Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8787 E. 2024/2451 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliği içerisinde edinilen ve sonradan satılan paylı mülkiyete konu taşınmazdan elde edilen bedel üzerinden davacı kadının katılma alacağı talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın evlilik birliği içerisinde eşler adına paylı mülkiyet şeklinde tescil edilmesiyle tarafların serbest iradeleriyle gerçekleştirdikleri paylaşımla her bir payın o eşe ait kişisel mal grubuna dahil olduğunun kabulü gerektiği, davacının taşınmaza kişisel malı ile katkı yaptığı iddiasının ispatlanamadığı ve davacının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan bir alacağının bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1710 E., 2022/1423 K.

DAVA TARİHİ : ...

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/445 E., 2022/278 K.

Taraflar arasındaki değer artış payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 16.04.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ve karşı taraf davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklanması dinlendi. İşin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde ... parsel 4 nolu bağımsız bölümün 1/2' şer hisseli olarak satın alındığını, peşinat dahil bütün ödemelerin müvekkili tarafından yapıldığını, davalının ödeme imkanının olmadığını, taşınmazın kredisi yüzünden başlatılan icra takibi nedeniyle taşınmazın üçüncü kişiye satılarak alınan para ile önce kredi borcunun kapatıldığını, davalının önceki eşi ve çocukları ile alakalı 41.000,00 TL tutarlı icra takibinin bulunduğunu, alan kişinin bu bedeli de ayrıca ödemek zorunda kaldığını, taraflara da ayrı ayrı 24.000,00 TL ödeme yaptığını, davalının sadece görünürde ve resmiyette hak sahibi olduğunu, oysa bu taşınmazda katkı anlamına gelebilecek hiçbir hakka sahip olmadığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmazın devir tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte şimdilik 10.000,00 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; 2002 yılından sonra edinilen mallarda eşlerin hiçbir katkısı olmasına gerek olmaksızın diğer eşin hak sahibi olduğunu, kaldı ki müvekkilinin taşınmazı almak için çektiği krediyi her ay düzenli olarak ödediğini, müvekkilinin krediyi ödeyecek ödeme gücünün bulunduğunu, bankanın taraflarla satış işlemlerine geçmeden önce irtibata geçtiğini, borç yapılandırması teklifinde bulunduğunu, taşınmazı alan kişinin bankanın ipotek borcu ile diğer borçları düşüldükten sonra 54.000,00 TL'yi taraflara iade ettiğini, müvekkilinin nafaka borcundan dolayı 11.000,00 TL kadar bir borcunun bulunduğunu, bu borcunu da taşınmazın satışından sonra payına düşen miktardan ödediğini belirterek; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, ... parsel 4 nolu bağımsız bölümün evlilik birliği içerisinde 28.12.2012 tarihinde banka kredisi ile ve eşler adına paylı mülkiyet şeklinde edinildiği, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle icra takibine konu olduğu ve 02.05.2017 tarihinde satıldığı; davacının ev alınırken verilen 20.000,00 TL peşinatın kişisel malı ile verildiği iddiasının taşınmazın taraflar adına tapuda 1/2 paylı mülkiyet şeklinde tescil edilmiş olması nedeniyle, evlilik birliği devam ederken tarafların serbest iradeleri ile gerçekleştirdikleri paylaşımla, her bir payın o eşin kişisel mal grubuna terk edildiğinin kabulü gerektiği yönündeki yerleşik yargısal içtihatlar nedeniyle dikkate alınmadığı; diğer tüm ödemelerin de davacı tarafından yapıldığı iddiasının da taşınmazın taraflar adına paylı mülkiyet şeklinde tescil edildikten sonrası için davacının kişisel mal ile katkı iddiası bulunmadığından, edinilmiş mallara katılma rejiminde her eşin çalışmasının karşılığı olan edinimlerin de yasa gereği edinilmiş mal olması nedeniyle dikkate alınmadığı; taşınmazın satımından elde edilen paranın taraflar arasında paylaştırılmadan önce, davalının birikmiş nafaka borcu olan icra dosyasına ödeme yapıldığı iddiasının ise ispat edilemediği, davacının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan herhangi bir alacağının bulunmadığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın gerçek değeri tespit edilmeden, nispi harç tamamlatılmadan, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu; müvekkilin bütün gelir ve katkısının evin alımı için kullanıldığın, davalının geliriyle ise evlilik öncesi alınan evin banka taksitleri ve önceki eşine nafaka borcu ödendiğini Mahkemenin kabulünün davalı lehine sebepsiz zenginleşmeye yol açacağını, bunun hukuk kuralları ile bağdaşmayacağını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın gerçek değeri tespit edilmeden, nispi harç tamamlatılmadan, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu; müvekkilin bütün gelir ve katkısının evin alımı için kullanıldığını davalının geliriyle ise evlilik öncesi alınan evin banka taksitleri ve önceki eşine nafaka borcu ödendiğini, Mahkemenin boşanma sonucunda ortak alınan evin ortak ve eşit olarak taksim edilmesi gerektiği anlamına gelecek bir değerlendirmenin davalı lehine sebepsiz zenginleşmeye yol açacağını, bunun hukuk kuralları ile bağdaşmayacağını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, eşler adına paylı olarak edinilen taşınmazda davacının alacak hakkının olup olmadığı, eksik araştırma ve inceleme bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 31 inci maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 5 inci maddesi, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...