Logo

2. Hukuk Dairesi2022/6491 E. 2023/5510 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Edinilmiş mal niteliğindeki aracın tasfiyesinde, aracın hangi tarihteki değerinin esas alınacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, ilk hükümde aracın dava tarihindeki kasko değeri esas alınarak hüküm kurulmuş, bu hüküm davalı tarafından temyiz edilmiş, ancak davacı temyiz etmemiş ve bu husus davalı yararına kesinleşmiş olmasına rağmen, bozma sonrası yapılan yargılamada aracın güncel değeri üzerinden hesaplama yapılmış olması usuli kazanılmış hakka aykırılık oluşturduğu gerekçesiyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/74 E., 2022/118 K.

KARAR : Kısmen kabul kısmen ret

Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz eedilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı erkek vekili dava dilekçesinde;... plakalı aracın evlilik birliği içerisinde davalı adına tescil edildiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, 1.000,00 TL'nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde;... plaka sayılı aracın evlilik birliği içerisinde davalı adına tescil edildiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 12.000,00 TL'nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.

3. Davacı erkek vekili 23.12.2021 tarihli dilekçesinde; asıl ve birleşen davadaki talep miktarlarını toplam 38.542,50 TL'ye yükselterek, 38.542,50 TL'nin faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; aracın 22.500,00 TL araç kredisi, 5.000,00 TL müvekkilinin evlilik öncesi bankada biriktirdiği para, iki bileziği ve gün parası ile 27.500,00 TL’ye satın aldığını, araç kredisini kapatmak için de müvekkilinin kredi kullandığını, davacının bir hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı kadın birleşen davada cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 07.05.2015 tarih ve 2014/474 Esas, 2015/307 Karar sayılı kararı ile, aracın kasko değerinin dava tarihi itibarı ile aracın daha üst model olduğu kanıtlanamadığından en alt modelinin kasko bedeli olan 25.300,00 TL'nin göz önüne alındığı; davalının tanık dinletmekten vazgeçtiği, davalının bankadan birikmiş parası çekilerek ve ziynet eşyası bozdurularak aracın alımında kullanıldığının tanık beyanlarıyla desteklenmediğinden banka kayıtlarının araştırılmadığı, taleple bağlı kalınmak suretiyle karar verildiği gerekçesiyle; davanın kabulüyle,... plakal ı araçla ilgili olarak 1.000,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 23.03.2017 tarih ve 2015/16835 Esas, 2017/4117 Karar sayılı kararı ile, davalının süresinde verdiği cevap dilekçesinde ve yargılama oturumlarında banka kredileri ile aracın alındığını ve üzerindeki rehin nedeniyle satılamadığını savunduğu halde, Mahkemece kredi evrakları getirtilmeden ve bu savunma üzerinde yeteri kadar durulmadan karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına; davalı vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 10.09.2019 tarih ve 2017/626 Esas, 2019/691577 Karar sayılı kararı ile, aracın 08.07.2013 tarihinde davalı tarafından başka bir şahsa devredildiği, davacının değer artış payı ve katılma alacağı talebinin olmadığı, davanın açıkça araç alımına yapılan katkı iddiasıyla açıldığı, davacının araç alımına katkısını ispatlayamadığı gerekçesiyle; asıl ve birleşen davanın reddine yönelik verilen karara karşı, süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 24.12.2019 tarih ve 2019/6186 Esas, 2019/11679 Karar sayılı kararı ile, davanın artık değere katılma alacağı istemine ilişkin olduğu, 23.03.2017 tarihli bozma ilamında sadece davalının savunmasında belirttiği krediler yönünden araştırma yapılması için bozma yapıldığı, bozmaya uyulmasına rağmen bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmediği; Mahkemece, aracın alınmasında kullanılan TEB'den çekilen araç kredisi ile araç kredisinin kapatılmasında kullanılan, boşanma dava tarihine kadar 3 aylık taksiti ödenen toplam 12 ay vadeli 7.500,00 TL bedelli Akbank'tan çekilen kredinin, aracın satın alma bedeli, bunun kredi ile karşılanan miktarı ile araç kredisinin kapatılması için kullanılan Akbank'tan çekilen kredinin kredi borcunun miktarı ve kredi borcunun oranı ayrı ayrı belirlenerek, gerektiğinde bu hususta konusunda uzman bilirkişiden gerekçeli ve denetime açık ayrıntılı rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre, iddia ve savunma çerçevesinde katılma alacağı talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, talebin niteliğinde de hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olduğu belirtilerek davacı vekilinin temyiz itirazları kabulü ile, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, aracın evlilik birliği içerisinde edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği, TEB'den çekilen kredi ödeme tablosu incelendiğinde son ödeme olan 6.718,86 TL'nin 17.05.2013 tarihinde yapıldığı, kredinin bu şekilde kapatıldığı, ödemenin mal rejiminin sona erdiği tarihten önce gerçekleştiği bu haliyle buradaki kredi ödemelerinin edinilmiş mal olduğu; Akbank'tan 16.05.2013 tarihinde çekilen kredinin masrafsız tutarının 7.000,00 TL olduğu, kredi tablosu incelendiğinde 12 eşit taksit ile ilk 3 taksitinin mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ödendiği, Akbank'tan çekilen kredi ile TEB'deki kredinin kapatıldığı; Akbank'taki kredinin mal rejimininin sona erdiği tarihe kadar ödenen ilk 3 taksit tutarının edilmiş mal, kalan 9 tane taksit tutarının ise davalının kişisel malı olduğu; davalının araç alımında kullanılan 5.000,00 TL'nin bekarken biriktirdiği 2 adet bilezik ve gün parası olduğunu ispatlayamadığı; bir eşin diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirlerin eklenecek değer olduğu, davalının borç nedeniyle devir yaptığını dosya kapsamındaki mevcut delillerle ispat edemediği; araç devrinin katılma alacağını azaltmak kastıyla yapıldığı kanaat edinildiği; 01.11.2021 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen değer üzerinden asıl dava için 26.542,15 TL ve birleşen dava için talep edilen 12.000,00 TL olmak üzere toplamda 38.542,15 TL davacının katılma alacağı bulunduğu; yargılama giderinin alacağın belirsiz alacak olması ve karar tarihine en yakın sürüm değer üzerinden alacağın hesaplanması gerektiğinden (birleşen davanın açıldığı tarih itibariyle bakiye alacak bulunmadığından) aynı dava konusu hakkında açılan asıl dava ve birleşen dava yönünden davacı lehine tek vekâlet ücreti takdir edildiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulü ile, 38.542,15 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; aracın boşanma dava tarihinden önce satıldığını ve mevcut olmadığını, eklenecek değer kabul edilmesinin hatalı olduğunu, mal kaçırma kastıyla devredildiğinin ispatlanamadığını, devir parası ile borçların kapatıldığını; aracın güncel değeri değil, dava tarihindeki değerinin esas alınması gerektiğini; banka kredilerinin müvekkili tarafından ödendiğini, müvekkilinin kişisel malı olarak değerlendirilmesi gerektiğini; raporlar arasında çelişki bulunduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmalık, aracın eklenecek değer olup olmadığı, kişisel mal savunması ve bu hususların ispatı ile tasfiye hesabında malın hangi tarihteki değerinin esas alınacağı ve usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Dava, artık değere katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 107 nci maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Mahkemece verilen ilk hükümde tasfiye konusu aracın dava tarihindeki kasko değeri esas alınarak belirlenen artık değer katılma alacağına hükmedilmiş, işbu hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmiştir. Bozma sonrası verilen ikinci hükümde ise; tasfiye konusu aracın 07.09.2021 tarihindeki güncel değeri esas alınarak belirlenen artık değere katılma alacağına hükmedilmiştir. Mahkemece verilen ilk hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmemiş, alacağın hesaplanmasında esas alınan tasfiye konusu aracın değeri yönünden davalı kadın yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu sebeple bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda tasfiye konusu aracın dava tarihindeki kasko değeri esas alınarak artık değere katılma alacağının hesaplanması gerekirken, usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde tasfiye konusu aracın güncel değeri dikkate alınarak hesaplanan artık değere katılma alacağına hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan Mahkeme kararının tasfiye konusu aracın değeri yönünden BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.