"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/14 E., 2022/2375 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/613 E., 2021/649 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, kadını eski eşiyle sürekli kıyasladığını, ilgisiz olduğunu, ortak çocukların yanında kadına sinkaflı sözlerle küfür ve hakaretler ettiğini, tehditlerde bulunduğunu, darp ettiğini, aile ortamında ve akrabalarının yanında sürekli aşağıladığını, kadının ailesini küçük ve fakir görerek seni istemiyorum, baban seni götürsün gibi söylemlerde bulunduğunu, ortak evin ve çocukların ihtiyaçları ile ilgilenmediğini ve geceleri pavyonlarda hunharca para harcadığını, kadına harçlık dahi vermediğini, kadını komşusu ve akrabaları ile yakıştırdığını, hırsızlıkla suçladığını, en son şiddet uygulamasının 23.06.2019 tarihinde çocukların önünde gerçekleştiğini, kadının bu duruma bile sabrettiğini, erkeğin babasının yaşanan olaylardan dolayı hak vererek kızım sen gitme istersen, ben oğlumu kovarım burada kal dediğini ancak sonrasında kayın pederi ve amcasının ortak çocukları ve kadını babasının evine bıraktığını, erkeğin bu süreçte aramadığını ve kendi babasını çocukları alması için babasının evine gönderdiğini, erkeğin babasının çocuklar bizim, size gelmeyecek diyerek zorla annelerinin elinden aldığını, sonrasında da çocukları geri getirmediğini, bu süreç içerisinde erkeğin çocukları baskıyla annelerinden uzaklaştırmaya çalıştığını, anne ile çocukların görüşmesine izin vermediğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının sürekli huzursuz tavırlar sergilediğini, erkeğe ve ailesine karşı saygısızca davranışlarda bulunduğunu, kadının iddialarının gerçek dışı olduğunu, ortak çocukların bakımıyla ilgilenmediğini, kadının annesi ve kardeşinin de sürekli arayıp küfür ve hakaretler ettiklerini, ortak çocuklara şiddet ve baskı uyguladığını, kadının erkeği sürekli etraftan birileriyle yakıştırdığını, her seferinde kırıklarının yanından geliyorsun diye iftira attığını, davalının abisiyle birlikte iş yapmalarından dolayı sürekli abisiyle iş yaptıkları yere gittiğini, davacının davalının işten her dönüşünde abisinin eşini davalıya yakıştırdığını ve evlilik birlikteliğine yakışmayan ithamlarda bulunduğunu, davacının davalının babasına beni babamgile götür, götürmezsen intihar ederim, götürmezsen başkasıyla giderim diye bağırdığını ve tehdit ettiğini, davalının babasının da davacının üç dört gün kendi kendine kalıp dinlenmesi için istediğini yaptığını ve davacıyı babasının evine götürdüğünü, daha sonra davalının davacıyı defalarca aradığını ancak eşine ulaşamadığını, davalının babasının da beş kere davacının babasının evine gittiğini ancak davacıyı müşterek evine dönmeye ikna edemediğini, davalının babasının davacının hakaretlerine maruz kaldığını, davacının babasının davalının babasına sıpalarınızı alın götürün dediğini, bunun üzerine davalının babasının tarafların ortak çocuklarını alarak babalarına getirdiğini belirterek davanın boşanma yönünden kabulüne, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, kadını eski eşini kast ederek o senden daha iyiydi gibi laflar söyleyerek kadını eski eşi ile kıyasladığı, kadının hamilelik sürecinde ilgilenmediği, kadını babası veya kayınpederinin doktora götürdükleri, kadına sürekli şiddet uyguladığı, pavyonlara gittiği, eve geç saatlerde geldiği, pavyonda konsomatris olarak çalışan kadınlarla eğlendiği, kadına hakaret ve küfür ettiği, kadının ise erkeğe hakaret ve küfür ettiği, 2019 Haziran fiili ayrılıkta kayınpederine beni Konya'ya götür, götürmezsen intihar edeceğim dediği, bunun üzerine kayınpederinin kadını ve ortak çocukları götürüp babasının evine bıraktığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, yaşları, psiko-sosyal gelişimlerine dair menfaat ve ihtiyaçları dikkate alınarak ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 200,00 TL tedbir nafakasına, ortak çocuklar .... ve ... için ayrı ayrı aylık 300,00 TL, ortak çocuk ... için aylık 250,00 TL iştirak nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kusurunun ispatlanmadığını, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kusuru olmayıp kadının kusurlu olduğunu, kadın lehine nafakalara ve tazminatlara hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ortak çocukların velâyetlerinin babaya bırakılması gerektiğini ileri sürerek; kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince erkeğin, kadının hamilelik süreçlerinde ilgilenmediği yönüyle kusurlu bulunduğu ancak af kapsamında kalmakla kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, erkeğe yüklenen diğer kusurların yerinde olduğu, erkeğin ayrıca fiili ayrılık döneminde çocukların anneleri ile görüşmesini engellediği yönüyle tanık ...'nin beyanı kapsamında kusurlu bulunduğu, erkeğin tehdit edildiği yönündeki vakıasının boşanma dava tarihinden sonra gerçekleştiği anlaşılmakla kadına kusur verilmemesinin yerinde olduğu, erkeğin kusurları dikkate alındığında kadının müşterek haneden ayrılmak istemesi makul görülerek baba evine götürmediği takdirde intihar edeceğini söylemesi yönüyle verilen kusurun kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, kadına verilen diğer kusurun yerinde olduğu, her ne kadar tanıklarca kadının kayınvalidesine iki kez fiziksel müdahalede bulunduğu ifade edilmiş ise de tanık beyanlarında geçen olayların zamanı belli olmadığından kadına kusur olarak verilemeyeceği, kadına verilecek başkaca bir kusur bulunmadığı anlaşılmakla tarafların kusura yönelik istinafının kısmen kabulüne, gerçekleşen kusur durumuna göre erkeğin ağır kusurlu olduğu yönündeki mahkemenin kusur dağılımı isabetli bulunarak boşanma hükmünün kesinleştiğinin belirtilmesine, ortak çocukların annesi ile birlikte yaşadığı, yaşadığı ortamın gelişimine uygun olduğu, sosyal inceleme raporunda çocukların velâyetinin annede bırakılmasının çocuğun menfaatine olacağının tespit edildiği, çocuğun anne yanında kurulu düzeninin oluşması anne bakım gözetim ve şefkatına muhtaç olduğu dönemde olması nazara alınarak çocukların velâyetinin annesine verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle erkeğin velâyete ilişkin istinaf talebinin reddine, 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince kadın ve ortak çocuklar lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından tarafların bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine, tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına, günün ekonomik şartlarına, hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine göre yoksulluk nafakası miktarının az olduğuna, kadın lehine aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına, günün ekonomik şartlarına, hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine, çocukların yaşı ve ihtiyaçlarına göre iştirak nafakalarının yetersiz olduğuna, ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki erkeğin kusurunun mahiyeti, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının ölçülülük ilkesine uygun olduğu gerekçesiyle tarafların tazminatlara yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde de belirtilen sebeplerle kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine nafakalara ve tazminatlara hükmedilmesinin ve miktarlarının, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.