"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2155 E., 2022/1124 K.
DAVA TARİHİ : 24.10.2017 - 15.11.2017
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
SAYISI : 2017/686 E., 2019/675 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı-karşı davalı erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 13.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından yoksulluk nafakası talebinin reddi, maddi tazminat talebi ile ilgili verilen karar yönünden istinaf edilmemiştir. Bu nedenle davalı-karşı davacı kadın vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı-karşı davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra belli edilen 13.02.2024 gününde duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı ... vekili Avukat Olcay Poyraz geldi. Karşı taraf davacı-karşı davalı ve vekili gelmedi. Davacı-karşı davalı ... vekili Avukat ...'ın mazeret dilekçesi verdiği görüldü. Belgelendirilmeyen usul ve yasaya uygun bulunmayan mazeretin reddine karar verildi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 1994 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, kadının, birlik görevini ihmal ettiğini, hakaret ettiğini, yatağını ayırdığını, cinsel birliktelikten kaçındığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, ortak konuta almadığını, ekonomik şiddet uyguladığını, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap, karşı dava, ikinci cevap (karşı davada cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, kadına ve ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, iftira attığını, hakaret ettiğini, psikolojik rahatsızlığı olduğunu, tehdit ettiğini, düğünde kadına takılan ziynet eşyalarının erkek tarafından zorla alındığını, iade edilmediğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 250.000,00 TL manevî tazminat, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL maddî tazminat talebine konu ziynet alacağı bedelinin erkekten alınarak kadına verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına cinsel şiddet uyguladığı, kadının rıza göstermemesi sebebiyle erkeğin, kadına birden fazla kez fiziksel şiddet uyguladığı, bu olay sebebiyle parkta yatmak zorunda kaldığı, birlik görevini ihmal ettiği, erkeğin aynı zamanda ortak çocuk Yasin'i bıçakla kovaladığı, her ne kadar erkeğin dinlenen tanıkları beyanlarında, kadının, erkeği aldattığını belirtmişseler de tanıkların, erkeğin kardeşleri olması ve bu hususta diğer taraf tanıklarının kesin ifadeleri nedeniyle beyanlarına itibar edilmediği, bu hususun tüm dosya kapsamı itibariyle sabit olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadının aylık düzenli geliri olduğu anlaşıldığından yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının ise karar kesinleşinceye kadar devamına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olan erkeği, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu dikkate alınarak kadın yararına 20.000,00 TL manevî tazminat, kadının maddî tazminat talebinin ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 174 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında olmadığı, ziynet alacağına ilişkin olduğu, ancak buna ilişkin usulüne uygun şekilde açılmış bir dava bulunmadığı anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu olmadığı, kadının ise tam kusurlu olduğu, asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiği, kadın yararına tazminata hükmedilmesinin ise hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı belirtilmişse de bu olaydan sonra evlilik birliğinin devam ettiği ve bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiği, kadının ise erkeğe hakaret ettiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, asıl davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, yasal koşulları oluşmadığından tarafların manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; davacı-karşı davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm tesisine, asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, tarafların tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, davacı-karşı davalı erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı, karşı dava dilekçesinde maddî tazminat talebi olmasına rağmen bu konuda karar verilmemesinin hatalı olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği ve yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, erkeğin kusurlu davranışları kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğundan kadının manevî tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olup olmadığı, kadın yararına manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı-karşı davacı kadın vekilinin, yoksulluk nafakası talebinin reddi, maddi tazminat talebi ile ilgili verilen karara yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davalı-karşı davacı kadın vekilinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.