Logo

2. Hukuk Dairesi2022/6024 E. 2023/4414 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanmış eşler arasında, evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazın mülkiyeti ve katkı payı alacağı konusunda anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma ilamına uygun olarak, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan davada ayın talebinin mümkün olmadığı, davacının taşınmazın edinilmesinde katkısının bulunduğu ve davalının kendi katkısına dair iddiasını ispatlayamadığı gözetilerek yerel mahkemenin davacı lehine katkı payına hükmeden kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/345 E., 2021/324 K.

KARAR : Kısmen kabul, kısmen ret

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil, mümkün olmaması halinde katkı payı alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı erkek vekili ve davalı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde davalı adına edinilen taşınmazın bedelini müvekkilinin çalışıyor olması nedeniyle tamamının müvekkilinin ödediğini, davalının çalışmadığını, arsa üzerine müvekkilin ev yaptığını belirterek taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, mümkün olmaması halinde şimdilik 30.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, zamanaşımının dolduğunu, taşınmazı düğünde takılan altınları, terzilik yaparak elde ettiği gelirle satın aldığını, davacının katkısı olmadığını, davacının daha sonra arsanın üzerine sökülüp götürülebilir bir baraka yaptığını, davacının barakayı alıp götürebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 13.06.2016 tarih ve 2015/649 Esas, 2016/650 Karar sayılı kararı ile, dinlenen tanık beyanları ve arsa satış senedine göre dava konusu taşınmazın o tarihte öğretmen olan davacının parası ile satın alındığı, davalının ev hanımı olup taşınmazın alımında herhangi bir katkısının bulunmadığı, taşınmazın satın alındığı tarih itibari ile taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu sırf satış senedinde davalının imzasının olmasının bu sonucu değiştirmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile, 128 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin11.02.2019 tarih ve 2017/8486 Esas, 2019/1291 Karar sayılı ilamı ile, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı eşin isteyebileceği hakkın şahsi hak niteliğinde olduğu, ayın istenemeyeceği, davacı tarafın terditli talebi olan mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan şahsi alacak niteliğinde olan katkı payı alacağı isteği hakkında, taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek davalının temyiz itirazının kabulüyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan davada kural olarak ayın istenemeyeceği; taşınmazın 02.12.1999 tarihli arsa satış sözleşmesine göre edinildiği, tanık beyanlarına göre taşınmazın aldığı dönemde davalının ev hanımı olduğu, davacının ise öğretmen olduğu, davalının taşınmazı terzilikten kazandığı para ve zıynet eşyalarının satılması sebebiyle alındığı iddiasını ispatlayamadığı, her ne kadar dosyamıza sunduğu üzerinde altınları bulunan resimleri delil olarak göstermiş ise de bu altınların taşınmaz için harcandığını ispatlayamadığı, davacının 12.630,45 TL katkı payı alacağını bulunduğu; değer artış payı ve katılma alacağının edinilmiş mallara katılma rejiminde talep edilebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddiyle, davacının tapu iptal ve tescile ilişkin davasının reddine, 126 ada 8 parsel sayılı taşınmaz yönünden 12.630,45 TL katkı payı alacağını dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının değer artış payı ve katılma alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili ve davalı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; tapu iptali ve tescil talebinin kabul edilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı kadın temyiz dilekçesinde; Mahkemenin davaya bakmakta yetkili olmadığını, tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, davacının protokole rağmen dava açmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının iddiasını ispat edemediğini, taşınmazın ziynetleri ve terzilik yaparak elde ettiği gelirle satın alındığını, ziynet eşyalarının kişisel malı olduğunu, davacının kadastro mahkemesinde açtığı davanın reddedildiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın yetkili mahkemede açılıp açılmadığı, anlaşmalı boşanma protokolünde mal rejiminin tasfiye edilip edilmediği, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı ayın talep edilip edilemeyeceği, davacının taşınmazın edinilmesine katkısının olup olmadığı ve katkının ispatı, temyize konu 2005/3 Esas sayılı davanın ispatı ve delillerin değerlendirilmesi noktasında toplanmaktadır. Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 190 ve devamı maddeleri, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 646 ncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 214 üncü maddesi, 716 ncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1953 tarihli ve 1953/8 Esas, 1953/7 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı erkek vekilinin ve davalı kadın asılın yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.