"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından davanın reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasının yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine hükmedilmiştir. Davalı erkeğin istinaf kanun yoluna başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince davalı erkeğin istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, dinlenen tanık beyanlarına göre davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Davalı erkeğin, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince “davacının dava dilekçesinde herhangi bir delil bildirmediği, cevap dilekçesi kendisine tebliğ edildikten sonra süresi içinde cevaba cevap dilekçesi sunmadığı hususunda herhangi bir tartışma bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde tanık deliline dayanmayan ve cevap dilekçesinin tebliğinden sonra süresi içinde cevaba cevap dilekçesi vermeyerek herhangi bir delil göstermeyen davacının sonradan delil gösterebilmesi için HMK’nın 145. maddesinde belirtilen istisnai hallerin mevcudiyeti gerekir. Somut olayda; HMK’nın 145. maddesinde belirtilen istisnai hallerin mevcudiyeti ileri sürülmüş değildir. Mahkemece bu durumda davacının göstermiş olduğu tanıkların dinlenerek ve beyanları esas alınarak boşanma davasının kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan” gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “incelemenin kapsamı” başlıklı 355. maddesinde “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” hükmü mevcuttur. Bu hükme göre, bölge adliye mahkemesi, tarafın gösterdiği istinaf sebeplerine hasren inceleme yapar. Bu kuralın ... istisnası, kamu düzenidir. Somut davada, davalı erkek istinaf dilekçesinde davacı kadının iddialarının doğru olmadığını beyan etmiş, tanıklara ilişkin olarak hiçbir beyanda bulunmamış, tanıkların aslında dinlenmemesi gerektiğini itirazen bildirmemiştir. Mahkemenin, davacının tanıklarını dinleyerek hüküm vermesi, kamu düzenini ihlal eder nitelikte de değildir. Bu nedenle, bölge adliye mahkemesinin istinafta öne sürülmemesine rağmen resen bu hususa değinerek yazılı olduğu şekilde karar vermesi doğru değildir.
Bunun yanı sıra somut davada, her ne kadar davacı kadın dava dilekçesinde tanık deliline dayanmamış ise de, dilekçelerin teatisi aşamasında ve henüz ön inceleme duruşması yapılmadan davalı erkeğin, 08.08.2018 tarihli dilekçesinde “...tanıklarını sunmasını ben talep ediyorum...” demek sureti ile davacı kadının tanık bildirmesine izin ... ve davacı kadın da 21.09.2018 tarihli dilekçesi ile 30.11.2018 tarihinde henüz ön inceleme duruşması yapılmadan tanıklarını bildirmiştir.
Bu durumda, bölge adliye mahkemesinin davalı erkeğin istinaf sebeplerini incelemeden yazılı gerekçe ile karar vermesi doğru olmadığından kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı kadının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 28.11.2022 (Pzt.)