"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1442 E., 2022/1896 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 29. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/176 E., 2022/402 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince evlilik birliği erkeğin ölümü nedeniyle son bulduğundan tarafların karşılıklı boşanma talepleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına, sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.... erkek vekili dava ile cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; tarafların 28.01.2008 tarihinde evlendiklerini, ortak çocuklarının olmadığını, önceki evliliklerinden birer çocuklarının olduğunu, kadının evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmediğini, maddî manevî katkı sunmadığını, müvekkili ile ilgilenmediğini, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, evlilik tarihinden on üç ay sonra müvekkilini terk ettiğini, müvekkilinin artan sağlık sorunlarında da arayıp sormadığını ve müvekkili ile ilgilenmediğini, müvekkilinin halen oğlu ...'un yanında yaşadığını, onun bakım ve desteği altında olduğunu, müvekkilinin tüm hastalıklarında, hastane ve evde bakımını, ihtiyaçlarını oğlu Emrah Boz'un üstlendiğini, kadının iddilarının gerçek dışı olduğunu, eşini ve evi terk hususunda çelişkili beyanda bulunduğunu, on yıl boyunca sorumluluklarını yerine getirmediğini, iddilarını ve davalarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla kadının davasının reddine, davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 30.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. ... erkeğin 28.02.2021 tarihinde vefat etmesi üzerine, mirasçısı davaya devam etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin iddia ettiği olayların gerçeği yansıtmadığını, kabul etmediklerini, müvekkilinin evinin ve eşinin gereken tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, erkeğin önceki evliliğinden olan oğlunun müvekkilini istemediğini ve tehdit ettiğini, erkeğin sürekli borçlandığını ve ödemekten kaçındığını, müvekkilinin annesinin hastalığı nedeniyle erkeğin rızası ile yanına gittiğini, ancak erkeğin kendi oğlundan müvekkili uzak tutmak istemesi nedeniyle dışarıda buluşmak zorunda kaldıklarını, buna rağmen müvekkilinin erkeğin yemek vb. ihtiyaçlarını karşıladığını, hastane sürecinde erkeğin, oğlunun hastanede olmadığı zamanlarda müvekkili çağırdığını ve görüştüklerini, ziyaretine gittiğini, erkeğin oğlunun baskısı ile boşanma davasının açıldığını, erkeğin ve oğlunun borçları nedeniyle müvekkilinin bütün kazancını ve ziynet eşyalarını verdiğini, kredi çektirdiklerini, müvekkilinin işyerinde işten çıkarılması üzerine tarafların tartıştığını ve erkeğin müvekkiline paza kazanmasını, iş bulmasını ve para getirmesini istediğini, erkeğin müvekkiline saldırdığını, hakaret ettiğini, bunun üzerine annesini aradığını, erkeğin müvekkilin annesine de hakaret ettiğini, polis nezaretinde müvekkilinin evden ayrıldığını, erkeğin oğlunun müvekkilini eve dönmemesi ve babası ile görüşmemesi için tehdit ettiğini, müvekkilinin annesinin 2013 yılında hastalanması üzerine 2019 yılına kadar müvekkilinin annesine bakmak zorunda kaldığını, evlilik birliği içerisinde erkeğin sorumluluklarını yerine getirmediğini, bütün gelirlerini oğluna harcadığını, eve maddî katkı sağlamadığını, erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, erkeğin davasının reddine, davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkil lehine 1.000,00 TL tedbir, 1.500,00 TL yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, eşinin rahatsızlığı döneminde onunla ilgilenmediğinin anlaşıldığı, kadının iddialarının çelişkili olduğu ve dinlenen tanık beyanlarının ise samimi bulunmadığı, bu nedenle kadının savunmasına itibar edilmediği gerekçesi ile evlilik birliği erkeğin ölümü nedeniyle son bulduğundan tarafların karşılıklı boşanma talepleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına, sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine, davacı mirasçıları yararına yargılama giderleri ve vekalet ücretine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili, kararın hatalı değerlendirme ile verildiğini, boşanma davasının erkeğin iradesiyle değil salt oğlunun zorlaması ile açılmış bir dava olduğunu, erkeğin oğlundan etkilenmesi sonucu müvekkiline karşı sergilediği olumsuz davranışları ve müvekkilime zarar verebileceğinin erkek tarafından bildirmesi, uzak durmasının daha faydalı olacağının söylemesi üzerine müvekkilinin evden ayrılmak zorunda kaldığını, iddia edildiği gibi müvekkilinin evi terk etmediğini, erkeğin yine oğlunun müvekkiline fiziksel olarak zarar verme ihtimalinin bulunduğu, bu sebeple ziyaretine gelmemesinin daha iyi olduğu şeklindeki telkinleri nedeniyle müvekkilinin erkeğin hastalığı süresince düzenli olarak ilgilenemediğini, erkeğin oğlunun tehdit ve baskısına rağmen müvekkilinin eşiyle ilgilenmek için çaba sarf ettiğini, tarafların ayrı yaşamalarının sebebinin erkeğin, evlilik birliğini bir arada sürdürebilecek ortam sağlayamamasından kaynaklandığını, Mahkemece, tanıklarının beyanlarının samimi bulunmadığı ve itibar edilmediği şeklindeki eksik ve yetersiz gerekçe ile karar vermesinin adil yargılanma hakkının ihlali olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur tespiti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin ölümü üzerine kusur tespiti bakımından erkek mirasçısı tarafından devam edilen davada, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesinin isabetli olduğu, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili, kararın hatalı değerlendirme ile verildiğini, boşanma davasının erkeğin iradesiyle değil salt oğlunun zorlaması ile açılmış bir dava olduğunu, bu hususun dinlettikleri tanık beyanları ile sabit olduğunu, erkeğin oğlundan etkilenmesi sonucu müvekkiline karşı sergilediği olumsuz davranışları ve müvekkilime zarar verebileceğinin erkek tarafından bildirmesi, uzak durmasının daha faydalı olacağının söylemesi üzerine müvekkilinin evden ayrılmak zorunda kaldığını, iddia edildiği gibi müvekkilinin evi terk etmediğini, erkeğin yine oğlunun müvekkiline fiziksel olarak zarar verme ihtimalinin bulunduğu, bu sebeple ziyaretine gelmemesinin daha iyi olduğu şeklindeki telkinleri nedeniyle müvekkilinin erkeğin hastalığı süresince düzenli olarak ilgilenemediğini, erkeğin oğlunun tehdit ve baskısına rağmen müvekkilinin eşiyle ilgilenmek için çaba sarf ettiğini, erkeğin ortak konut sağlamaması ve ailesinin evliliğe müdahalesinin dikkate alınmadığını, Mahkemenin, tanıklarının beyanlarının samimi bulunmadığı ve itibar edilmediği şeklindeki eksik ve yetersiz gerekçe ile karar vermesinin adil yargılanma hakkının ihlali olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur tespiti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki boşanma davasında evlilik ölümle sona ermiş ve boşanma davası konusuz kalmış ise de, mirasçının davaya kusur tespiti yönünden devam etmesi nedeniyle sağ kalan kadın eşin, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte kusurlu bir davranışının ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 181 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.