"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2046 E., 2023/2711 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Sinop 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/8 E., 2023/202 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin davalının aile birliğinin yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediği, davalının psikolojik ekonomik cinsel şiddet uyguladığı, davalının kendisine ve çocuklara baskıcı ve sinirli davrandığı, davalının davacının kendisini aldattığına ilişkin paranoyası olduğu telefonunu karıştırdığı el koyduğu kendi ağzından insanlara mesaj attığı mesajları tüm köye yaydığı, davalının inatçı geçimsiz olduğu, davalının küfür hakaret tehdit ettiği, davalı ile davacının ailesi arasında husumet olduğu jandarma ile sürekli iletişim içinde olmak zorunda kaldığı davalının davacı ile jandarma personelinin ilişkisi olduğuna ilişkin iftira attığı, ilk açılan boşanma davası devam ederken de bittikten sonra da jandarma personeli ile ilişkisi olduğunu iddia etmeye devam ettiği, davacının hayvanlarını sattığı, çocuk teslimlerinde problem çıkardığı, çeşitli zaman dilimlerinde hakaretler ettiği, bu nedenle ceza yargılamalarının olduğu ve ceza aldığı, ilk açılan boşanma davası devam ederken ve ret kararından sonra da cinsel içerikli sohbet sitelerine girdiği, bu şekilde sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ... yararına aylık 1.200,00 TL ... yararına aylık 1.500,00 TL yararına tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 200.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının jandarma personeli ... ile ilişkisi olduğu, evde taksi kartları otel otoparkı fişleri bulduğu, davalı kadının sahte facebook hesabı açtığı ve erkekler ile konuştuğu, işe başladığı yerdeki bir erkek ile de samimi olduğu, davalı kadının kendisine hakaret ettiği, komşulara davacı kocayı aldattığını itiraf ettiği, çocuk tesliminde olay çıkardığını iddia ederek kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; taraflar arasındaki ceza dosyalarından (mahkumiyet ile sonuçlanan ve/veya HAGB kararı verilen Sinop 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2019/633 E "haberleşmenin gizliliğini ihlal, sanık ...", Sinop 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/36 E "Tehdit, sanık ...", Sinop 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2021/556 E "Hakaret, sanık ...") ve dinlenen tanıkların bizzat bilgi ve görgüye dayalı beyanlarından davalı erkeğin davacı kadının mesajlaşma kayıtlarını telefon aracılığı ile birden fazla kişiye gönderdiği, verileri bu şekilde hukuka aykırı olarak yaydığı, davacı kadına karşı hakaret, tehdit ettiğinin anlaşıldığı, dosya arasına sunulan sosyal medya yazışma örneklerinden davalı erkeğin taraflar arasında ilk açılan ve ret ile sonuçlanan boşanma davasında sırasında ve sonrasında eldeki boşanma davası açılmadan önce cinsel içerikli sohbetler yaptığı, bu davranışı ile güven sarsıcı davranış içinde olduğu, eşler ilk açılan boşanma davasından sonra bir araya gelmemişler ise de verilen ve kesinleşen bir boşanma kararı olmadığı için ayrı yaşamış olmaları tek başına sadakat yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı davalı erkeğin sosyal medya üzerinden gerçekleştirdiği bu nitelikteki sohbetlerin güven sarstığı ve sadakat yükümlülüğünün ihlali niteliğinde olduğu, davacının davalıya kusur olarak yüklediği "mesajlaşma kayıtlarını yaydığı, hakaret ve tehdit ettiği, sosyal medyada cinsel içerikli sohbet ettiği" şeklindeki nedenleri ispat ettiği, diğer boşanma nedenlerini tanık beyanları ile ispat edemediği; dinlenen tanık beyanlarından ...'ın ve ...'nın bizzat bilgi ve görgüye dayalı beyanlarından davacı kadının jandarma personeli ... ile gönül ilişkisinin olduğu ayrıca davacı kadının sahte sosyal medya hesabı açarak ... isimli tanık ile mesajlaştığı, tanık ...'nın beyanlarından davalı erkeğin davacı kadının ilişkisini öğrendikten sonra evliliği kurtarmak istediği ancak davacı kadının bir türlü ikna olmadığı bu süreçte ilişkisinin halen devam ettiği bu nedenle davacı erkeğin evliliği kurtarma girişimi sonuçsuz kaldığı ve kadının ilişkisinin devam ettiği dikkate alındığında davalı erkeğin hareketinin af olarak sayılmayacağı, davalı kocanın davacı kadına karşı yüklediği boşanma nedenlerinden "sahte sosyal medya hesaplarından erkekler ile görüştüğü, başka bir erkekle ilişkisinin olduğu" 'nu ispat ettiği, diğer tanıkların beyanlarının duyuma dayalı olduğu, diğer boşanma nedenlerinin ispat edilemediği; davacı ve davalının yukarıda ispatlandığı açıklanan eylemleri ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşit kusurlu oldukları, bu nedenle asıl dava ve karşı davanın boşanma yönünden ayrı ayrı kabulüne karar verilmesi gerektiği, tarafların eşit kusurlu olması nedeniyle maddi ve manevi tazminat taleplerinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 500.00 TL tedbir ve 850,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve tarafların eşit kusurlu olduğu anlaşılmakla kadının ve erkeğin maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, erkeğin davası, kendi tazminat taleplerinin reddi, nafakaların miktarı yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının davası, velayet, nafakalar ve kendi tazminat taleplerinin reddi yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, erkeğin davasının kabulü, kadının maddi ve manevi tazminat talebinin reddi, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasının, ortak çocuklara bağlanan tedbir ve iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, kadının davasının kabulü, kadın lehine hükmedilen nafaka yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl ve karşı boşanma davalarının kabulünün yerinde olup olmadığı, kusur belirlemesi, kadın yararına nafaka takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı, çocuk için hükmedilen nafakaların miktarı ile tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ıncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.