Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9740 E. 2024/698 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında, edinilmiş mal niteliğindeki bir taşınmaz için talep edilen katılma alacağının miktarı ve davalı tarafından taşınmazın kişisel malı ile alınıp alınmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından katılma alacağına faiz hükmedilmemesi hususunda istinaf başvurusunun bulunmadığı ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz talebinin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1525 E., 2022/1830 K.

DAVA TARİHİ : 25.02.2016

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Hatay 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/327 E., 2022/350 K.

Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2007 yılında evlendiklerini, Hatay 1. Aile Mahkemesinin 2013/191 Esas, 2014/772 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, evlilik birliği içerisinde tarafların davalı adına kayıtlı, Hatay ili, Saraycık mıntıkası Antakya 3778 parsel 57/600 arsa payı nolu dairenin edinilmiş mal kapsamında olduğunu, bu taşınmazın davalı tarafından kredi çekilerek alındığını, ancak davalının düzenli bir şekilde ödemeleri gerçekleştirmediğini, ödemelerin çok büyük bir kısmının ödenmesi ve kapatılmasının davacı tarafından gerçekleştirildiğini, davacının yaklaşık 34.996,00 TL ödeme yaptığını belirterek, davalı adına kayıtlı Hatay ili, Saraycık mıntıkası Antakya 3778 parsel 57/600 arsa payı nolu dairenin tasfiye edilerek belirlenecek artık değerin yarısının davalıdan tahsiline, katılma alacağının yasal temerrüt tarihinden itibaren faiziyle birlikte davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı vekili 05.12.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile 125.000,00 TL katılma alacağının, ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız olarak açıldığını, dava konusu taşınmazın davalının annesi olan Emine'nin Ziraat Bankası Adana Seyhan şubesinde bulunan hesabından 120.000,00 TL çekilerek ve bu meblağın ödenerek edinildiğini, kişisel mal olduğunu, davacının ev hanımı olduğunu, hiçbir zaman aile bütçesine katkısının olmadığı gibi annesinin kardeşlerinin bir takım mali sıkıntılarını da müvekkilinin karşıladığını, davacının dava dilekçesinde yer alan alacak iddiasının soyut olduğunu, davacının nerede çalıştığının, aileye ne kadar katkısı olduğunun belirtilmediğini, ayrıca iddiaların genişletilmesine muvafakatlerinin olmadığını, dava dilekçesinde maddî vakıa gösterilmediği için hukuki niteleme yapılamayacağını, davacının ödeme iddialarının da gerçek dışı olduğunu, ödemelerin davacının annesi adına kaydı yapılan ancak müvekkiline ait Hatay 1. Aile mahkemesinin 2013/515 Esas sayılı dosyada dava konusu edilen 31 AEM 07 plakalı aracın satışıyla ve ortak çocuğun doğumunda takılan altınların satımıyla yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 26.04.2018 tarihli ve 2016/152 esas, 2018/345 karar sayılı ilamı ile; her ne kadar, davacı tanıkları taşınmazın alımında davacının altınlarının bozdurulduğunu ve ayrıca ailesinin katkıda bulunduğunu, taşınmazın peşinatının bu şekilde ödendiğini, kalan kısmı için kredi kullanıldığını ve bu kredinin davacı tarafından ödendiğini beyan etmiş iseler de, davacı tarafın altınları olduğuna dair dosyaya herhangi bir fotoğraf ve belge sunulmadığı, ayrıca altınların bozdurulduğuna dair bir delil de bildirilmediği, dolayısıyla somut olarak davacının gerçekten altınının olduğu ve bu altınların dava konusu taşınmazın edinilmesi için bozdurulduğu yönündeki bu iddianın ispat edilemediği, davacı tarafça dava dilekçesinde bu vakıalara da dayanılmadığı, diğer taraftan, davalı tanıklarının dava konusu taşınmazın 138.000,00 TL'ye satın alındığını, bu miktarın 100.000,00 TL'sinin davalının annesine ait hesaptan çekilerek ödendiğini, kalan kısmı için davalı adına kredi çekildiğini beyan ettikleri, davalının annesi olan Emine'nin hesap ekstresinden, 13.02.2012 tarihinde hesaptan 100.732,73 TL çekilmiş olduğu, aynı tarihte davalının Finansbank'ta bulunan hesabına 100.000,00 TL yatırıldığı, 15.02.2012 tarihinde ise, davalı tarafından aynı hesaptan 97.000,00 TL paranın nakit olarak çekildiği, ayrıca 14.02.2012 tarihinde davalı tarafından Finansbanktan 40.000 TL konut kredisi çekildiği, dava konusu taşınmazın ise 16.02.2012 tarihinde 140.000,00 TL'ye satın alındığı, dinlenen davalı tanığı Mehmet'in de dava konusu taşınmazın 16.02.2012 tarihinde davalıya 138.000,00 TL'ye satıldığını, davalı tarafından 100.000,00 TL peşin verilerek geriye kalan 38.000,00 TL için Finansbanktan kredi çekildiğini beyan ettiği, yapılan keşifte de dava konusu taşınmazın edinme tarihi olan 16.02.2012 tarihindeki değerinin 140.000 TL olduğunun tespit edildiği, bu kapsamda, dava konusu taşınmazın 100.000,00 TL'sinin davalının annesi tarafından karşılandığı, yani bu paranın davalının annesi tarafından kendisine karşılıksız olarak verilmiş, bağışlama mahiyetinde olduğu ve bu nedenle, bu paranın davalının karşılığını vererek elde ettiği mal varlığı olmadığı ve kişisel mal olduğu davacı tarafından, davalının kredi taksitlerini ödeyemediğini belirterek 34.996,00 TL'sinin kendileri tarafından ödendiğini beyan edip buna dair dosyaya makbuzlar sunduğu, davacının taksitler halinde yapmış olduğu bu ödemenin ilk üç taksidinin taraflar arasında boşanma davası açılmadan önceki döneme, yani 03.02.2014, 03.03.2014, 03.04.2014 tarihlerine ilişkin olduğu, diğer ödemelerin ise, taraflar arasında boşanma davasının açılma tarihi olan 18.04.2014 tarihinden sonra olduğu, ilk üç taksit tutarı olan 10.028,00 TL kredi geri ödemesi yapmış ise de, açmış olduğu davanın değer artış payı alacağı davası olmayıp, artık değere katılma alacağı davası olduğu, bu nedenle, davacının dava konusu taşınmaza yaptığı iddia edilen 10.028,00 TL'nin eldeki davanın niteliği gereğince değerlendirmeye tabi tutulmadığı, bu kapsamda dava konusu taşınmazın edinilmiş mal olmadığı, davalının kişisel malı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 11.06.2020 tarihli ve 2018/1777 Esas, 2020/760 Karar sayılı kararı ile; davalı tarafından, dava konusu taşınmaz için Finans Bank Antakya Şubesinde bulunan 160 101 35 hesap numarası ile 14.02.2012 tarihinde 40.000,00 TL, 65 ay ödemeli, konut kredisi çekildiği, çekilen kredinin aylık ödeme taksitinin 848,22 TL olduğu, boşanma dava tarihi olan 21.03.2013 tarihine kadar 12 ay olmak üzere toplam 10.178,64 TL geri ödemesinin olduğu, İlk Derece Mahkemesince, dosyanın konusunda uzman hesap bilirkişisine tevdi edilmeden, dava konusu taşınmazın, davalının kişisel malı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, dava konusu taşınmaz yönü ile konut kredisi çekildiği, kredinin çekildiği tarihten ilk boşanma davasının, dava tarihi olan 21.03.2013 tarihine kadar, çekilen kredi ödemelerinin o tarihler arasında yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise kim tarafından yapıldığı hususlarının araştırılarak, ayrıca aradan geçen zaman dikkate alınarak, taşınmazın güncel değerinin konusunda uzman bilirkişiden alınacak rapor ile belirlenmek sureti ile, konutun edinilmesine ilişkin çekilen konut kredisinin başlangıç tarihinden, boşanma davasının dava tarihine kadar yapılan ödemelerinin de, açılan dava yönü ile edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacağı da değerlendirilerek, dosyanın eksiklikler tamamlandıktan sonra konusunda uzman hesap bilirkişine tevdi ile alınacak rapora göre, davacının davası hakkında değerlendirme yapılması gerektiğinden, davacı kadının istinaf başvurusunun, delillerin toplanmaması nedeni ile usulden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, tüm sonuçları ile birlikte kaldırılmasına, dava dosyasının, gerekçede belirtilen hususlar hakkında değerlendirme yapılmak ve karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar, davacı tanıkları taşınmazın alımında davacının altınlarının bozdurulduğunu ve ayrıca ailesinin katkıda bulunduğunu, taşınmazın peşinatının bu şekilde ödendiğini, kalan kısmı için kredi kullanıldığını ve bu kredinin davacı tarafından ödendiğini beyan etmiş iseler de, davacı tarafın altınları olduğuna dair dosyaya herhangi bir fotoğraf ve belge sunulmadığı, ayrıca altınların bozdurulduğuna dair bir delil de bildirilmediği, dolayısıyla somut olarak davacının gerçekten altınının olduğu ve bu altınların dava konusu taşınmazın edinilmesi için bozdurulduğu yönündeki bu iddianın ispat edilemediği, davacı tarafça dava dilekçesinde bu vakıalara da dayanılmadığı, diğer taraftan, davalı tanıklarının dava konusu taşınmazın 138.000,00 TL'ye satın alındığını, bu miktarın 100.000,00 TL'sinin davalının annesine ait hesaptan çekilerek ödendiğini, kalan kısmı için davalı adına kredi çekildiğini beyan ettikleri, davalının annesi olan Emine'nin hesap ekstresinden, 13.02.2012 tarihinde hesaptan 100.732,73 TL çekilmiş olduğu, aynı tarihte davalının Finansbank'ta bulunan hesabına 100.000,00 TL yatırıldığı, 15.02.2012 tarihinde ise, davalı tarafından aynı hesaptan 97.000,00 TL paranın nakit olarak çekildiği, ayrıca 14.02.2012 tarihinde davalı tarafından Finansbanktan 40.000 TL konut kredisi çekildiği, dava konusu taşınmazın ise 16.02.2012 tarihinde 140.000,00 TL'ye satın alındığı, dinlenen davalı tanığı Mehmet'in de dava konusu taşınmazın 16.02.2012 tarihinde davalıya 138.000,00 TL'ye satıldığını, davalı tarafından 100.000,00 TL peşin verilerek geriye kalan 38.000,00 TL için Finansbanktan kredi çekildiğini beyan ettiği, yapılan keşifte de dava konusu taşınmazın edinme tarihi olan 16.02.2012 tarihindeki değerinin 140.000 TL olduğunun tespit edildiği, bu kapsamda, dava konusu taşınmazın 100.000,00 TL'sinin davalının annesi tarafından karşılandığı, yani bu paranın davalının annesi tarafından kendisine karşılıksız olarak verilmiş, bağışlama mahiyetinde olduğu ve bu nedenle, bu paranın davalının karşılığını vererek elde ettiği mal varlığı olmadığı ve kişisel mal olduğu, davacı tarafından, davalının kredi taksitlerini ödeyemediğini belirterek 34.996,00 TL'sinin kendileri tarafından ödendiğini beyan edip buna dair dosyaya makbuzlar sunduğu, davacının taksitler halinde yapmış olduğu bu ödemenin ilk üç taksidinin taraflar arasında boşanma davası açılmadan önceki döneme, yani 03.02.2014, 03.03.2014 ve 03.04.2014 tarihlerine ilişkin olduğu, diğer ödemelerin ise, taraflar arasında boşanma davasının açılma tarihi olan 18.04.2014 tarihinden sonra olduğu, bu haliyle davacı tarafından ilk boşanma davası açılmasına kadar ödenen ilk üç taksit tutarı olan 10.028,00 TL'nin edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde yapıldığı ve evin kredi ile ödenen kısmına yapılan katılma alacağını oluşturduğu, Mahkemece taşınmazın güncel değerinin tespit edildiği, konusunda uzman bilirkişiden alınan raporda davacının ilk boşanma davası açıldığı tarihe kadar yatırdığı ilk üç taksit tutarı toplamanın evin güncel değeri ile oranlandığında güncel değerin 22.417,22 TL olduğunun tespit edildiği, bu tutarın yarısı olan 11.208,61 TL nin davacının katılama alacağını oluşturacağı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 11.208,61 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu edilen taşınmazın davalının kişisel malı niteliğinde olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesinin ilk kararında da böyle bir kabule yer verilmediğini, mahkemece davalı tanık beyanlarına ve varsayımlara dayalı olarak hüküm verildiğini, 100.000,00 TL gibi yüksek bir meblağın davalının annesi tarafından davalıya elden verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, davalı tanıklarının beyanlarının kendi içerisinde çelişkili olduğunu, taşınmazın tamamının değeri üzerinden katılma alacağı hesaplanması gerektiğini, kredi borcunun evlilik birliği içerisinde doğduğunu ve boşanma dava tarihinden sonra müvekkili tarafından yapılan ödemelerinde katılma alacağına dahil edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddedilen kısmı ile bilirkişi tarafından belirlenen katılma alacağının miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehlerine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın alımında kullanılan 100.000,00 TL'nin ve 18.626,01 TL'nin müvekkilinin annesi tarafından bağış olarak verildiğini ve kişisel mal niteliğinde olduğunu, bu hususun dosya kapsamı ile sabit olduğunu, bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayandığını, davacının katılma alacağının bulunmadığını ve davanın reddedilmesi gerektiğini belirterek davanın kabul edilen kısmı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehlerine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde öne sürdükleri sebeplerlerin yanında katılma alacağına faiz talebi hususunda hüküm kurulmamasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek davanın reddedilen kısmı ile bilirkişi tarafından belirlenen katılma alacağının miktarı ile faiz hususunda hüküm kurulmaması yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, katılma alacağı talebine dayanak yapılan taşınmazın, davalının kişisel malı ile satın alınıp alınmadığı ve davacı kadının katılma alacağının miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davacı tarafından katılma alacağına faiz hükmedilmemesi hususunda istinaf başvurusunun bulunmadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.