Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1748 E. 2023/5135 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadının boşandığı eşinin soyadını kullanmasına verilen iznin kaldırılması davasında, soyadının kullanım izninin kaldırılma şartlarının oluşup oluşmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının, boşanma protokolünden doğan haklarını yasal yollarla aramasının tek başına soyadı kullanımından kaynaklı bir zarar oluşturmadığı ve davacının soyadının kullanılmasından kaynaklanan somut bir zararını veya koşulların değiştiğini ispatlayamaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :...Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/394 E., 2022/1835 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ :...3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/604 E., 2021/616 K.

Taraflar arasındaki davacı vekili tarafından açılan kadının önceki eşinin soyadını kullanmasına verilen iznin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların...4. Aile Mahkemesi'nin 2016/380 Esas, 2016/580 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, onaylanan protokol ve kanun hükmü uyarınca davalının eşine ait Çelebioğlu soy ismini kullanabileceğine hükmedildiğini, davacının yaşanan pandemi nedeniyle işlerinin bozulması üzerine davalıya anlaşmalı boşanma ilamı nedeniyle yapılması gereken ödemeler konusunda anlayış göstermesi talebinde bulunmasına rağmen davalının bu talebi olumsuz yaklaşıp ...6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/446 D.iş üzerinden ihtiyati haciz alarak...11. İcra Müdürlüğünün 2020/15125 Esas sayılı dosyasında 80.743.166,53 TL tutarında tazminat alacağı ile...9. İcra Müdürlüğünün 2020/17828 Esas sayılı takip dosyasında ise 516.671,16 TL'lik nafaka alacağı iddiası ile haksız başlattığı icra takipleri nedeniyle şirket merkezinde fiili haciz işlemi gerçekleştirdiğini, bir kısım malların haczedilerek muhafaza altına alındığının gazete manşetlerinde yer aldığını, davacının iş çevresi, kurum ve kuruluşlar nezdinde maddî ve manevî itibarının zedelenerek zarar gördüğünü, davalının iki yıldır ABD ülkesinde yaşadığını, müzik sektöründe ... soyadığı ile tanındığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 173 üncü maddesi gereğince davasının kabulüne kadının evlilik soyadını kullanması izninin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; boşanma ilamı ile hak kazandığı evlilik soyadını kullanmasına izin kararının kaldırılmasını gerektirir haklı sebeplerden olmadığını, kötü niyetli olarak ödenmeyen nafaka ve tazminat alacaklarının tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatmasının yasal hakkı olduğunu, protokolün yerine getirilmesi için yapılan bu işlemlerin dava için gerekçe oluşturmayacağını, davacının anlaşmalı boşanmayı sağlayıp yükümlülük altına girdikten sonra kendi imkan ve yaşam standartlarını değiştirmeyip kendisinin sebep olduğu icra takibi nedeniyle dava açmasının haksız ve kötü niyetli olduğunu, Amerika'da öğrenci olan müşterek kızlarının davalı ile yaşadığı konutun aboneliklerini dahi davacının kapattırdığını, davacının protokolden kaynaklanan edimlerini yerine getirebilecek mal varlığı ve ödeme gücü olmasına rağmen edimlerini yerine getirmediğini, protokol kapsamında olan alacakların tahsilini önlemek için muvazaalı devirler yaptığını, davalının evlilik soyadını kullanmakta her hangi bir suistimalinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, anlaşmaları üzerine davalının davacının soyismini kullanmasına izin verildiği, davacının anlaşmalı boşanma protokolünde davacı kadına yüklü miktarda nafaka ve tazminat ödemeyi kabul ettiği, bu ödemeler için tacir olan davacının senetler verdiği, ipotek tesisini kabul ettiği, protokolden doğan edimlerinin yerine getirilmemesi nedeni ile davalı kadın tarafından icra takibi yapıldığı, bu hali ile boşanmayı temin edebilmek amacı ile yüksek miktarda ödemeleri kabul eden, aynı zamanda bir iş adamı olan davacının boşanma sırasında vadettiği ödemeleri yerine getirmemesi nedeniyle davalı tarafından icra takibi başlatılmak zorunda kalması davalının kötü niyetli olduğu ya da davacıya ait soyismini lekeleyecek mahiyette bir davranışı olmadığı, davacı doğurduğu sonuçlara katlanmak zorunda olduğu, soyisminin kaldırılmasını gerektirecek geçerli sebepler ispat edilemediği gerekçesiyle 4721 sayılı Kanun'un 173 üncü maddesi gereğince ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının üç yıldır Amerika'da yaşayıp Türkiye'ye gelmediğini, soyadını kullanmasında hukuki bir yararı olmadığını, davacının ticari ve kişisel itibarına zarar verdiğini, boşanma tarihindeki koşulların değiştiğini, Amerika'da Melbreeze ismi ile tanındığını, kararın ve karar gerekçelerinin yerinde olmadığını ileri sürerek karar tümü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

1. Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 173 üncü maddesi uyarınca kadının boşandığı eşinin soyadını kullanmaya ilişkin izninin kaldırılabilmesi koşulların değişmesinin gerektiği, ispat yükü boşanan kadının soyadının kullanılmasında artık menfaati kalmadığı yahut kadının soyadını kullanmasının kendisine zarar verdiği iddiasında bulunan davacıda olduğu, kadının, tarafların serbest iradeleri ile belirledikleri her iki taraf içinde bağlayıcı nitelikte bulunan ve hakim tarafından onaylanarak kesinleşen anlaşmalı boşanma protokolü ile belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmesini yasal hükümler çerçevesinde davacıdan talep ve dava etmesinin tek başına evlilik soyadının kullanımından kaynaklı oluştuğu iddia edilen zararına dayanak gösterilmeyeceği, bu kapsamda davacı tarafından kadının soyadını kullanımından kaynaklı somut bir zararın veya soyadı kullanmasına izin kararının verildiği tarihten sonra bu iznin kaldırılmasını gerektir koşulların değiştiğinin de ispat edilemediği, netice olarak İlk Derece Mahkemesi’nin davanın reddine ilişkin kararı ve karar gerekçesi yasal düzenlemeyle belirlenen usul ve esaslar ile dosya kapsamında toplanılan delillere uygun olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davalının üç yıldır Amerika'da yaşayıp Türkiye'ye gelmediğini, soyadını kullanmasında hukuki bir yararı olmadığını, davacının ticari ve kişisel itibarına zarar verdiğini, boşanma tarihindeki koşulların değiştiğini, Amerika'da Melbreeze ismi ile tanındığını, kararın ve karar gerekçelerinin yerinde olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan kadının önceki eşinin soyadını kullanmasına verilen iznin kaldırılması davasında soyadının kullanım izninin kaldırılma şartlarının oluşup oluşmadığı ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 173 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.