"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/831 E., 2022/991 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/90 E., 2022/284 K.
Taraflar arasındaki davacı tarafından açılan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Karann davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak üzere gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; taraflann aralarında anlaşarak boşanma protokolü düzenlediklerini, ... 9. Aile Mahkemesi'nin 2017/1386 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını, anlaşmalı boşanma hususunda davacı tarafından davalıya banka havalesi yolu ile 125.000,00 TL gönderildiğini, ancak anlaşmalı boşanmanın davalı tarafından çekişmeli boşanmaya dönüştürüldüğünü belirterek, davalıya ödenen bedelin 02.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı erkek tarafından davalıya 125.000,00 TL gönderildiğini, ancak bu paranın davalının aile konutunun satışı neticesinde hissesine düşen bedelin bir kısmı ile davacı tarafından evlilik öncesi davalıya ait taşınmazın sattırılması neticesinde elde edilen satış bedelinin davalıya iadesi amacı ile olduğunu, bu nedenle davacının borcu olan bedeli ödediğini, sebepsiz zenginleşme durumunun söz konusu olmadığını belirterek, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A.İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 10.03.2020 tarih ve 2018/111 Esas, 2020/1550 Karar sayılı karan ile davanın sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak davası olduğu, tarafların 02.08.2017 tarihli anlaşma pıokotolüne istinaden ... 9. Aile Mahkemesinin 2017/1386 Esas sayılı dosyası ile anlaşmalı boşanma davası açtıklan, buna istinaden davacının davalının hesabına 125.000,00 TL havale ettiği ve devamında davalının boşanmadan vazgeçtiği tarafların kabulünde olduğu, her ne kadar bir kısım tanık beyanlan duyuma dayalı olsa da tüm tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde tarafların anlaşmalı boşanmanın mali sonuçlan hakkında anlaştıklan ve davacının bu doğrultuda 125.000,00 TL ödeme yaptığının sabit olduğu, kadının aile konutunun kendisine ait ve sattırıldığı iddia edilen evin parasıyla alındığı yönündeki iddiasını ispatlayamadığı, davacı tarafça ödenen 125.000,00 TL'nin anlaşmalı boşanmaya istinaden ödendiği ve boşanmanın gerçekleşmediği, haliyle davalının sebepsiz zenginleştiğinin anlaşıldığı belirterek davanın kabulü ile 125.000,00 TL'nin 02.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermiştir.
B.Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili hükmün tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 25.01.2022 tarih ve 2021/1215 Esas, 2022/16 Karar sayılı kararı ile Somut olay bu ilke ve kavramlar ışığında değerlendirildiğinde davacı tarafından gönderilen bedelin davalı tarafından alındığı konusunda taraflar arasında bir çekişme olmadığı, çekişmenin bu bedelin ne için gönderildiği noktasında olduğu, vakıa kabul edilmekle birlikte, onun farklı bir hukuki vasıfta olduğunun ileri sürülmesi durumunda, vasıflı ikrardan söz edilmesi gerektiği ve vasıflı ikrarın bölünemeyeceği, vasıflı ikrarda ispat yükünün, vasıflı ikrarda bulunan davalıda değil, vakıayı ileri süren davacı tarafta olduğu 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 555 inci ve devamı, maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal niteliği itibariyle bir ödeme vasıtası olduğu, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karinenin olduğu, bu yasal karinenin tersini ileri süren havaleci, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu, davacının davalıya banka havalesi ile gönderdiği dava konusu 125.000.00 TL alacak ile ilgili banka havale makbuzunda bedelin hangi amaç için gönderildiğine ilişkin açıklama bulunmadığından, davacı bu bedelin, iddia ettiği amaç için gönderildiğini ispat etmekle yükümlü olduğu, bu durumda, taraflar arasında düzenlenen 02.08.2017 tarihli "Boşanma Protokolü" kapsamında, anlaşmalı boşanmanın kabulü halinde davacının davalıya 125.000,00 TL ödeyeceğine ilişkin herhangi açıklamanın bulunmadığı, banka havale dekontunda da paranın ne amaçla gönderildiğine dair açıklamanın bulunmaması nedeniyle 6098 sayılı Kanun'un 555 inci ve devamı maddelerine göre havale ile yapılan ödemenin borç ödeme vasıtası olarak kabul edileceği dikkate alındığında, mahkemece; ispat yükü kendisinde olan davacıdan delilleri sorularak, ayrıca dava dilekçesinde açıkça "yemin" deliline dayanması nedeniyle davalıya yemin teklif etme hakkının bulunduğu hatırlatılarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile hükmün kaldırmasına, eksikliklerin giderilmek üzere mahkemesine göndermesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukandaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İstinaf ilamı doğrultusunda, davacı tarafa yemin deliline başvurup başvurmayacağı hatırlatıldığı, davacı taraf yemin deliline başvurulduğu, usulüne uygun yemin metni davalıya tebliğ edildiği, davalı söz konusu ödemenin protokol gereği almadığına yemin ettiği, davacının isticvap talebi üzerine söz konusu parayı ne hususunda aldığı davalıya sorulduğu, evlilik birliği içerisinde edinilen evin satımından kendi hakkına düşen kısım olarak aldığını beyan ettiği, söz konusu paranın ne amaçla davacı tarafından davalıya gönderildiği hususunda bir açıklamanın ne dekontta ne de protokolde yer almadığı, yapılan havalenin borç ödeme vasıtası olarak kabul edilebileceği karinesi dikkate alındığı, davacı tarafça dosyaya sunulan ve başvurulan tüm deliller kapsamında davasını ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV.İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen karanna karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek hükmün tamamen kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukanda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V.TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B.Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, anlaşmalı boşanmak üzere taraflar arasında anlaştıklarını, ancak kadının anlaşmalı boşanmaktan vazgeçtiğini, boşanma amacıyla yaptığı ödemenin davalıyı haksız zenginleştirdiğini, ispat yükünün davalı tarafta olduğu, isticvabında dava konusu parayı boşanma için değil, evdeki hakkı için aldığını beyan ettiğini, bu beyanın kendisine ödenen paranın boşanmaya ilişkin sonuçların mal paylaşımına ilişkin olduğunu ispat ettiğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan alacak davasında davaya konu alacağın sebepsiz zenginleşme hükümlerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespiti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Kanun'un 555 inci ve devamı maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
2-PMT-ÖK-DŞ-AB