"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 12. Aile Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen evliliğin iptali, olmadığı takdirde boşanma davasında yapılan yargılama sonucunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek dava dilekçesinde; davalı kadın ile evlendikleri ilk günden itibaren hiçbir konuda anlaşamadıklarını, aralarında şiddetli geçimsizlik olduğunu, davalı kadının ortada hiçbir sebep yokken gitmek istediğini söylediğini, hamile olan kadının çocuğun erkekten olmadığını söylediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı erkek vekili 16.03.2016 tarihli ıslah dilekçesinde tarafların evliliğinin 4721 sayılı Kanun'un 145 inci maddesi gereğince iptaline, aksi takdirde tarafların 4721 sayılı Kanun'un 165 ve 161 inci maddeleri gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velayet hakkının davacı babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vasisi cevap dilekçesinde özetle; davacı erkeğin, kadını kaçırdıktan sonra tarafların evlendiğini, evlilikleri süresince davacı erkeğin vaadlerini yerine getirmediğini, kadının hamileliğinde kadınla ve doğacak çocuğun ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, kadını tehdit ettiğini ve ona hakaret ettiğini, davalı kadını evden kovduğunu, evden gitmesini istediğini, bunun üzerine kadının kadın sığınma evine yerleştirilip doğumunu yaptığını ileri sürerek kadın yararına maddi ve manevi tazminat ile çocuk yararına nafakaya hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vasisi 05.05.2016 tarihli duruşmada, davalı kadın için aylık 650,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile çocuk için aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 25.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 11.07.2017 tarihli ve 2015/397 Esas, 2017/498 Karar sayılı kararıyla; Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin raporu ve ... 15. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/2092 Esas, 2008/184 Karar sayılı kararına göre davalıda evlilik tarihinde hafif derecede Mental Retardasyon olduğu, hastalığının kronik olduğu bu nedenle kısıtlanmasına karar verildiği, babasının velayeti altına bırakıldığı halde tarafların evlenmiş oldukları, erkeğin eşi ve çocuğuyla ilgilenmediği, birlik görevlerini yerine getirmediği, işlem ehliyeti olmayan kadına kusur yüklenmesinin isabetli olmadığından bahisle 4721 sayılı Kanun'un 145 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince evliliğin mutlak butlan nedeniyle feshine, batıl olan evlilik içinde doğan ortak çocuğun velayetinin annenin kısıtlı bulunması nedeniyle davacı babaya verilmesine, anne ile çocuk arasında şahsi ilişki tesisine, işi ve geliri olmayan davalı kadının ihtiyaçları ve tarafların ekonomik sosyal durumuna göre kadın yararına 250,00 TL tedbir, kararın kesinleşmesinden itibaren 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, çocuk yararına 150,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, kadının maddi tazminata ilişkin talebinin kısmen kabulüyle 12.000,00 TL maddi tazminatın erkekten alınarak kadına ödenmesine, kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi tazminat yönünden; davalı kadın vekili, evliliğin butlan nedeni ile iptali hükmü, yoksulluk nafakası ile maddi tazminat miktarı, manevi tazminat talebinin reddi ve velayet yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 18.05.2021 tarihli ve 2020/663 Esas, 2021/617 Karar sayılı kararıyla; ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 07.02.2008 tarih ve 2007/2092 Esas, 2008/184 Karar sayılı kararı ile davalı ... 'de ... Etfal Hastanesinin 04.12.2007 tarihli raporu ile hafif derecede mental retardasyon mevcut olduğu, hak ve fiil ehliyetinin olmadığı, akıl hastalığı nedeni ile ...'ün kısıtlanmasına karar verildiği, babası ...'ün velayeti altına bırakılmasına karar verildiği, ayrıca ... Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin 10.11.2016 tarihli heyet raporunda, davalı kadında hafif derecede mental retardasyon olduğu, hastalığının kronik olduğu ve evlilik tarihinde hastalığın mevcut olduğunun bildirildiği, tarafların evlendiği 21.08.2014 tarihinde davalının hukuki fiil ehliyetinin bulunmadığı böylece davanın kabulü ile evliliğin mutlak butlan sebebi ile iptaline karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, Mahkemece kusur belirlemesine ilişkin yapılan tespitlerin yerinde olduğu, yargılama aşamasında alınan sosyal inceleme raporunda davalı kadının ailesine duyduğu öfke nedeniyle çocuğun bakımı için ailesinin yardımlarını kabul etmediği, kendisi ve çocuğunu odaya kilitlediği, bir kaç gün odada kapalı tuttuğu, davalının akıl hastalığının bulunduğu, davacı babanın çocuğun bakımını sağlamak için gerekli koşulları sağlamaya istekli olduğu, ailesinin de davacı erkeği desteklediği, müşterek çocuk lehine tedbir nafakası, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi tazminata hükmedilmiş olmasının dosya kapsamına uygun düştüğü ancak evlilikte geçen sürenin kısa olması ve davalı kadının yaşı göz önünde bulundurulduğunda yoksulluk nafakasının irat biçiminde ödenmesine karar verilmesinin hatalı olduğu, kadının manevi tazminat talebine ilişkin şartların oluşmaması nedeniyle kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu yönünde yapılan değerlendirmeler ile davacı erkeğin yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf itirazının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakasına ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasına, kadın lehine aylık 300,00 TL'den 2 yıllık olmak üzere toplam 7.200,00 TL toptan yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının tüm, erkeğin ise sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddi tazminat ve nafakalar yönünden; davalı kadın vekili tarafından ise hükmün tamamı yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairemizin 02.12.2021 tarihli ve 2021/7777, 2021/9036 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinden alınan 10.11.2016 tarihli sağlık kurulu raporunda davalı kadında “hafif derecede mental retardasyon olduğu, hastalığının kronik olduğu ve evlilik tarihinde mevcut olduğu” belirtilmiş, bu rapor ile de evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptaline karar verilmiş ise de; davalı kadının evlenme tarihinde sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunup bulunmadığı veya evlenmeye engel derece akıl hastası olup olmadığı hususunun, davalının, dosya içerisindeki tüm tedavi kayıtları ve raporları ile birlikte yeniden bu hususları kapsayacak şekilde rapor alınmak suretiyle tespit edilmesi ve olaşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğundan bahisle kararın bozulmasına, tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamında belirtilen ilkeler uyarınca kadının evlenme sırasında sürekli olarak ayırtım gücünden yoksun bulunup bulunmadığı yönünde rapor tanzimi düzenlenmesinin istendiği, Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin 04.08.2022 tarihli ve 1436 sayılı sağlık kurulu raporu ile davalı kadının evlilik sırasında ayırt etme gücünden yoksun olduğuna ilişkin bir bulguya rastlanılmadığı, durumunun evlenmesine engel teşkil etmediğinin bildirildiği, Yine Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesinin 29.09.2022 tarihli ve 1879 sayılı sağlık kurulu raporu ile davalı ...'nın evlenme tarihi olan 21.08.2014 tarihinde ayırt etme gücünden yoksun olduğuna dair bir bulguya rastlanılmadığı, durumunun evlenmesine engel teşkil etmediğinin bildirildiği, davacı erkeğin terditli talepleri incelendiğinde 4721 sayılı Kanun'un 145 inci maddesinin ikinci fıkrası ile 165 inci maddesine ilişkin koşulların oluşmadığı, bununla birlikte erkeğin, davalı kadın ile ilgilenmediği, sık sık davalı kadının ailesini arayarak "ben kardeşinizi istemiyorum, alın onu götürün" dediği, davalı kadının doğumunu kadın sığınma evinde yaptığı, sonrasında çocuğu ile birlikte ailesinin yanına sığındığı, davacı erkeğin sonrasında da çocuğunu ve eşini görmeye gelmediği, eşi ve çocuğu ile ilgilenmediği, ihtiyaçlarını karşılamadığı, davalı kadının da, sürekli olarak gece vakti uygunsuz saatlerde evden kaçtığı, davacı erkeğin davalı kadını sokaklarda bularak eve getirdiği, böylece evlilik birliğinin sona ermesinde davacı erkeğin ağır, davalı kadının ise az kusurlu olduğu, yargılama aşamasında yapılan tespitler neticesinde ortak çocuğun velayet hakkının babasına verilmesinin uygun görüldüğü, tarafların ekonomik durumları, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ve paranın alım gücü ve evlilikte geçen süre nazara alındığında kadın lehine aylık 500,00 TL'den iki yıllığına toplam 12.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, yine tarafların ekonomik durumları ile kusur dereceleri ve kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği yönünde yapılan değerlendirme ile davacı erkek vekilinin kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talepleri ile davalı kadın vekilinin evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptaline, yoksulluk nafakasına, maddi tazminat miktarına ve manevi tazminat talebinin reddine ilişkin istinaf itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bütünüyle kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 145 inci maddesi gereğince talep etmiş olduğu evliliğin mutlak butlan nedeniyle iptaline ilişkin isteminin reddine, davacı erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 165 inci maddesi uyarınca talep etmiş olduğu akıl hastalığı nedeniyle boşanma isteminin reddine, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine, davacı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin babaya verilmesine, anne ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, davalı kadın için aylık 250,00 TL, ortak çocuk için ise 150,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, davalı kadın lehine 12.000,00 TL toptan yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; dosya içeriğine göre davacı erkeğin kusurunun bulunmadığını, erkeğin ağır kusurlu bulunarak aleyhine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, evliliğin sona ermesine sebep olan olayın davalı kaıdnın rahatsızlığı olduğunu, kadının saldırgan davranışları olduğunu, evden sık sık kaçtığını, kadının rahatsızlığının evliliğin başından beri mevcut olduğunu, evliliğin çok az sürdüğünün, aleyhine tedbir ve toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen maddi ve manevi tazminatlar ile tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; Davacı erkeğin ortak çocuk ve evin ihtiyaçlarıyla hiç ilgilenmediğini, kadını evden kovduğunu, kadının tek başına doğum yapmak durumunda kaldığını, bu süreçte kadına maddi ve manevi herhangi bir destekte bulunmadığını, Mahkemece velayetin erkeğe verilmesinin hatalı olduğunu, yoksulluk nafakası takdirinin toptan olacak şekilde belirlenmesinin hatalı olduğunu, erkeğin kusurlu davranışları göz önüne alındığında takdir edilen tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek, kararın kusur belirlemesi, toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olması, yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminatların miktarı ve ortak çocuğun velayetinin babaya verilmiş olması yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan evliliğin iptali, olmadığı takdirde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaları talepli davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat ve tedbir-yoksulluk nafakası verilmesine ilişkin şartların oluşup oluşmadığı, oluştu ise miktarların hakkaniyete uygun olarak tespit edilip edilmediği, yoksulluk nafakasının toptan ödenmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı ile müşterek çocuğun üstün menfaati gereği velayetinin babaya verilmesinin uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla davacı erkek vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA,
2.Davacı erkeğin tüm, davalı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatıran davalıya geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.