Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9882 E. 2024/1258 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında yetki itirazının reddinin, zina sebebiyle boşanmaya, velayetin anneye verilmesine, nafaka ve tazminat miktarlarına ilişkin kararların yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm belge ve deliller ile tanık beyanları değerlendirilerek, davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/784 E., 2022/1273 K.

DAVA TARİHİ : 15.09.2017

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/97 E., 2022/18 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 27.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ile karşı taraf davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, evliliğin başından itibaren tutarsız davranışlarının olduğunu, kadının görüşünü önemsemediğini, her şeyin kendi istediği şekilde yapılmasını beklediğini, sadakat yükümlülüklerine aykırı davrandığını, başka bir kadınla karı-koca hayatı yaşadığını, eşine mesaj yolu ile "Salak, defol git hayatımdan" gibi onur kırıcı sözler söylediğini belirterek öncelikle zina, olmaz ise evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 80.000,00 TL maddî ve 80.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların son ikametgahlarının Hendek ilçesi olduğundan yetkili mahkemenin Hendek Aile Mahkemesi olduğunu, esasa ilişkin olmak üzere kadının sürekli kıskançlık sebebi ile huzursuzluk çıkararak tartışmalar yarattığını, taraflar arasında cinsel birlikteliğin kalmadığını, sürekli boşanmak istediğini dile getirdiğini, "hadi itiraf et beni kimlerle aldattın" şeklinde tutarsız cümleler kullandığını, erkeğe haber vermeden evi terk eden kadının kusurlu olduğunu belirterek tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 02.04.2019 tarih ve 2017/755 Esas, 2019/274 Karar sayılı kararı ile; davacı kadının ortak haneden ayrılıp yerleşme niyetiyle dilekçede belirttiği adrese gelmiş olduğu gerekçesiyle erkeğin yetki itirazının reddine, davalı erkeğin başlangıçta teyze kızı olduğunu söyleyerek bir kadını ortak haneye getirdiği, bu kadınla ortak hanede yaşamaya başladığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların zina hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, her bir çocuk için taktir edilen tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 250,00 TL' ye çıkartılarak iştirak nafakası olarak devamına, kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekilince tazminatların miktarı yönünden; davalı erkek vekilince hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 30.06.2021 tarih ve 2019/1488 Esas, 2021/1197 Karar sayılı kararı ile; davalının yetki itirazının Mahkemece usulüne uygun şeklide incelenmeden karara bağlandığı, Mahkemece yetki itirazının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 164 üncü maddesinde gösterilen şekilde incelenmesi için taraflara yetki konusunda delillerini gösterme olanağı tanınıp, gösterildiği takdirde toplanarak gerçekleşecek sonucuna göre yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davalının yetki itirazı hakkında eksik inceleme ile karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle davalının eksik inceleme ve araştırmaya yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yukarıda gösterilen şekilde, taraflara yetki konusunda delillerini gösterme olanağı tanınıp, gösterdiği takdirde toplanarak gerçekleşecek sonuca göre sonucu uyarınca karar verilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, davalının diğer, davacının ise tüm istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı kadının yerleşmek niyetiyle baba evine geldiği ve ikametgah mahkemesi yetkili olduğundan erkeğin yetki itirazının reddine; işin esasına gelince; davacının boşanmaya sebep olaylar yönünden öncelikle davalının Nihal isimli kadınla karı koca hayatı yaşadığından bahisle zina sebebine dayandığı, davalının bu bayanla ilişkisinin davacının ortak haneden ayrılmasına müteakip ortaya çıktığı beyan edilmesi karşısında, zina sebebiyle boşanmaya ilişkin yasal sürenin dolmadığının tanık beyanları ile sabit olduğu, davalının başka kadınla Hendek ilçesinde beraber yaşadığı, erkeğin zina eyleminin sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların zina sebebiyle boşanmalarına, uzman raporları, çocukların anne yanında mutlu olmaları ve üstün menfaatleri gereğince ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere taktir edilen tedbir nafakasının karar tarihi itibarıyla her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 500,00 TL' ye çıkartılmasına ve iştirak nafakası olarak devamına, kusursuz olduğu tespit edilen davacı kadının gelir getiren faaliyetinin olmaması, çocukların bakım ve gözetimini sağlaması, bir ara ücretli öğretmen olarak çalışması, iş arayışı içinde olmakla bu işin sürekli ve düzenli olmaması karşısında davacı kadının boşanmak ile evlilik birliği devam ederken sahip olduğu ekonomik ve sosyal durum olumsuz yönde etkilenerek yoksul durumuna düştüğünden kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine 20.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; yetki itirazının reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mazeret dilekçeleri dikkate alınmayarak savunma haklarının ihlal edildiğini, ilk karardan farklı olarak nafaka miktarlarının arttırıldığını, gerekçede tazminat miktarları yönünden çelişki yaratıldığını, zinanın ispatlanamadığını, hukuka aykırı delillerin ve müvekkili ile husumeti bulunan tanıkların beyanlarının hükme esas alındığını ileri sürerek hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin 02.04.2019 tarihli ilk kararına karşı, davalı tarafından hükmün tamamına yönelik istinaf kanun yoluna başvurulduğu halde, davacı kadının sadece tazminat miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurduğu; bu halde davacı ve velâyeti anneye verilen ortak çocuklar lehine hükmedilen nafaka miktarları yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, davacının, dava açılmadan önce ailesinin yaşadığı Eskişehir iline geldiği, davalının ortak konutta başka bir kadın ile yaşadığı ve erkeğin kadına gönderdiği, davacıyı istemediğine ilişkin mesaj içerikleri dikkate alındığında; kadının yerleşmek amacı ile ailesinin yanına Eskişehir iline geldiği, İlk Derece Mahkemesinin yetki itirazının reddine ilişkin kararının usul ve kanuna uygun olduğu, davalı vekilinin müvekkili ile arasında husumet bulunduğu iddiası ile beyanlarının objektif olmadığını iddia ettiği tanıklar dışında kalan diğer tanıklar, özelikle tanık Hülya'nın beyanı ve dosyadaki diğer belge ve bilgilere göre de; zinanın ispatlandığı, tazminatlar yönünden hükmün infaz edilecek kısmında yani kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki olmadığı, gerekçenin hükmün açıklanmasına ilişkin fonksiyonunun da bulunduğu, bu kapsamda gerekçedeki yanlışlığın açık maddî hata niteliğinde olduğu, davalı vekilinin Dairenin kaldırma kararı sonrası yapılan tüm celselerde mazeret dilekçesi sunduğu, 3 üncü celse bir sonraki celsenin sözlü yargılama duruşması olacağı belirtilerek, davalı vekilinin mazereti kabul edilerek duruşmanın ertelendiği, özellikle 6100 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesi de gözetildiğinde, davalı vekilinin açıklanan yöne ilişkin istinaf itirazının dürüstlük kurallarına aykırı olduğu ve hükmün esasına etkili olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin açıklanan yönlere ilişkin istinaf itirazlarının reddine, kaldırma kararı sonrası yapılan yargılama sonucunda, usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde, çocuklar yararına takdir edilen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının arttırılmasının usul ve kanuna aykırı olduğu kadın lehine yoksulluk nafakası takdir edilmiş ise de; kadının ücretli öğretmen olarak çalışmasının evlilik öncesi döneme ait olduğu, boşanma davasının 15.09.2017 tarihinde açıldığı, SGK hizmet dökümüne göre kadının 2017 yılı 11. ayından itibaren ve halen çalıştığı, sosyal inceleme raporunda da çalıştığını beyan ettiği, çalışmasının düzenli ve sürekli sayılacak nitelikte olduğu ve lehine yoksulluk nafakasının koşulları oluşmadığı talebinin reddine, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesiyle davalı erkek vekilinin tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasına; davacı kadın vekilinin ise maddî ve manevî tazminatın miktarına yönelik istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümleri kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine; ortak çocuklar lehine dava tarihinden itibaren İlk Derece Mahkemesinin 02.04.2019 tarihli ilk karar tarihine kadar, ayrı ayrı aylık 150,00 TL, İlk Derece Mahkemesinin ilk karar tarihinden (02.04.2019 tarihinden) itibaren ise ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; yetki itirazının reddinin hatalı olduğunu, mazeretin kabul edilmeyerek davalı tarafın yokluğunda duruşma yapılmasının savunma ve adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğunu, zinanın ispatlanmadığını, velâyetin anneye verilmesinin ve kadın lehine tazminatlara hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yetki itirazının reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, zinaya dayalı davanın kabulü ve kadın lehine tazminatlara hükmedilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarları ile ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 161 inci maddesi, 168 inci maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci maddesi, 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.