Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9812 E. 2023/566 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kadına hükmedilen yoksulluk nafakasının yerinde olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, tarafların ekonomik ve sosyal durumları tam olarak araştırılmadan, kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceği hususu belirlenmeden yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının da yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve karşı davaya karşı sunduğu cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 13.07.2018 tarihinde evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olmadığını, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, kadını borçlandırdığını, kadının icra tehdidi altında kaldığını, duygusal, psikolojik, sosyal ve ekonomik şiddet uyguladığını, erkeğin ailesinin kadını istemediğini, erkeğin ve erkeğin ailesinin kadını aşağıladığını, kadına ve kadının ailesine hakaret ettiğini, yalan söylediğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, ailesi ile görüşmemesi için kadına baskı yaptığını, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, iddia ederek asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine, kadın yararına yıllık ÜFE-TÜFE oranları dikkate alınarak aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî tazminat ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, bu dava ile ilgili yargılama yapmakla yetkili mahkemenin ... Aile Mahkemesi olduğunu, yetkisizlik kararı verilmesi gerektiği, asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, birlik görevlerini ihmal ettiğini, hakaret ettiğini, yalan söylediğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, erkek yararına 50.000,00 TL maddî tazminat ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, annesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, düzenli bir işte çalışmadığı, birlik görevlerini ihmal ettiği, çekilen kredileri ödediğini söylemesine rağmen ödeme yapmadığı ve bu yüzden kadının icra tehdidi ile karşı karşıya kaldığı, yalan söylediği, ekonomik şiddet uyguladığı, sık sık kendi ailesine gidilmesi ve kardeşi ile görüşmemesi ile ilgili kadına baskı yaptığı, kadının ise sık sık yalan söylemeyi alışkanlık haline getirdiği, birlik görevini ihmal ettiği ve ortak konutu terk ettiği bu durumun tanık beyanları ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu ve evlilik birliğinin sarsıldığı gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir nafakası ve kadının çalışmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından aylık 800,00 TL yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasının yıllık ÜFE oranında arttırılmasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, kadının boşanmakla erkeğin maddî desteğini yitireceği, evlilikte geçen süre, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak kadın yararına 15.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminat, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olması nedeniyle manevî tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği, hatalı kusur belirlemesi uyarınca kadın yararına maddî tazminat, manevî tazminata hükmedilmesinin ve erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, asıl davada delil sunma süresi geçtikten sonra dosyaya delil ibraz edildiği, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğu, kadının maddî durumunun erkeğe nazaran daha iyi olduğu ve boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, kadın yararına yoksulluk nafakası takdirinin hatalı olduğu belirtilerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, tanık beyanları dikkate alındığında, tespit edilen boşanmaya ilişkin vakalar ile kusur derecelerinin doğru tespit edildiği, boşanmaya neden olan olaylarda, erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmayan kadın lehine, maddî tazminat ve manevî tazminata hükmedilmesinde, herhangi bir geliri ve mal varlığı bulunmayan ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine yoksulluk nafakası hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi, kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarlarının yerinde olduğu gerekçesi ile, erkeğin tüm istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî tazminat, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu'nun 323 üncü ve devam maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci maddesi, 51 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- karşı davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .

3.Yoksulluk nafakası talebinin kabul edilebilmesi için nafaka alacaklısının boşanma yüzünden yoksulluğa düştüğünün belirlenmesi gerekir. İlk Derece Mahkemesince kadın hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağında davacı kadının öğretmen olduğu, asgari ücret aldığı, mal varlığı bulunmadığı; erkek hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağında ise kurye olduğu, aylık gelirinin tespit edilemediği, bir adet motosikletinin olduğu bildirilmiştir. Tanık beyanlarında ise kadının çalışmadığı belirtilmiştir. O halde, İlk Derece Mahkemesince, erkeğin de malvarlığı olmayıp gelirinin tespit edilemediği göz önüne alınarak tarafların usulünce ekonomik ve sosyal durumunun araştırılıp, halen çalışıp çalışmadıkları, sürekli ve düzenli gelirlerinin bulunup bulunmadığı, tarafların işten ayrılmış olmaları durumunda, işten ayrılmalarının haklı nedenlerle olup olmadığı, kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceği hususlarının belirlenmesi ve gerçekleşecek sonucuna göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.Yukarıda (3) numaralı paragrafta belirtildiği üzere İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA,

3.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.