Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8493 E. 2023/6298 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğu ve boşanmaya karar verilip verilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı erkeğin, davalı kadının önceki kusurlu davranışlarını affettiği kabul edilerek ve son ayrılık olayında davacı erkeğin konut dokunulmazlığını ihlal etmesi nedeniyle tam kusurlu olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1080 E., 2022/1511 K.

...

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/281 E., 2022/130 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 19.12.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı ... ile vekili Av. ... geldiler. Karşı taraf temyiz eden davalı ... ve vekilleri gelmedi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 19.03.2020 tarihinde evlendiklerini, 84 yaşında olan müvekkilinin davalının kendisiyle ilgileneceği, ömrünün son dönemlerinde yanında olacağı inancıyla işbu evliliği yaptığını, evlendikten sonra davalı eşinin kendisine yaşattıklarıyla büyük hayal kırıklığına uğradığını, müvekkilinin yalnızca kağıt üzerinde mevcut olan bu evliliği , davalı eşinin yalnızca maddî taleplerinin tatmini amacıyla yaptığını anlaması sebebiyle bu evlilik bağını sonlandırmak istediğini, müvekkilinin bu süreçte bir yüzük, bir küpe al diyen davalıyla çıktığı düğün alışverişinde, davalının isteklerini kırmayarak 6.100,00 TL lik altın alışverişi ve 9.000,00 TLlik giyim alışverişi yaptığını, nikah ve alışveriş faslı bittikten sonra müvekkilinin "Artık Adana’ya evimize gidelim." deyince, davalı eşin "Bu gün kendisiyle Adana’ya gelemeyeceğini, kuaföre gitmesi ve evdeki eşyalarını toplaması gerektiğini, Cumartesi sabah 09-10 gibi kendisinin Adana’ya geleceğini" söyleyerek müvekkili ile Adana’ya gelmediğini, müvekkilinin , davalı eşine kuaför masrafı ve harçlık olarak 600,00 TL para bırakarak Adana’ya döndüğünü, müvekkilinin cumartesi kendisini almaya geleceğini bildirmek için davalıyı telefonla aradığında ise, davalı eşin “Sakın gelme corona virüs salgını var,15 gün beklememiz lazım.” diyerek müvekkilinin gelmesini engellediğini, müvekkilinin davalıya yaşı itibarıyla bakıma ihtiyacı olduğunu, bunun için evlendiğini açıkça söylemesine ve kızıp gelmesini istemesine rağmen, davalı eşin gelmeyi kabul etmediğini, 01.04.2020 günü müvekkilini arayarak geleceğini söyleyen davalının, aynı gün müvekkilin evine gelerek, eve gelir gelmez “Bu ev çok pis, bu evde yaşanmaz.” diyerek temizlik yapmaya başladığını, müvekkilinin davalıya yardımcı olmaları için kızı ..., kiracısı ... ve torununun eşi ...’yi yardıma çağırdığını ve hep beraber evi temizlediklerini, davalı eşin temizlik bittiğinde müvekkiline hitaben “Hani evde altınlarım var, sana takacağım diyordun, bütün evi döküp her yere baktım, altın bulamadım.” dediğini, ayrıca kendisinin ehliyeti olduğunu söyleyerek "Bana şöyle 180.000.TL'lik bir otomatik araba al, bende rahatça arabaya bineyim." dediğini, müvekkiline hitaben “Yokmu bir yerlere sakladığın para, sen parayı bana ver ben gider galeriden alır gelirim. Bana güvenmiyor musun?” diyerek müvekkilinden ısrarla para ve araba istediğini, hatta bu süreçte sürekli olarak müvekkilinin bankada ne kadar parası olduğunu, adına kayıtlı olan tapuları, maaşının ne kadar olduğunu vs. sorup durduğunu, müvekkilinin davalı eşini susturmak için, yaşı nedeniyle dışarı çıkması da yasak olmasına rağmen, tanıdığı bir kuyumcuya işyerini açtırarak 4.000,00 TL'ye bir bileklik alarak eve gelip davalı eşine verdiğinde ise davalı eşinin "Beni bununla mı kandıracaksın?" diyerek müvekkilin aldığı altını masanın üstüne atarak, valizini topladığını ve telefon açıp kızlarını çağırıp evden ayrıldığını, davalı eşin evi terk ettikten sonra tarafların uzun bir süre görüşmediklerini, mayıs ayının sonlarına doğru davalı eşin müvekkilini arayarak, yeniden beraber olmak istediğini, müvekkilinden hiçbir şey istemeyeceğini, Kızkalesi’nde yazlığı olduğunu öğrendiği müvekkiline yaz aylarını Mersindeki yazlıkta geçirmek istediğini, yaz sonunda Adanaya birlikte döneceklerini söylemesi üzerine, bakıma muhtaç olan müvekkilinin davalı eşin bu teklifini kabul ederek, eşini Tarsus’tan alarak yazlığa gittiklerini, burada kaldıkları 4 günlük süre içerisinde davalı eşin sürekli olarak, yazlığı çok beğendiğini, yazlığın tapusunu kendi üzerine yapmasını müvekkilinden isteyip durduğunu, bunun dışında müvekkilinin davalı eşinin günde 3 paket sigara içtiğini görünce, sigara dumanından evin içerisinde durulmadığını, bu kadar sigaranın sağlığa zararları bir yana, aldığı emekli aylığının davalı eşinin içtiği sigaraya anca yeteceğini söylemesi üzerine davalı eşin cevaben “ Yazlığın tapusunu üzerime yapmıyorsun, sigarama karışıyorsun, öyleyse benim bu evde ne işim var. Ben daha senin yanında durmam” diyerek valizlerini toplayarak müvekkilinden kendisini Tarsus’a bırakmasını istediğini, müvekkilinin davalı eşine yaptıklarının yanlış olduğunu, evlenmeden ve yazlığa gelmeden önce verdiği sözler ile yaptıklarının hiç bağdaşmadığını, söylemişse de; davalı eşin ısrarı üzerine davalıyı Tarsus’a götürmek zorunda kaldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci maddesi uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 20.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını davacının, önceki eşten çocuklarının baskısıyla bu davayı açtığını, tarafların nikahından sonra davacının, evlendiğini çocuklarına söylemekten korktuğu için müvekkilini hemen Adana'daki evine götürmediğini, davacının önceki eşten çocukları ve torunlarının ortak konuta habersiz girip çıktıklarını, pandemi nedeni ile müvekkilinin bu durumdan rahatsız olduğunu, davacının, kızı ...'in müvekkiline saygısız davrandığını, çocuklarının evliliğe müdahale ettiğini, davacının kızı ...'in müvekkiline hakaret ve tehditte bulunduğunu, davacının Kız Kalesi'ndeki yazlıktan, önceki eşinin vefat yıl dönümü nedeniyle kısa süreliğine Adana'ya gittiğini, geri dönmediğini, müvekkilinin telefonlarına çıkmadığını, davacının Kız Kalesi'nde oturdukları yazlık evin kilidini değiştirdiğini, elektrik aboneliğini iptal ettirdiğini, müvekkili hakkında bu konuta kendisinden habersiz girdiğinden bahisle şikayet ettiğini, müvekkilinin o konutta bulunan kişisel eşyalarının poşete konularak atıldığını, kusurun davacı tarafta olduğunu iddia ederek, öncelikle davanın reddine ve müvekkili için aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini, boşanma halinde ise müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL'de manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının bu evlilikte evlilik birliğine bakış açısının maddî talepli olduğunun anlaşıldığı ve davalı kadının evlilik birliği ile ilgili sorumluluklarını gerektiği gibi yerine getirmediği, evi kendi isteği ile terk ettiği, bu kısa süreli evlilikte bu durumun bir kaç defa yaşandığı, tüm kusurun davalı kadında olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, erkek yararına 10.000,00 TL maddî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı kadın yararına dava tarihinden, karar kesinleşinceye kadar tedbir nafaka verilmesi gerekirken, yargılama safhasında verilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının hüküm ile birlikte kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı, yapılan yargılama ve toplanan delillerden, tarafların 19.03.2020 tarihinde evlenmelerinden sonra kısa bir süre erkeğin Adana'da bulunan evinde yaşadıkları, sonrasında kadının evi terk ettiği ancak aradan bir süre geçtikten sonra tarafların tekrar barışıp, erkeğin Mersin ili Kız Kalesi'nde bulunan yazlık evinde bir araya geldikleri, orada da bir süre birlikte yaşadıkları sonrasında erkeğin, kısa bir süreliğine Adana'ya çocuklarının yanına döndüğü, akabinde davalı kadının telefonlarına çıkmadığı, davalı kadının evde olmadığı bir zamanda Kız Kale'sinde bulunan birlikte yaşadıkları yazlık evin kilidini değiştirdiği, kadının kişisel eşyalarını poşete koyarak kapı önüne bıraktığı, elektrik aboneliğini iptal ettirdiği ve davalı kadın hakkında konut dokunulmazlığını ihlalden suç duyurusunda bulunduğu, davacı tanık beyanlarında yer alan ve İlk Derece Mahkemesi'nce de kabul gören davalı kadına ait kusurlar dile getirilmiş ise de; tarafların bu olaylardan sonra tekrar barışıp bir araya geldikleri değerlendirildiğinde, davacı erkeğin kadının bu davranışlarını affettiği ya da en azından hoş görü ile karşıladığı, tarafların son ayrılık olayı ile ilgili kadına isnat edilecek bir kusur ispatlanamadığı, aksine '' tarafların Kız Kalesi'nde birlikte oturdukları yazlık evin kapı kilidini değiştiren, kadının kişisel eşyalarını poşete koyup kapı önüne bırakan, elektrik aboneliğini iptal ettiren ve davalı eşi hakkında o dönemde birlikte yaşadıkları ortak konuta girdiğinden bahisle karakola şikayette bulunan '' davacı erkeğin tam kusurlu olduğu, bir kimsenin kendi kusurlu davranışına dayanarak hak elde edilemeyeceğine yönelik hukukun genel ilkesi dikkate alındığında, davacı erkeğin davasının reddi gerekirken İlk Derece Mahkemesince davacının boşanma davasının kabulü ve erkek yararına maddî tazminata karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle Bölge Adliye Mahkemesi kararının hükmün tamamı yönünden bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili katılma yolu ile temyiz başvuru dilekçesinde özetle Bölge Adliye Mahkemesi kararının tedbir nafakasının miktarı yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gibi dava tarihinden sonra, 20.07.2020 tarihinde gerçekleşen suç duyurusunda bulunma eylemi nedeni ile davacı erkeğe kusur yüklenilmeyeceği buna karşın Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre birliğin temelinden sarsılmasında tamamen kusurlu bulunan davacı erkeğin davasının kabulü olanağının bulunmadığının anlaşılmasına göre taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...