Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8125 E. 2023/6249 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazın edinilmiş mal mı yoksa kişisel mal mı olduğu, ziynet eşyalarının varlığı ve akıbeti ile eşlerden birinin açtığı mal rejiminin tasfiyesi davasının, diğer eşin açtığı katılma alacağı davasıyla birleştirilip birleştirilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın evlilik birliği içerisinde edinildiği, davalı kadının taşınmazın ediniminde kendi kişisel mallarını kullandığı iddiasını ispatlayamadığı, ziynet eşyalarının varlığı ve akıbetine dair iddiaların da ispatlanamadığı ve iki davanın birleştirilmesi zorunluluğu bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1280 E., 2022/1074 K.

...

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akşehir 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2016/455 E., 2022/203 K.

Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile 150.000,00 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2005 yılında evlendiğini, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasının halen derdest olduğunu, dava konusu taşınmazın 2015 yılında davacı erkek tarafından satın alındığını ancak, davalı kadın adına tapuda tescil edildiğini, taşınmazın evlilik birliği içerisinde satın alındığını ve edinilmiş mal olduğunu, her ne kadar davalı kadın vekili cevap dilekçesinde dava konusu taşınmazın kadına ait kişisel mallar ile alındığı ve erkeğin bir hakkı olmadığı belirtilmişse de bu iddianın hukuki dayanaktan yoksun olduğu, dava konusu taşınmazın satın alınmasında kadına ait ziynet eşyalarının bozdurulmadığını, erkeğin kendi kazanımları ile alındığını, taraflar evlenmeden önce birlikte yaşadıkları dönemde davacı erkek tarafından davalı kadın adına bireysel emeklilik hesabı açtırıldığını, davalı kadın emekli oluncaya kadar da primlerin erkek tarafından ödendiğini, kadına yapılan ödemenin ise 30.000,00 TL ile 35.000,00 TL arasında olduğunu, dava konusu taşınmazın satın alındığı tarihte 121.000,00 TL bedelle alındığını ve kadının bireysel emeklilik geliri ile alınmasının mümkün olmadığı, ayrıca kadının bireysel emeklilik hesabının da kişisel malı olmadığını iddia ederek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL katılma alacağının yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, tahkikat aşamasında dava değerini 140.000,00 TL artırarak talebini toplam 150.000,00 üzerinden ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, dava konusu taşınmazın kadına ait ziynet eşyalarının ve bireysel emeklilik hesabının bozdurularak satın alındığını, bireysel emeklilik hesabında primlerin kadın tarafından ödendiğini, buradan 60.000,00 TL toplu para aldığını ve dava konusu taşınmazın satın alınmasında kullandığını, gerek ziynet eşyalarının gerekse bireysel emeklilik hesabının davalı kadının kişisel malı olduğunu, dava konusu taşınmazın kişisel mallar ile satın alındığını ve davacı erkeğin herhangi bir hakkı olmadığını, davacı erkeğin maddî olarak herhangi bir katkısı olmadığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın katılma alacağı istemine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki mal rejiminin boşanma dava tarihi itibariyle sona erdiği, dava konusu taşınmazın evlilik birliği içerisinde 13.07.2015 tarihinde satın alındığı ve davalı kadın adına tapuda tescil edildiği, evlilik birliği içerisinde edinilen malın edinilmiş mal olduğu, bu karinenin aksini iddia edenin ispat ile mükellef olduğu, davalı kadının da dava konusu edilen taşınmazın ziynetlerinin ve bireysel emeklilik hesabının bozdurularak satın alındığı ve kişisel malı olduğunu iddia ettiği, bu hususta ispat yükünün davalı kadında olduğu, bireysel emeklilikte ödenen primlere ilişkin tüm kayıtlar ve neticeten davalıya yapılan ödemeye ilişkin belgelerin ilgili şirketten celp edildiği, primlerin büyük çoğunluğunun evlilik birliği içerisinde ödendiği yine davacı erkeğin evlilik birliği içerisinde ödenen primler üzerinden alınan toplu ödeme ile aldığı iddia edilen evde katılma alacağı olacağı, bireysel emeklilik yönünden davalı kadının savunmasının evlilik öncesi ödenen primler dışında yerinde olmadığı, ziynetlerin bozdurulduğu yönündeki iddiasının ise somut olarak gerek dinlenen taraf tanıklarının beyanları, gerekse de kesin delille ispat edilemediği, ziynetler ile alındığı savunmasına da bu yönüyle itibar edilemeyeceği gerekçesiyle mevcut davaya konu taşınmazın tasfiye tarihine en yakın değeri üzerinden yapılan bilirkişi heyetinin değer tespiti, katılma alacağı konusundan hesap uzmanının raporu ile davacı vekilinin ıslah dilekçesindeki talebi gözetilerek; açılan davanın kabulü ile 150.000,00 TL katılma alacağının işbu karar tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, dava konusu edilen taşınmazın davalı kadına ait ziynet eşyaları ve bireysel emeklilik hesabının bozdurulması ile satın alındığı ve kadının kişisel malı olduğu, ziynet eşyaları ve bireysel emeklilik hesabı dikkate alınmadan hesaplama yapıldığı, bilirkişi raporundaki değerin çok yüksek olduğu, kadın tarafından erkek aleyhine mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine karşı dava açıldığı, katılma alacaklarının takas edilebileceği ve her iki davanın da birlikte görülmesi gerektiği belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 20.07.2005 tarihinde evlendikleri, 30.05.2016 tarihinde açılan dava ile boşanmalarına karar verilerek işbu kararın 05.12.2019 tarihinde kesinleştiği, dava konusu taşınmazın 13.07.2015 tarihinde davalı kadın adına edinildiği, edinilmiş mallara katılma rejimine tabii olduğu, her ne kadar davalı kadın bu taşınmaz alınırken ziynetlerinin kullanıldığını beyan etmiş ise de, bu konudaki tanık beyanlarının soyut ve davalı kadından duyuma dayalı olduğu, davalı kadının yemin deliline de dayanmadığı, hal böyle olunca ziynetler ile katkı yapıldığı yönündeki iddianın ispatlanamadığı, davalı kadının 15.07.2003 tarihinde bireysel emeklilik sistemine dahil olduğu, 15.07.2013 tarihinde poliçe süresinin bittiği, 16.07.2013 tarihinde davalıya 40.238,86 TL ödeme yapıldığı, her ne kadar davalı kadın primlerin kendi kişisel malı ile ödendiğini iddia etmiş ise de, bu iddiayı ispatlayamadığı gibi şirketten gelen 26.11.2020 tarihli cevabı yazıda prim ödemelerinin sigortayı yaptıran davacı erkek tarafından ödendiğinin belirtildiği, her ne kadar davalı 15.07.2003 tarihinde yani evlenmeden önce bireysel emeklilik sistemine dahil olmuş ve taraflar evlenene kadar toplamda 2.425,00 TL prim ödemesi yapılmış ise de, yukarıda da belirtildiği üzere prim ödemelerinin davacı erkek tarafından yapılmış olması sebebiyle tarafların evlenmesinden önce yapılan prim ödemeleri nedeni ile davalı kadın yararına herhangi bir değer artış payı alacağına hükmedilemeyeceği, bu nedenle dava konusu taşınmazın alınmasında davalı kadının kişisel malı niteliğinde olduğunu iddia ettiği bireysel emeklilik parası ile katkı yaptığı yönündeki iddianın dikkate alınmamasında da isabetsizlik olmadığı, buna göre dava konusu taşınmazın muhtemel karar tarihinde belirlenen değerinin yarısı üzerinden davacı erkek yararına katılma alacağına hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı, davalı kadın tarafından davacı erkek aleyhine açılan mal rejiminin tasfiyesi davası ile işbu davanın birleştirilerek görülmesinde de bir zorunluluk olmadığı belirtilerek; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tarafların arasındaki mal rejiminden kaynaklanan katılma alacağı istemine yöneliktir. Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın, edinilmiş mal mı kişisel mal mı olduğu ve bu hususun ispatı, ziynet eşyalarının varlığı ve davacıya verilip verilmediği ile bu hususların ispatı, kadın tarafından erkek aleyhine açılan mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasının işbu dava dosyası ile birleştirilerek görülmesinde hukuki yarar olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 inci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 inci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesi, 370 inci maddesi, 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...