Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1813 E. 2023/2376 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinden doğan çocuğun babalığının reddi davasının hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Soybağının reddi davasında, davanın açılabilmesi için babanın, çocuğun kendisinden olmadığını kesin olarak öğrenmesinin ve bunun için DNA testi gibi bilimsel bir kanıtın gerekliliğinin gözetilerek, davacının soyut beyanlarına dayanılarak davanın hak düşürücü süre aşımından reddine ilişkin yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2292 E., 2022/2296 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ürgüp Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/62 E., 2022/282 K.

Taraflar arasındaki soybağının reddi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı asıl dava dilekçesinde; davalı ile 2016 yılında resmi olarak evlendiklerini, davalının kendisiyle evlendiğinde dul olduğunu, davalı ile 2019 yılında meydana gelen aile içi anlaşmazlıklar ve annesine karşı işlediği şiddetten dolayı anlaşmalı olarak boşandıklarını, Halasının oğlu olan Nihat ... ile bir gün sohbet ederken çocuk mevzusunun açıldığını, bunun üzerine çocuğa DNA testi yaptıracağını söylediğini, Nihat isimli şahsın davalı ...'in kendisine "Fatmanur, Celil'in çocuğu değil" dediğini anlattığını, Fatmanur'un kendisinden olmadığını yeni öğrendiğini iddia ederek soybağının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı, davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının "Ben boşanma davası açmadan önce çocuğun benden olmadığını biliyordum ancak evli olduğumuz için soy bağının reddi davasını açmamıştım." şeklinde beyanda bulunduğu, ilk boşanma davasının 2016 yılında, ikinci davanın da 2017 yılında açıldığı, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı asıl istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı, söz konusu olayı boşanmadan sonra öğrendiği, öğrenir öğrenmez de davayı açtığını, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda, İlk Derece Mahkemesi kararında gösterilen gerekçeler ile davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesinde her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı, istinaf dilekçesini tekrarla, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, soybağının reddi istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, hak düşürücü süre içinde dava açılıp açılmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 286 ncı, 289 uncu, 291 ..., maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 ... ve 371 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Geniş anlamda soybağı bir kimsenin üst soyu ile olan kan bağını; dar anlamda soybağı ise, bir kimsenin sadece ana-babasıyla arasındaki biyolojik bağını ifade etmektedir. Bir kişi (çocuk) ile kendilerinden biyolojik (genetik) olarak türemiş olduğu kişiler arasındaki bağa doğal soybağı (biyolojik nesep), hukuk düzeni tarafından aranan bazı koşulların gerçekleşmesiyle, bir çocuğun hukuki olarak bir ana-babaya bağlanması sonucunda, ana-baba ile çocuk arasında kurulan bu hukuki ilişkiye ise hukuki soybağı (hukuki nesep) denir. Buna göre soybağı, bir kimseyle ana-babası arasındaki doğal ve/veya hukuki bağ olarak tanımlanmaktadır.

2. 4721 sayılı Kanun’a göre, çocuk ile anne arasındaki hukuki soybağı doğumla; çocuk ile baba arasındaki hukuki soybağı ise anneyle evlilik, tanıma, babalık davasında verilen hüküm veya evlat edinmeyle kurulmaktadır. Baba ile çocuk arasında evlilik içinde doğmaya, babalık karinesine dayalı olarak hukuken kurulmuş bulunan soybağı ilişkisinin ortadan kalkması ancak soybağının reddi ile söz konusu olabilmektedir. Soybağının reddi davasının başarıya ulaşarak çocuk ile babası arasındaki soybağının ortadan kalkması sonucunda çocuk, baba yönünden soybağı bulunmayan çocuk statüsüne girer. Anayasa Mahkemesi'nin 25.06.2009 tarihli ve 2008/30 Esas, 2009/96 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, kişinin genetik-biyolojik kökeni kendisine ait olmayan çocuğu reddetme hakkı en temel haklarından birisidir.

3. 4721 sayılı Kanun'un 286 ncı maddesinde, kocanın, çocuk ve anne aleyhine açacağı soybağının reddi davası ile babalık karinesini çürütebileceği; 289 uncu maddesinde ise kocanın soybağının reddi davasını doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıllık süre içinde açması gerektiği, gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa bir yıllık sürenin bu sebebin ortadan kalkmasından sonra başlayacağı hükme bağlanmıştır.

4. Soybağının reddi davasında, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı hususunda ve davanın temellendirilmesinde belirleyici olan “öğrenmenin” ne zaman gerçekleştiği noktasında şüphenin öğrenme açısından yeterli olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Yerleşik Yargıtay uygulamalarında, yargılama dışında elde edilmiş babalık raporlarına özellikle hak düşürücü süre niteliğindeki dava açma süresinin öğrenme tarihinden itibaren başlaması bakımından dikkate alındığı görülmekte yani öğrenmenin yargılama dışı babalık testi ile gerçekleşmesi anında hak düşürücü sürenin başlayacağı kabul edilmektedir. Sonuç olarak, bir çocuğun kendisinden olmadığı yönündeki şüphe öğrenme açısından yeterli kabul edilemeyecektir.

5.Somut olayda, hak düşürücü sürenin hakkı ortadan kaldıran niteliği dikkate alındığında, davacının duruşmadaki soyut beyanı, öğrenmenin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde gerçekleştiğinin kabulü için yeterli değildir. Öğrenmenin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde gerçekleşmesi için DNA testi yapılması gerekmektedir. O halde, Mahkemece davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı kabul edilerek tüm delillerin toplanıp davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken DNA testi yapılmadan, soyut beyanlar ile öğrenmenin gerçekleştiğinin kabulü ile davanın hak düşürücü sürede açılmadığından bahisle reddine karar verilmesi ... görülmemiş kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.