Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9582 E. 2023/643 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, zina, şiddet, sadakat yükümlülüğüne aykırılık iddiaları ile kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, yerel mahkemenin kusur belirlemesi, velayet, nafaka ve tazminata ilişkin kararları usul ve yasaya uygun bulunarak direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; kadının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılan boşanma davasının reddine ve erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 161 inci fıkrası uyarınca açılan davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle, erkeğin evlilik birliği içerisinde başka kadınlarla mesajlaştığını, müstehcen konuşmalar yaptığını, sürekli tartışma çıkarttığını, bu tartışmayı kavgaya dönüştürdüğünü, kavga esnasında kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarını, müşterek çocukların velâyetlerinin anneye verilmesini, çocukları lehine ayrı ayrı 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, kadın lehine aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminatın ödenmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının boşanma davasının haksız, yersiz ve hukuka aykırı olduğunu, bilakis kadının evlilik birliği içerisinde kız kardeşi ...'in kayın biraderi ... ile evli bir bayana yakışmayacak şekilde ilişkisinin olduğunu, hatta bu olayın açığa çıkmasından sonra erkeğin ... tarafından ateşli silahla öldürülmeye çalışıldığını, bunun davasının dahi devam ettiğini, erkeğin sakatlandığını, kadının erkeğe karşı hakaret ve sövme içerikli cümleler kullandığını, eviyle, eşiyle ve çocuklarıyla ilgilenmediğini, sık sık baba evine gittiğini, yakınlarına dahi hakaret ettiğini, kadının telefonuna çeşitli telefon numaralarından mesajlar geldiğini, bunların araştırıldığında ...'a ait olduğunun tespit edildiğini belirterek, kadının davasının reddi, kendi davasının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci, 162 nci, kabul olmadığı takdirde 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince kabulü ile tarafların boşanmalarını, müşterek çocukların velâyetinin babaya verilmesini, erkek lehine 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminat verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadının ... Aile Mahkemesi'nde 2016/304 Esas sayılı dosyası ile erkek aleyhine, 15.07.2016 tarihinde şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davasının açtığı ve yapılan yargılamada kadının davasından feragat etmesi dolayısıyla, 01.12.2016 tarihinde kadının feragati nedeniyle davanın reddine karar verildiği, eldeki davanın feragat ile sonuçlanan davadan 8 ay sonra açıldığı, dolayısıyla kadının önceki açılan davadan feragati sebebiyle, önceki olayları affettiğinin kabulü gerektiği, kadın açısından, feragatten sonraki olayların dikkate alınacağı, erkek açısından ise evlenme tarihinden itibaren bu dava açılıncaya kadar ki olayların dikkate alındığı, kadının, erkeğin başka bayanlarla konuştuğu ve yazıştığı iddiasının sunulan delillerle ispat edilemediği, iddiaları soyut düzeyde kaldığı, kadının, kız kardeşi N.'nin kayın biraderi T.D. ile sadakat ve güven duygularını incitecek tarzda, ihlal eder derecede ilişkisinin olduğu, kadının eviyle, çocuklarıyla ve eşiyle ilgilenmediği, sık sık baba evine gittiği, cep telefonuna T. isimli şahıstan mesaj ve arama kayıtlarının geldiği, her ne kadar davalı-karşı davacı erkek 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 162 nci maddesinden boşanmayı talep etmiş ise de, dava dosyasındaki mevcut olayların bu maddelerdeki şartlara uymadığı gerekçesi ile bu maddeler yönünden açılan davaların reddine karar vermiş ve erkeğin davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği kabulü ile tarafların boşanmasına, çocukların yaşı, anneye olan ihtiyaçları dikkate alınarak müşterek çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ve boşanmakla erkeğin eşinin desteğinden yoksun kalacağı, kadının eylemlerinin erkeğin kişilik haklarına saldırı oluşturduğu belirtilerek tarafların sosyal ekonomik durumları ile orantılı olarak erkek lehine 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata; kadının açtığı davanın ise ispat edilemediğinden reddine, kadının kusurlu olduğu tespit edildiğinden tedbir nafakasının karar tarihinden kaldırılmasına, kadının kusurlu olduğu tespit edildiğinden tedbir nafakasının karar tarihinden kaldırılmasına ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; erkeğin evliliğin başından beri kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, başka kadınlarla müstehcen konuşmaları olduğunu, en son bu konuşmaları WhatsApp uygulamasında gördüğünü, ablasının evine gittiğini, erkeğin kendisini rahat bırakmayıp evi bastığını, tehdit ve hakarette bulunduğunu, küfür ettiğini, darp ettiğini, vücudundaki morluklara ilişkin fotoğrafları dosyaya ibraz ettiğini, erkeğin kendi kusurunu örtmek için başka erkeklerle ilişkisi olduğunu iddia ettiğini, telefonuna casus program yükleyerek bir kısmı deliller elde ettiğini, hukuka aykırı delilleri yargılamada kullanılamayacağını belirterek, kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının hükümle birlikte kaldırılması, yoksulluk nafakasının ve tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının zina eyleminin gerçekleştirildiğini, bu nedenle 4721 sayılı kanunun 161 inci maddesi gereğince boşanmaya karar verilmesi gerektiğini, iddiaların WhatsApp yazışmaları ve fotoğraflarıyla ve diğer delillerle ispat edildiğini, kadının farklı telefon numaralarından T. isimli kişiyle defalarca görüşüldüğünü, T.'nin erkeği öldürmeye teşebbüs ettiğini, tazminat miktarının yetersiz olduğunu belirterek, 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca açılan boşanma davasının reddi, lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları, velâyet düzenlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahkemece kadının iddiasında dayandığı, ancak vaki feragati ile sonuçlanan boşanma davası öncesinde öne sürülen vakıaların af ve hoşgörü kapsamında kalması nedeniyle kusur belirlemesinde nazara alınmamasının, erkek için öne sürülen aynı zamanda ceza yargılamasına konu ve erkek hakkında verilen beraat kararı ile sonuçlanan olaya dayalı diğer iddiaların ise sunulan delillerle kanıtlanmamış olması nedeniyle erkeğe kusur yüklenmemesinin, dosya kapsamında toplanılan deliller ile sadakate aykırı davranış içerisine giren kadının aynı zamanda başka bir kişiyle cinsel ilişkinin gerçekleştirildiğine pek muhtemel bakılan bir durum içine girdiğinin kanıtlanmaması nedeniyle erkeğin zina nedeniyle boşanma talebine ilişkin davasının reddine karar verilmesinin ve karar gerekçesinin isabetli olduğunu belirterek, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci altbendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; erkeğin evliliğin başından beri kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, başka kadınlarla müstehcen konuşmaları olduğunu, en son bu konuşmaları WhatsApp uygulamasında gördüğünü, ablasının evine gittiğini, erkeğin kendisini rahat bırakmayıp evi bastığını, tehdit ve hakarette bulunduğunu, küfür ettiğini, darp ettiğini, bu olayın 23.07.2017 tarihinde olduğunu, vücudundaki morluklara ilişkin fotoğrafları dosyaya ibraz ettiğini, tanık beyanları ile iddialarını ispat ettiğini, erkeğin kendi kusurunu örtmek için başka erkeklerle ilişkisi olduğunu iddia ettiğini, telefonuna casus program yükleyerek bir kısmı deliller elde ettiğini, hukuka aykırı delilleri yargılamada kullanılamayacağını, kadının kusursuz olduğunu, en azından her iki tarafında eşit kusurlu olduğuna hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kusur belirlemesi, tedbir nafakasının ve iştirak nafakasının miktarı, yoksulluk nafakası talebinin reddi, tedbir nafakasının kaldırılması, erkek lehine hükmedilen tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; kadının zina eyleminin gerçekleştirildiğini, bu nedenle 4721 sayılı kanunun 161 maddesi gereğince boşanmaya karar verilmesi gerektiğini, iddiaların WhatsApp yazışmaları ve fotoğraflarıyla ve diğer delillerle ispat edildiğini, kadının farklı telefon numaralarından ... isimli kişiyle defalarca görüşüldüğünü, ...'ın erkeği öldürmeye teşebbüs ettiğini, kadının ise balkondan öldür onu şeklinde bağırdığını, kusur oranları dikkate alındığında tazminat miktarının yetersiz olduğunu belirterek, 4721 sayılı kanun 161 ncı maddesi nedeniyle açılan boşanma davasının reddi, maddî ve manevî tazminatların miktarı, tedbir nafakası ve müşterek çocukların velâyeti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında, 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, geçimsizliği yaratan kusurun kimden kaynaklandığı, kadının tedbir nafakası ve yoksulluk nafakasına ilişkin taleplerinin kabulünün gerekip gerekmediği, müşterek çocuklar için hükmedilen tedbir ve iştirak nafaka miktarlarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı, erkek yararına hükmedilen tazminatların kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 161 inci, 162 inci maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu, 336 ncı maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 189 uncu, 190 ıncı, 353 üncü maddesi birinci fıkrası, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.