Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1528 E. 2023/1667 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından açılan nüfus kaydının düzeltilmesi davasında, davacının nüfus kaydında yer alan ve eski eşiyle müşterek çocuğu olarak görünen bir kişinin gerçekte var olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının boşanma davasındaki beyanları ile mevcut davadaki beyanları arasında çelişki bulunduğu, nüfus kaydında yer alan kişinin varlığının araştırılması için yeterli delil toplanmadığı ve ilgili kişinin davaya dahil edilmesi gerektiği gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 16. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, eski eşi ... ile 1988 yılında evlendiklerini, bu evlilikten 22.11.1994 doğumlu ... ... isimli çocuklarının olduğunu, davacının tek çocuğu bulunduğunu, davacının E-Devlet üzerinden nüfus bilgisini sorguladığında 01.01.1991 doğumlu ... isimli bir çocuğun daha üzerine kayıtlı olduğunu öğrendiğini, davacıya bu çocuk hakkında daha önceden herhangi bir evrak gönderilmediğini, ilk ve tek çocuğu olan ... ...'ın miras paylaşımı durumunda terekeyi paylaşmak zorunda kalacağını, nüfus kaydının gerçeği yansıtmadığını, nüfus kaydındaki bu hatanın maddî bir hata olmadığını, bu kaydın davacı tarafından sunulan bir belgeye dayandırılarak oluşturulmadığını ileri sürerek, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun (5490 sayılı Kanun) 40 ıncı maddesi gereğince nüfus kaydının iptaline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... temsilcisi cevap dilekçesi sunmamış, yargılama aşamasında takdirin mahkemeye ait olduğunu beyan etmiştir.

2.Dahili davalı ..., dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.

3.Dahili davalı ...'ın T.C. kimlik numarasından mernis adres araştırması yapılmış, mernis adresinin bulunmadığı, emniyetçe yapılan araştırmada da adres kaydına ulaşılamadığından dava ve dahili dava dilekçesinin tebliğ edilemediği anlaşılmıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, ... ve ...'ın dosyaya dahili davalı olarak eklenmesine karar verildiği, davacının ... isimli çocuktan e-devlet sorgulaması sonucu haberdar olduğu beyan edilmişse de, çocuğun doğumunun bildirim işleminin 29.03.1991 tarihinde bizzat davacı tarafından yapıldığı, davacı tarafından boşanma davasında sunulan dava dilekçesinde ... isimi bir kız çocuğunun bulunduğunu beyan ettiği ve velâyetinin boşandığı eşi olan ...'a verilmesini talep edip, mahkemece velâyetinin babaya verildiği anlaşıldığından kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf başvurusunda; davacının ... isminde bir çocuğunun olmadığını, kimlik numarası sorgulamasından mernis adresi tespit edilemediğini, emniyetçe yapılan araştırmada da adres kaydına ulaşılamadığı, dava ve dahili dava dilekçesinin nüfus kaydında var olarak görünen bu kişiye tebliğ edilemediğinin anlaşıldığı, böyle bir kişinin seçimde oy kullanmadığının tespit edildiği ve 2015 yılından sonra da böyle bir seçmene ait adres kaydının bulunmadığının anlaşılmış olmasına göre ... isminde bir çocuğunun olmadığı, ilgili nüfus kaydının iptaline karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının ... isimli çocuğunun doğum tutanağında bizzat beyanda bulunduğu, boşanma davasında sunulan dava dilekçesinde ve duruşmada alınan taraf beyanlarında ... isimli bir kız çocuğunun bulunduğunun ifade edildiği, boşanma ilamıyla velâyetin babası ...'a verildiği gözetildiğinde davacının iddiasının kanıtlanamadığından bahisle İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı değerlendirilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesindeki itirazlarını aynen tekrarla, ileride terekenin paylaştırılmasına ilişkin meselelerde sorun çıkmaması amacıyla nüfus kaydının iptaline karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan nüfus kaydının düzeltilmesi davasında davacının, eski eşiyle müşterek çocuğu olarak görünen ... isimli çocuğun nüfus kaydının gerçeğe uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

5490 sayılı Kanun'nun 38 vd. maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Somut olayda davacı kadın, dahili davalı ... ile olan evliliklerinden ... isimli tek ortak çocuklarının olduğunu, haricen yapılan nüfus kontrollerinde ise ... isimli bir çocuklarının daha var göründüğünü, bu kaydın gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek ... yönünden nüfus kaydının iptaline karar verilmesini talep etmiş ise de; davacı ile dahili davalı ...'ın ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.02.1998 tarihli ve 1998/54 Esas, 1998/17 Karar sayılı kararıyla boşandıkları, davacı kadın tarafından boşanma dava dosyasına sunulan dava dilekçesinde tarafların ... isimli bir erkek çocukları ile ... isimli bir kız çocuklarının bulunduğuna ilişkin beyanlarının olduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece öncelikle davacının boşanma dava dosyasındaki beyanları ile eldeki dava dosyasına ilişkin beyanları arasındaki çelişkilerin davacı tarafa açılattırılarak ve gerekirse nüfusta baba olarak görülen Serhat'ın da beyanları alınmak suretiyle giderilmesi, davacı kadının her iki davadaki beyanları arasındaki çelişkiler giderildikten sonra nüfus kayıtlarında ... olarak görünen kişinin okul kayıtları ile sağlık sisteminde yer alan medula ve MHRS kayıtlarının ilgili yerlerden celp edilmesi, gerektiği takdirde mahkemece re'sen tanık dinlemek suretiyle böyle bir kişinin gerçekte var olup olmadığının tespit edilmesi, var ise davaya usulüne uygun şekilde dahil edildikten sonra toplanacak delillere göre sonucuna göre bir karar karar verilmesi gerekirken eksik araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.