"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 20.09.1999 tarihinde evlendiğini, müvekkiline karşı davalı tarafından 25.12.2013 tarihinde Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/535 E. 2016/431 K. sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını ve karar verildiğini, ...' in dürüstlük kuralına aykırı biçimde, süreci uzatma maksatlı olarak gerekçeli kararın yazılma aşamasında olduğu süreçte davadan feragat etmesi nedeniyle davanın reddedildiğini, ret kararının 08.09.2017 tarihinde kesinleştiğini, ret kararından sonra tarafların hiçbir surette tekrar biraraya gelmediğini ve aradan 3 yıl geçmiş olmasına rağmen ortak hayatın yeniden kurulmasının mümkün olmadığını belirterek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin açtığı davadan taraflar açısından boşanma sebebi ortadan kalktığından, aile bütünlüğünün korunmasını ve müşterek çocukların da üstün yararını düşünerek feragat ettiğini, müvekkilinin eşi ile boşanmak istemediğini, 20 yılı aşkın süredir evli bulunan taraflar arasında her evlilikte olabilecek küçük tartışmalar yaşandığını, davacının genel boşanma sebebine dayanarak davasını açtığını ve özel bir sebebe dayanmadığını, evliliğin temelden sarsıldığına ilişkin somut, detaylı bir iddia sunulmadığını ve boşanmayı gerektirir haklı bir nedenin bulunmadığını, mevcut durumda müvekkilinin, müşterek çocuklar ile aile konutunda ikamet ettiğini belirterek müvekkili aleyhine açılan boşanma davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Of Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin 2013/535 Esas, 2016/432 Karar sayılı dosyasında açılan ve ret ile sonuçlanarak 08.09.2017 tarihinde kesinleşen boşanma davasının üzerinden 3 yıllık zamanın geçtiğini, dinlenen tanık beyanları ile tarafların nüfus kayıtları incelendiğinde ayrı yaşandığı iddia edilen bu dönemde davacının başka bir kadından evlilik dışı iki çocuğunun doğmuş olması hususu değerlendirildiğinde tarafların beraber yaşamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve ortak hayatın tekrar kurulamadığı, davacının evi ile ilgilenmediği sorumluluklarını yerine getirmediği, başka bir kadınla beraber yaşadığı, davacının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile boşanma davasının kabulü ile tarafların fiili ayrılık sonrası ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin davalı anneye verilmesine, davacı baba ile şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuk ... için 750,00 TL iştirak nafası ve davalı ... için 750,00 TL yoksulluk nafasının dava tarihinden itibaren davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, tarafların birlikte yaşadığını, müvekkilinin eşi ile boşanmak istemediğini, evliliğin temelden sarsıldığına ilişkin somut bir iddia ve haklı neden bulunmadığını belirterek istinaf taleplerinin kabulü ile davacının davasının reddine, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkili için her ay 1.000,00 TL yoksulluk, reşit olmayan müşterek çocuk için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Of Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin 2013/535 Esas, 2016/432 Karar sayılı dosyasında açılan ve ret ile sonuçlanarak 08.09.2017 tarihinde kesinleşen boşanma davası ile eldeki davanın açılma tarihi olan 01.12.2020 tarihi arasında kanunda belirtilen 3 yıllık zamanın geçtiğini, bu zaman zarfında taraflar arasında ortak hayat yeniden tesis edilemediğini, tanık anlatımları ve davacının bir başkasından olma iki çocuğunun nüfus kaydında bulunması karşısında tarafların birlikte yaşamalarının hayatın olağan akışına uygun olmayacağı, mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesinin doğru olduğu, davaya cevap dilekçesinde, kadın ve çocuk için nafaka talep edilmediğini ancak mahkemece davalı kadın ve müşterek çocuk için yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedildiği, aleyhe istinaf istemi bulunmadığından bu hususa ilişkin düzeltme yapılmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, tarafların birlikte yaşadığını, müvekkilinin eşi ile boşanmak istemediğini, evliliğin temelden sarsıldığına ilişkin somut bir iddia ve haklı neden bulunmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen fiili ayrılık sebebine dayalı boşanma davası olup uyuşmazlık bu davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi hükümleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 166 ıncı maddesinin dördüncü fıkrası, 175 inci maddesi,182 inci maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.