Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1079 E. 2023/3972 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, buna bağlı olarak maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece eşit kusurlu olarak kabul edilen tarafların kusur oranlarının, kadının başka erkeklerle sık ve uygunsuz saatlerde telefon görüşmeleri yapması, erkeğin ise bu durum karşısında tepki olarak kusurlu davranışlarda bulunması nazara alınarak yeniden değerlendirilmesi gerektiği, kadının ağır kusurlu olması sebebiyle yoksulluk nafakasına hak kazanamayacağı ve erkeğin maddi manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/829 E., 2022/3002 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Adıyaman Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/440 E., 2022/115 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.... kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin bağımsız konut temin etmediğini, çalışıp eve bakmadığını, kadını başka şehirlerde çalışmaya, ırgatlığa götürdüğünü, kavga çıkarıp hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, çocukların kendisinden olmadığını söylediğini, tehdit ettiğini ve kovduğunu ve çocukları zorla kendi yanında tuttuğunu iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 75.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2.... kadın vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin fiziksel şiddet uyguladığını ve eşinin namusuna iftira attığını iddia ederek; birleşen davanın reddini istemiş, boşanmaya karar verilmesi halinde ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 75.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde; erkek hakkındaki iddiaların doğru olmadığını, kadının sadakatsiz olduğunu, çocukları evden kovduğunu, eşine ve ailesine hakaret ettiğini ve çocuklara kötü davrandığını iddia ederek; davanın reddini istemiş, davanın erkeğin açtığı boşanma davası ile birleştirilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının çalışmaya başladıktan sonra güven sarsıcı davranışlar sergilediğini, eve ve çocuklara bakmamaya başladığını, başka erkeklerle görüştüğünü, eve gelen erkek nedeniyle çocukların ağlayarak halalarına gittiğini, kadının 40 gün evi terk edip otelde kaldığını ve eşine "sen erkek misin" dediğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 750.00 TL tedbir ve iştirak nafakasına ve erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda başka erkeklerle makul olmayan saatlerde ve sıklıkta telefon görüşmeleri yaparak güven sarsıcı davranan kadın ile Adıyaman 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/6 Esas, 2021/279 Karar sayılı kararı ile eşine karşı basit müessir fiil, hakaret ve tehdit suçlarından cezalandırılmasına karar verilen erkeğin eşit kusurlu oldukları, uzman raporları ve ortak çocukların görüşleri esas alındığında ortak çocuklar ...ve ...ın velâyetinin babaya, Nurbanu'nun velâyetinin anneye verilmesinin çocukların üstün yararına olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu bulunan kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği ve tarafların eşit kusurlu olması nedeniyle maddî ve manevî tazminata hak kazanamayacakları gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklardan Nurbanu'nun velâyetinin anneye ve ...ile ...ın velâyetinin babaya verilmesine, velâyet kendisine verilmeyen ebeveynle çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, Nurbanu yararına aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadının manevî tazminat talebi ile erkeğin maddî ve manevî tazminat ve iştirak nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu erkeğe yüklenen kusurlu davranışlar sonrasında tarafların bir araya gelmiş olması nedeniyle bu davranışların kadın tarafından affedildiğini ve ortak çocuk Nurbanu'nun velâyetinin HTS kayıtlarına göre başka erkeklerle görüştüğü sabit olan kadına verilmesinin doğru olmadığını belirterek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk Nurbanu'nun velâyeti, aleyhe hükmedilen nafakalar ve reddedilen tazminat talepleri yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk Nurbanu'nun velâyeti, aleyhe hükmedilen nafakalar ve reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkeğin davasındaki boşanma hükmü kadın tarafından istinafa başvurulmamak suretiyle kesinleşmiş olmakla, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak kadının davasının kabulü ile erkeğin tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı, kusur belirlemesi doğru ise kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmediği, yoksulluğa düşüyorsa nafaka miktarının fazla olup olmadığı ve ortak çocuk Nurbanu'nun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına uygun olup olmadığı, uygun ise çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü, 175 inci, 182 nci maddeleri, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 12 nci maddeleri. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece boşanmaya sebebiyet veren olaylarda başka erkeklerle makul olmayan saatlerde ve sıklıkla telefon görüşmeleri bulunan kadın eş ile Adıyaman 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/6 Esas, 2021/279 Karar sayılı kararı ile eşine karşı basit müessir fiil, hakaret ve tehdit suçlarından cezalandırılmasına karar verilen erkeğin eşit kusurlu olduklarına hükmedilmiştir. Dosyanın tetkikinden; kadının çok sayıda erkek ile gece yarısı saatlerinde telefon görüşme kayıtlarının olduğu, tarafların kadının işbu kusurlu davranışları sebebiyle tartıştıkları ve erkeğe kusur olarak yüklenen vakıaların bu tartışma neticesinde yaşandığı anlaşılmakla; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre kadın ağır, erkek az kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyleyken hatalı değerlendirme ile tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

3.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı erkeğin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, kadının kusurlu eylemlerinin erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak davalı-davacı erkek yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

4.4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesinin birinci fıkrasına göre, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz nafaka isteyebilir. ... kadın boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olup, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluşmamıştır. Bu nedenle, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddedilmesi ve kadının yoksulluk nafakası talebinin kabul edilmesi yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddedilmesi ve kadının yoksulluk nafakası talebinin kabul edilmesi yönlerinden BOZULMASINA,

3.Davalı-davacı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.