığı, taşınmazın tasfiyede dikkate alınıp alınamayacağı davacının taşınmazın edilmesine katkısının olup olmadığı ve ispatı noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 229 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 646 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.