"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/631 E., 2023/1657 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara 20. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/85 E., 2023/154 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı-davacının evin ihtiyaçlarını düzenli olarak karşılamadığını, kadına harçlık vermediğini, davalı-davacının düzenli bir işinin olmadığını, sürekli iş değiştirdiğini, kadının ailesinden destek almak zorunda kaldığını, erkeğin müsrif olduğunu, davalının sosyal medya bağımlısı olduğunu, kadına karşı ilgisiz olduğunu, eve çok geç saatlerde gelmeyi alışkanlık haline getirdiğini, davalı-davacının sosyal medyada farklı isimlerle hesap açtığını, bu hesaplardan eskort kadınlarla uygunsuz, cinsel içerikli konuşmalar yaptığını, uygunsuz hesapları takip ettiğini, iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 150.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarını kabul etmediğini, kadının yüksekokul mezunu olduğunu, eğitimine uygun bir işi hiçbir zaman aramadığını, erkeğin evin bütün ekonomik yükünü çekmesini beklediğini, erkeğin evi dışında herhangi bir masrafı olan biri olmadığını, herhangi bir kötü alışkanlığının olmadığını, saldırgan ve şiddete eğimli biri olmadığını, kadının erkeğe karşı küçümser bir davranış sergilediğini, sürekli boşanacağını söyleyerek erkekten karşılayamayacağı taleplerde bulunduğunu, erkeğe karşı ilgisiz olduğunu, sürekli telefon ve televizyon başında olduğunu, bir çok kez erkeği evden kovduğunu, erkeğin kök ailesine küfür ettiği, erkeğin başka hesaplar üzerinden kadınlarla görüşmesinin sebebinin eşini kıskandırmak amaçlı olduğunu iddia ederek kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasını talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin İlk Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 26.10.2021 tarihli kararı ile özetle; erkeğin ortak evin geçimini sağlamadığı, kadına harçlık vermediği, ona karşı ilgisiz davrandığı, sosyal medya bağımlısı olduğu ve güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, görgüye dayalı tanıklıklarının bulunmaması sebebiyle erkek tanık beyanlarının hükme esas alınmadığı, sosyal medyadaki yazışmalar, mesaj kayıtları, tüm dosya kapsamı ile görgüye dayalı kadın tanık beyanları hükme esas alınarak kadının kusursuz, erkeğin tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin 26.10.2021 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili; asıl davanın reddine, karşılık davanın kabulüne; davacı lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi talebiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 24.01.2023 tarihli kararı ile özetle; erkek tarafından açılan boşanma davasına karşı verilen cevap ile birlikte karşı boşanma davasına ilişkin dilekçe de sunulmuş ve bu dilekçe kayıtlara geçtiği, dava, dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış sayıldığı niteliği itibari ile ayrı bir dava olan karşı davaya ilişkin dilekçenin verilmesi esnasında peşin karar harcı alınmış, başvuru harcı alınmamış ve bu eksiklik yargılama sırasında da giderilmediği, bu sebep ile karşı davaya ilişkin başvuru harcının yatırılması için davalıya usulüne uygun olarak süre verilmeli, harç noksanlığı giderildiği takdirde davalı erkeğin karşı davasının incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, aksi halde; 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 30 uncu maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı davalı-karşı davacı erkeğin istinaf başvurusu anılan gerekçe ile kabul edildiği ve İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği, bu nedenlerle davalı-davacı erkeğin sair istinaf nedenleri incelenmeksizin, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) inci alt bendi gereğince kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; erkeğin müşterek evin geçimini sağlamadığı, kadına harçlık vermediği, ona karşı ilgisiz davrandığı, sosyal medya bağımlısı olduğu ve güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, görgüye dayalı tanıklıklarının bulunmaması sebebiyle davalı tanık beyanlarının hükme esas alınmadığı, sosyal medyadaki yazışmalar, mesaj kayıtları, tüm dosya kapsamı ile görgüye dayalı kadın tanık beyanları hükme esas alınarak davacı kadının kusursuz, erkeğin tam kusurlu olduğu, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2021/1617 Esas 2023/121 Karar sayılı ilamı gereğince karşı davaya ilişkin başvuru harcının yatırıldığı, davacı vekilinin 03.02.2023 tarihli ıslah dilekçesi ile tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına ilişkin talep miktarını artırdığı, her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararından sonra tahkikat bitinceye kadar ıslah yapılması mümkün ise de yapılacak ıslah ile bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durumun ortadan kaldırılamayacağına dair Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2022/3810 Esas 2022/9235 Karar sayılı ilamının gözetildiği, davacı kadın vekilinin istinaf kanun yoluna gitmemesi sebebiyle davalı erkek yönünden usuli kazanılmış hak söz konusu olduğundan davacı kadın vekilinin ıslah dilekçesinde talep ettiği nafaka miktarları Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'nin 2021/1617 Esas 2023/121 Karar sayılı kaldırma kararı sonrasında artırılmadığı, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın reddine, karşılık davanın kabulüne; davacı lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi talebiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı -davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından duruşma açılması taleplerinin reddinin usule aykırı olduğunu beyan ederek, kusur tespitinin yanlış yapıldığı, asıl davanın reddine, karşılık davanın kabulüne; davacı lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi talebiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulünün, erkeğin davasının reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ıncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.