"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2279 E., 2022/2284 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/490 E., 2022/64 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde değer artış payı, katılma alacağı ve kişisel malın iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulü kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin babasının vefat etmesi üzerine müvekkili ile kardeşlerine arsa intikal ettiğini, sonrasında ...t Konut Yapı Kooperatifi ile 10 adet daire verilmesi konusunda anlaştıklarını, müvekkili ve kardeşleri kendi aralarında herkese bir daire düşecek şekilde bu daireleri paylaştıklarını, tasfiyeye konu taşınmazın kooperatif tarafından verilen daire olduğunu, tapu çıkarılması işleminde miras yolu ile intikal eden taşınmazın davalının tapunun kendi üzerinde olması konusunda müvekkilini boşamakla tehdit etmesi üzerine davalı adına tescil edildiğini, müvekkilin asgari ücret ile bir markette çalıştığını, davalının kendisine iş kuracağını söyleyerek müvekkilin daha önceden Ford Focus marka aracını satarak bankaya yatırdığı 28.000,00 TL'yi müvekkilden aldığını, davalının ... sosyete pazarında bir yer kiralayarak bu parayı kullandığını ve kendisine bir iş kurduğunu, bu para yetmeyince müvekkili ile ortak biriktirdikleri 50.000,00 TL'yi de bu iş için kullandığını, ortak yaşam için alınan ev eşyalarını da davalının alarak ortak evi terk ettiğini belirterek; davalı adına kayıtlı 4142 ada 1 parsel 11 nolu bağımsız bölümün müvekkiline miras yolu ile intikal ettiğinin ve müvekkilin kişisel malı olduğunun tespitini, müvekkilin katkı payı alacağı ve değer artış alacağı olan şimdilik 78.000,00 TL'nin müvekkile aidiyetinin tespitini, mal rejiminin tasfiyesini, ortak malların katılma rejimine göre paylaştırılmasını talep ve dava etmiştir.
2. Davacı erkek vekili 16.06.2022 tarihli dava değerinin taşınmaz yönünden 250.000,00 TL olduğu belirtilen dilekçesinde; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, taşınmazın müvekkili adına tespiti ile tescilini, mümkün olmaması halinde taşınmaz için 22.04.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda tespit edilen taşınmazın rayiç değeri olan 550.000,00 TL güncel değeri üzerinden (eksik harcın yatırılması için süre verilerek) davanın kabulünü ve diğer alacak talepleri olan 50.000,00 TL yönünden de davanın kabulünü talep etmiştir.
3. Davacı erkek vekili 25.06.2022 tarihli ıslah dilekçesinde; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, öncelikle taşınmazın müvekkilinin kişisel malı olduğunun tespiti ile müvekkili adına tescilini, mümkün olmaması halinde taşınmaz için 03.02.2022 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen taşınmazın değeri olan 250.000,00 TL değer üzerinden davanın kabulünü ve diğer alacak talepleri olan 50.000,00 TL yönünden de davanın kabulünü talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, boşanma davasının devam ettiğini belirterek; davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı kadın vekili ıslah dilekçesine karşı beyan dilekçesinde; taşınmazın davacının kendi iradesi ile müvekkili adına tescil edildiğini, taşınmazın kişisel mal olmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 4142 ada 1 parsel 11 nolu bağımsız bölümün davalı adına ferdileşme sebebine bağlı olarak 20.06.2011 tarihinde tescil edildiği, taşınmazın tesciline esas olan düzenleme şeklinde devir ve temlik senedine göre; temlik edenin davacı, temlik alanın davalı olduğu, sözleşme içeriğinden davacının davalıya bağışlama amacında olmadığı, davacının katkısının taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin tamamı olduğu, taşınmazın edinilmiş mal olmadığı ve edinimi içerisinde ne davacının ne de davalının edinilmiş maldan katkısı olmadığı, bu nedenle temelinde mirastan gelen ikame değer bulunan bu taşınmaz için davacının talep edebileceği katkı payı alacağının 250.000,00 TL olacağı; davacının diğer taleplerini ispat edemediği; mal rejiminden kaynaklanan hak ayni hak niteliğinde olmayıp parasal nitelikte bir alacak hakkı olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile, 4142 ada 1 parsel 11 nolu bağımsız bölümden dolayı katkı payı alacağı olarak belirlenen 250.000,00 TL'nin 50.000,00 TL'sinin dava tarihinden, kalan 200.000,00 TL' sinin harcın yatırıldığı tarih olan 16.06.2022’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istem ile 50.000,00 TL alacak yönünden talebin ve tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazın müvekkilinin kişisel malı olduğunu, müvekkili adına tescil edilmesi gerektiğini, aksi halde taşınmazın güncel rayiç değeri olan 550.000,00 TL üzerinden karar verilmedi gerektiğini, 50.000,00 TL alacak talebinin de kabul edilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taşınmazın evvelinin davacının murisi babasına ait olduğu, davacı ve diğer mirasçıların yapı kooperatifi ile yaptıkları anlaşma neticesinde davacıya miras payına karşılık düşen daire olduğu, taşınmazın davacının kişisel malı olduğu, davacının taşınmazın ferdileşme ve tapu işlemleri işlemleri sırasında kendisine devrinin yapılacağı aşamada eşinin isteği ile taşınmazı davalıya devrettiği; kooperatife verile 04.01.2013 tarihli devir ve temlik belgesinde, taşınmazın tapusunundavalı adına çıkarılmasını talep ettiğini, eşinin kendisinden habersiz bu daireyi satamayacağını, mutlaka kendisinin muvafakatinin olması halinde satabileceğini, ölene kadar bu tapu üzerinde hakkının olacağını beyan ettiği; dinlenen taraf tanıklarının beyanları ve ibraz edilen tüm belgeler ışığında davacının kişisel malı olan taşınmazı davalıya evliliğinin devamını sağlamak ve evliliğinin ölünceye kadar devam edeceği inancı ile güven ilişkisi içinde eşine devrettiği, taşınmazı eşine bağışlamadığı, davacının bağış iradesinin olmaması nedeniyle taşınmazın davalının kişisel malı olamayacağı; davacının kişisel malını her zaman talep edebileceğinden İlk Derece Mahkemesince davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddi ile davacı lehine tasfiye alacağına hükmedilmesinin hatalı olduğu; davacının davalının iş yeri açmak için kullanıldığını ileri sürdüğü 28.000,00 TL ve 50.000,00 TL'ye ilişkin İlk Derece Mahkemesinin ret kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle; başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulü ile, davacının kişisel malı olduğu tespit olunan 4142 ada 1 parsel 11 molu bağımsız bölümün davalı adına adına bulunan tapunun iptali ile, davacu adına tesciline; davacı vekilinin davalının iş yeri açmak için kullanıldığını ileri sürdüğü 28.000,00 TL ve 50.000,00 TL'ye ilişkin tasfiye alacağının ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; taşınmazın müvekkili adına davacının bilgisi ve isteği ile tescil edildiğini, yapılan işlemin bağış olarak nitelendirilmesi gerektiğini, mal rejiminin tasfiyesinden ayni hak talep edilemeyeceğini, davacının kısmen ıslah olarak talebinin değiştiremeyeceğini, bunu ancak tam ıslah ile yapmasının mümkün olduğunu, kısmen ıslah ile davanın türü ve talep sonucunun değiştirilemeyeceğini, ıslahın usul ve kanuna uygun olmadığını, İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasını gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kişisel mal savunması ve ispatı, ıslahın usulüne uygun olup olmadığı, ayni karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde değer artış payı, katılma alacağı ve kişisel malın iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 241 inci maddesi, 716 ncı maddesi; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10 uncu maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1953 tarih ve 1953/8 Esas, 1953/7 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı kadın vekilinin bozma kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Kural olarak, mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı hakları doğar. Eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp şahsi alacak hakkıdır (4721 sayılı Kanun md. 227/1, 231, 236/1, YİBGK'nun 07.10.1953 tarih ve 1953/8 Esas, 1953/7 Karar sayılı kararı).
3. 4721 sayılı Kanun'un 239 uncu maddesinin birinci fıkrası "... Katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir…” şeklinde düzenlenmiş olup aynı Kanun'un 226 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında ise "... Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler. ..." hükmüne yer verilmiştir. Anılan kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı gibi, borcun ayın olarak ödenmesi borçlu eşe tanınmış bir haktır. Başka bir anlatımla, tasfiye alacaklısı ayrık durumlar hariç ayni hak isteğinde bulunamaz, ancak borçlu eş isterse, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin dava sonuçlanıncaya kadar borcunu ayın olarak ödemeyi kabul edebilir.
4. Açıklanan bu kuralın istisnaları 4721 sayılı Kanun'un 226 ncı maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen alacaklı eşin tasfiyeye konu paylı malda üstün yararını kanıtlaması ve aynı Kanun'un 240 ncı maddesinde düzenlenen aile konutu veya eşyanın söz konusu olması halinde tahdidi olarak belirtilmiş olup, temyize konu davadaki somut olayda, açıklanan istisnai durumlar da mevcut değildir.
5. Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca davalı kadın vekilinin tasfiye konusu 4142 ada 1 parsel 11 nolu bağımsız bölüme yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Mahkemece işbu taşınmazın davacının kişisel malının ikamesi olduğuna yönelik kabulü yerinde ise de, mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe tanınan hak ayni olmayıp şahsi alacak hakkı niteliğinde olduğundan davacının değer artış payı alacağının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının tasfiye konusu 4142 ada 2 parsel 11 nolu bağımsız yönünden BOZULMASINA,
2. Davalı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.